Vardiya tradutor Espanhol
1,130 parallel translation
Çift vardiya çalışıyorum. Neye benziyor?
Trabajo doble turno ¿ Qué parece que hago?
Bu vardiya benim, Mitch'in değil. - Umrumda değil.
Yo soy jefe de turno, no Mitch.
Vurulmadım ama ard arda gelen iki vardiya ile bu lanet bilgisayarın karşısında oturuyorum ve eve gidip uyumak istiyorum.
No me han disparado, pero llevo dos turnos seguidos delante del puto ordenador, y quiero irme a dormir.
Üç 1 2 saatlik vardiya yerine, beş 8 saatlik vardiya çalışacaksınız.
En vez de turnos de 12 horas, todos trabajaremos 5 turnos de 8 horas.
LH'siz bir vardiya, fazladan mesailerimizi kesmelerini engeller.
Un turno sin enfermeras y se repensarán lo de quitar las horas extra.
Haleh, çifte vardiya yapabilir misin?
Haleh, ¿ puedes hacer turno doble?
Sana cumartesi çifte vardiya verdim.
Te he puesto turno doble para el sábado.
İki vardiya çalıştım.
Tuve que hacer dos turnos.
Çifte vardiya yaptığını duydum. Sadece paraya ihtiyacın olduğu için.
Haces doble turno porque necesitas el dinero.
Çift vardiya çalışıyorum ve iki saatlik mesafede oturuyorum,
He estado haciendo turnos dobles y vivo a dos horas de aquí.
Ve günde üç vardiya ile çalışınca
Con tres turnos de 24 horas.
Tom, vardiya istasyonlarını biz alacağız.
Tom, encarguémonos del mando.
Personelden sorumlu olan subayın, siz olduğu söylendi, ve vardiya listelerini... siz hazırlıyormuşsunuz. Bu doğru bir ifade mi?
Le informo que esta oficial como parte del personal... está preparada... para sus asignaciones de trabajo.
Vardiya görevi almak isterim.
Quiero pedir una asignación de trabajo.
Seven of Nine, vardiya görevi talebinde bulundu.
7 de 9 solicitó una asignación de trabajo.
Gerçekten, motorlar hakkında daha fazla şey öğrenmek konusunda ilgileniyorum, belki de Makine Dairesi'nde gönüllü olarak bir kaç vardiya alabilirim.
Quiero aprender más sobre sistemas de ingeniería, podría hacer algunos turnos.
İkiz görev şeklinde olacak- - haftada, üç vardiya şeklinde.
Será sólo temporario tres turnos a la semana.
Oh, vardiya listelerini yeniden ayarlayabilirim.
Yo puedo reorganizar los turnos.
- Vardiya senin mi? - Evet, efendim.
- ¿ Estás en la lista de turno?
Çift vardiya istiyorum, 24 saat.
quiero turnos dobles todo el tiempo.
Ayda 12 vardiya, 18 gün izinliyim.
12 turnos al mes, 18 días libres.
Haftada beş vardiya, klinik...
- ¿ Sí? Bueno, cinco turnos por semana, la clínica...
Hadi,'önemli şahsiyet'.Devriye aracımın arka kolutuğunda bir vardiya geçir.
Vamos, bocon. Pasa un tiempo en la parte de atrás de mi patrulla.
Hayır, Ch'Tang'da görev yapacaksın... Vardiya Subayı olarak.
Servirás a bordo de la Ch'Tang como tercer oficial.
Vardiya Subayı Kor göreve hazır.
Se presenta el tercer oficial Kor.
Bu yolculukta, sadece Vardiya Subayı'yım. Özel muamele beklemiyorum.
Soy el tercer oficial, no espero un trato especial.
Sanırım Vardiya Subayı'ydı General.
- Creo que nuestro tercer oficial.
Vardiya Subayı. Bize Caleb IV'ten bahset.
Tercer oficial, háblenos de Caleb IV.
