Varadero tradutor Espanhol
28 parallel translation
Ne zaman kuru havuza çekilecek?
¿ Cuándo estará en el varadero?
Orjinal, bir ve tek, willie brown
El original, único y varadero, Willie Brown.
Lido'daki Varadero süitinde.
Será en el bar de la sweet del Lido.
Emlak komisyoncusu ve avukatın da izine rastlamadım.
Tampoco el varadero agente estatal ni el abogado...
Varadero Kosta Rica'dan gelmekte ve ne geldiği yer dışında ne de Guatemala içinde balık avlama izni yok.
El Varadero era de Costa Rica y no tenía permiso para pescar fuera de Costa Rica o dentro de Guatemala.
Varadero, köpekbalıklarının yüzgeçlerini kesip geri kalan kısımlarını denize atmaya devam etti.
El Varadero continúa "aleteando" tiburones y arrojando los cuerpos por la borda.
Varadero sonunda, onları otoritelere teslim edeceğimiz limana kadar bizi takip etmeyi kabul etti.
- El Varadero finalmente decidió seguirnos hasta el puerto, donde los podríamos entregar a las autoridades.
Varadero, tanıdıklarını devreye sokmuştu.
El Varadero había movido algunos hilos.
Böylece Varadero'yu bırakıp güneye Kosta Rika'ya doğru devam ettik.
Así que nos deshicimos del Varadero, y continuamos al sur hasta Costa Rica.
Varadero'nun mürettebatı onları öldürmeye çalıştığımızı iddia ediyorlardı.
La tripulación del Varadero, el pesquero ilegal de tiburones, afirmaró que intentamos matarlos.
Herkes Varadero'yu nasıl görmezden gelebiliyor. Guatemala, Kosta Rika ve uluslararası yasaları çiğnediler ve bizim bu konuda delilimiz var. Bir :
- ¿ Cómo todos ignoran lo que el Varadero hacía?
Huzur içinde yatsın, Aralık 1977'de, annen o meşhur esrar partilerinden birini veriyordu. Kendimi uçmuş vaziyette Francie teyzenle beraber kayıkhanede buldum.
Diciembre de 1977, tu mamá, que en paz descanse organiza una de sus infames fiestas de marihuana y me encuentro muy borracho en el varadero con tu tía Francie.
Frank uğrayıp kayıkhanenin anahtarını aldı.
Escucha, Frank vino y recogió la llave del varadero.
Varadero sahilini hep sevmişimdir.
Me gusta la playa de Varadero.
Belki de kayıkhaneye geri dönmüştür.
Quizás volvió al varadero.
Lütfen kayıkhaneye geri dönelim.
Volvamos al varadero, por favor.
Kayıkhaneden geliyoruz.
Venimos del varadero.
Evet, Nehirdeki bir kayıkhaneye sakladım.
Sí, en un varadero. No lo encontrarán en meses.
Kayıkhaneye gitmemiz gerek.
Tenemos que ir al varadero.
- ICE'ı ara. Amputuan'ı sorguya alsınlar. Nate'e söyle rıhtıma gelsin.
Llama a inmigración : que detengan a Amputuan para interrogarle y haz que Nate se encuentre con nosotros en el varadero.
Kartonpiyerli, iki banyolu şöminesi olan bir yer istiyorum ben. Filika, yarı bowling sahası ya da perili bir kayıkhane değil.
Quiero una casa con molduras y dos lavabos y una chimenea, no una barcaza ni la mitad de una bolera o un varadero embrujado.
- Babam Sunset Marina'daki Kayık evi'nin sahibi. - Evet...
Mi padre es el dueño del restaurante del varadero, en Sunset Marina.
Maria ile Varadero'daki sahilde tanıştığımızda 15 yaşındaydık.
Conocí a María cuando teníamos 15 años... en la playa de Varadero.
Kayıkhaneye geri dönüyoruz, Edgar.
Nos volvemos al varadero, Edgar.
Danny'nin Gemi Tamir Havuzu ama Tanrım, numarası yok.
- "Varadero de Danny", no tiene número.
- Liman 37, pusula kral.
- Varadero 37 en Compass King.
Aslında, kira kontratı dün sona ermiş.
De hecho, ayer se venció el arrendamiento del varadero.
Bu son şansınız çünkü o yakında çekek alanına gidecek.
Pronto irá al varadero.