English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ V ] / Vardir

Vardir tradutor Espanhol

533 parallel translation
Tüm gece boyu agIamak vardir, ama sabaha nese döner.
Las lágrimas pueden durar una noche pero la alegría vendrá por la mañana.
Sökül, daha vardir. Var.
Vamos, tendrá algo más.
- Biri vardir mutlaka.
- Seguro que sí.
Herkesin saklayacak bir seyi vardir.
Todo el mundo tiene algo que ocultar.
Öldürmek ve tehditten baska ikna yollari da vardir bayim.
Hay otras formas de persuasión, aparte de matar y amenazar con matar.
Herhalde 135 kilo vardir.
Debe de pesar 130 kg.
SARP BİR KAYALIK... DİK BİR YAMAÇ VARDIR.
HAY UNA ESCARPA, UN ACANTILADO,
Umarim ki, zenciler de vardir.
Espero que venga gente de color.
Glennister'in sizi getirmesinde kesin bir sebep vardir.
No creo que el Sr. Glennister la haya traído aquí sin una razón.
Benim yasli hantal tüfegin bazi kusurlari vardir.
Mi vieja escopeta se vuelve loca a veces.
Belki ikimiz için hala umut vardir.
Pero quizá aún haya esperanza para nosotros.
Değilse bile bir vikingin burada olduğundan mutlaka haberi vardir.
Si Sir Brack anduviera por aquí... habría venido a cortejarte como siempre hace.
DÜNYA TARİHİNDE PARANIN SATIN ALAMAYACAĞI TEK BİR ŞEY VARDIR :
" EN TODA LA HISTORIA DEL MUNDO, SÓLO HAY UNA COSA QUE EL DINERO NO PUEDE COMPRAR :
Acayip yollari vardir onlarin.
Tienen maneras maravillosas.
Mutlaka viskiniz vardir, çünkü Albay içkici bir adama benziyor.
Usted debe tener un poco de whisky'porque el Coronel parece un hombre que bebe.
Ayi ülkesinde yaºarsan, ayi olmanin avantajlari vardir.
Hay un poco de consuelo en ser un oso cuando usted vive en el país de los osos.
Içimizde hayvani yönlerimiz vardir.
Tenemos animales entre nosotros.
Iki çeºit sevgi vardir Jed.
Hay dos tipos de amor.
Ve mutlaka bir yetenekleri vardir.
Y nunca les falta algún talento menor.
Paris, Pelagos adinda bir ada vardir.
Paris, hay una islita llamada Pelagos.
Köyün yakinlarinda da kücük evler vardir.
Y hay casitas cerca del pozo del pueblo.
Allah vergisi bir sürpriz yetenegi vardir.
Siempre tuvo debilidad por las sorpresas.
Beni nereye goetueruerseniz goetueruen su anda yardima gelen biri vardir.
Me lleven donde me lleven alguien vendra a ayudarme, como ahora.
Belki hala zaman vardir.
Quiza aun llegue a tiempo.
Umarim verecek iyi haberlerin vardir.
Espero que tengas buenas noticias.
Her zaman senden daha hizli biri vardir. Silahini ne kadar çok kullanirsan onunla karsilasma sansin o kadar artar.
Siempre hay quien desenfunde más rápido que tú, y cuanto más uses la pistola, antes encontrarás a ese hombre.
Bütün kanunlardan daha güçlü bir sey vardir.
Es una ley más importante que cualquiera que esté escrita.
Araba yol almak için vardir, durmak için degil.
Con los coches se anda, no se para.
Yeni adam, belki de senin bir fikrin vardir.
Eh, soldado nuevo, quiza tienes ideas nuevas.
Biz sivillerin, siz askerlerden daha çok eglenceye ve dinlenmeye ihtiyaci vardir.
Ios civiles necesitamos mas diversion que ios viejos lobos de mar.
Japon donanmasinin imkansizi basarmak gibi kötü bir huyu vardir.
La armada japonesa tiene ia mala costumbre de hacer imposibles.
Kümelesme halinde manevra kaabiliyetleri vardir. Japonlar mayinla ugrasirken, saldirabilirler.
Pueden maniobrar entre ios bancos de arena y pueden atacar cuando ios nipones esten ocupados con ias minas.
AŞKIN BİRÇOK ÇEŞİDİ VARDIR
- HAY VARIAS CLASES DE AMOR
Bu Western filmlerden bir karakter, psikolojik bir drama, polisiye bir film, veya tarihsel bir film. Fark etmiyor. Sonuç olarak her zaman bastan çikartici biri vardir.
Es un personaje de western, de drama psicológico... de película policíaca o de película histórica, poco importa.
Bu kelimenin karanlik ve kafa karistiran bir tarihi vardir.
Una palabra oscura estaba en todas las bocas : autogestión.
Ekmeginiz ve bir tost makineniz vardir, degil mis
¿ Tiene pan y una tostadora?
Orada TV, dergi falan vardir, degil mis
Aquí tienen revistas y televisión, ¿ no?
Ama her zaman bir umut vardir.
Pero siempre hay esperanza.
Herkes birbirini kurşunlamasın diye her sokağın başında bir polis vardir.
Hay un policía en cada esquina para que la gente no se mate.
Askta, ayrilmislik hala vardir, ama artik ayri olarak degil :
En el amor, persona separada aún existe pero no tan separada como unida ;
Sözcüklerin anlaminin bu gelisimde bir rolü vardir.
El sentido de las palabras participa en ello.
Kapitalist üretimin toplumlar arasindaki sinirlari yikan birlesmis bir alani vardir.
La producción capitalista ha unificado el espacio, el cual ya no está limitado por sociedades exteriores.
Insan gelisimi eksikliginin bu umumi zamaninin ayni zamanda bütünleyici bir yönü de vardir ( simdiki üretim tarzina dayali tüketilebilir bir zaman biçimi ve günlük yasamda kendini sahte devirli bir zaman olarak göstermek.
El tiempo general del no-desarrollo humano existe también bajo el aspecto complementario de un tiempo consumible que vuelve hacia la vida cotidiana de la sociedad a partir de esta producción determinada, como un tiempo seudocíclico.
HER ÖYKÜNÜN BİR SONU VARDIR
TODAS LAS HISTORIAS TIENEN UN FINAL
Belki senin gibi bir dahiye ihtiyaç vardïr.
Quizás necesiten a un genio como Ud.
BU NOKTADAN SONRA ÖLÜMCÜL GÜÇ KULLANIM YETKİSİ VARDIR
USO DE FUERZA AUTORIZADO A PARTIR DE ESTE PUNTO
Çok fazla yesillik vardir.
Le pide que vaya con él dentro de la pantalla.
Kapitalizmin bu koruyucu melekleri için emeğin açik bir yapisi vardir biri hastaliği bulur, diğeri tedaviyi.
Entre estos ángeles guardianes del capital... se instaura un sabio reparto de tareas :
Belki camïn önünde bir alet vardïr.
Quizá haya un interruptor fuera de la ventana.
Ama güresmeyi ögrenmenin tek bir yolu vardïr ve bu da güresmektir.
Pero sólo hay una manera de aprender a luchar. Y es haciéndolo.
Bazïlarï hemfikirdir. Seyrek sürünün avantajlarï vardïr.
Llevarlos holgados tiene sus ventajas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]