Bir de çift vardiya boyunca benimle birlikte olan şu inanılmaz hemşire vardı beni donmuş patates ile besledi ve bana ne zaman nefes almam gerektiğini ne zaman bebeği ittirmem ve bağırmam gerektiğini söyledi. Ve sonunda doğdu.
Pero había una enfermera increíble que trabajó 2 turnos para quedarse conmigo, me daba hielo y me decía cuándo tomar aire y pujar y gritar y entonces por fin apareció ella.
Biliyorum, ama vardiya değişelim dedim.
Ya lo sé, pero sentí ganas de trabajar.
İşte yeni vardiya.
Ahí viene el siguiente equipo.
Çift vardiya çalışıyor.
Está haciendo turno doble.
Bunlara geç gelip erken döndüğün vardiya da dahil.
Incluyendo cuando llegaste tarde y te fuiste pronto.
İki vardiya yapmalıyız.
Necesitamos dos turnos.
Simülasyonlarda çift vardiya zamanlı çalışın.
Turnos dobles, simulaciones en tiempo real.
İnsanlar dışarı çıkmak isterse ben çift vardiya falan çalışabilirim.
Si la gente quiere salir haré turno doble, lo que sea.
Üç vardiya çalışıyorum, hâlâ "Haftanın Çalışanı" olamadım.
Trabajo turnos triples, y aún así no soy el empleado del mes.
Her neyse, en az üç hafta çalışmayacak yani vardiya müdürü olarak yerine bakacak birisi lazım.
Faltará al menos tres semanas y necesito otro supervisor de turno.
Perelli ameliyat olmak için bir kaç haftalığına izne ayrılıyor ve yukarıdakiler vardiya müdürü olarak yerine bakmamı istiyor.
Perelli estará internado durante unas semanas y los de arriba quieren que lo reemplace como supervisor.
Vardiya şefliği çok karmaşık bir iş.
La tarea del supervisor de turno es muy complicada.
Perelli'nin cenaze töreni için aramış, ama arada konudan sapıp şirket tarihindeki en iyi vardiya müdürü olduğunu da söyledi.
Llamó por el funeral de Perelli pero también dejó en claro que él piensa que eres el mejor supervisor de turno que la firma haya tenido.
Geçen ki vardiya sorununa cevap olarak...
En respuesta a la reciente confusión en los turnos...
O sırada kazanacağımdan emindim. Bana ne zaman çift vardiya çalışmaya başlıyacağımı söylersin.
Usted me dirá cuando quiere que comience con los turnos dobles.
Çift vardiya çalışmanı istemiyorum.
- No te quiero trabajando doble turnos.
Dinle! Annen çift vardiya çalışıyor. Yani, yemekleri ben yapacağım.
Escucha, tu madre está trabajando doble turnos, así que yo estaré cocinando.
Alfa Çeyreği'ne sağ salim ulaşmak, ama bunu yaparken, bu büyük sorunu da halletmemiz gerekiyor... ve şu andan itibaren, enerji muhafaza etmek için, gemiyi gri mod altında idare edip, vardiya personel sayısını yarıya düşüreceğiz.
llegar al Cuadrante Alfa sanos y salvos, pero para hacerlo, vamos a tener que resolver este problema... y por ahora, eso significa conservar la energía, volar la nave en modo gris, cortar los turnos de tripulación en mitades.
- Bir buçuk vardiya. Senin için üzgünüm (!
- Cobrando la mitad mas. ¡ Lloro por Uds.!
Baş Müdür, bir gidiş-geliş için ekstra yarım vardiya ödeyecek!
El Comisario de la Marina pagará medio turno extra por la ida y la vuelta.
Kaç kişinin bir vardiya ekstra çalışmayı kabul ettiğini biliyor musun? - Kaç kişi?
- Sé azul.
Neyse, eğer Dean Deluca'da bana yardım amaçlı birkaç vardiya alarak olanların üstesinden beraber gelmemizin bir yolu varsa hayatım şu anki halinden bin kat daha iyi olacak.
Para ser honesto, tratamos de alejarnos de los servidores comunitario. - ¿ Servidores comunitarios? - Sí, ustedes.
Vardiya Subayı mı?
¿ Tercero?