Varsa tradutor Espanhol
36,798 parallel translation
Hiçbir şey, elinizde varsa Hayatında duygusal bir sorun
No baba, si tienes un problema emocional en tu vida, una preocupación..
Ya da ateşiniz varsa, Ya da hava nedeniyle.
O tenemos fiebre, o debido al clima.
ve eğer kalbinizde hala benim için yer varsa, size söz veriyorum, her gün bu dizinin ve bu ailenin benim için ne kadar büyük anlam ifade ettiğini her gün size kanıtlayacağım.
¿ Seguro que no has tomado demasiadas? Sírveme una bebida. Señor, ¿ va todo bien?
Planlanmasından uygulanmasına kadar bu saldırıda kimin parmağı varsa bulmak, sonra da.. ... onları lime lime etmek istiyorum. Bundan dolayı kimin sorumlu olduğunu kesin bilmeliyim.
Quiero encontrar a todas y cada una de las personas implicadas en este ataque desde la planificación a la ejecución y arrancarles sus miembros de uno en uno, razón por la que necesito saber exactamente quién hizo esto.
Vali Royce ve Kongre Üyesi Hookstraten Amerikan Girişim Enstitüsü'nde birlektekermiş. Onu ikna edecek biri varsa o da..
El gobernador Royce y la congresista Hookstraten están en la junta del Instituto de Empresa Americano.
Yani, benden başka herkes karanlıktayken görebilmemin bir yolu varsa- - iki tane gece görüş kamerası, biraz hayalgücü, ve işte- - kendi yaptığım çirkin görünümlü gece görüş gözlüğümle ortam ışığını güçlendirip karanlıkta görebilirim.
En tanto tengas una forma de ver mientras el resto está en la oscuridad... Dos cámaras de visión nocturna, algo de imaginación, y listo... Tienes tu propio par de gafas feas que aumentan la luz del ambiente y te permiten ver en la oscuridad.
Ondan şüphen varsa, söylemen yeter.
Si ella te preocupa,
Varsa çok yüksek bir teknolojiye sahip olmalı. Çünkü ilk baktım ve kimseyi göremedim.
Si lo tienen, debe ser de alta tecnología, porque miré y no vi una mierda.
Bak, yas tutmak için zamana ihtiyacın varsa anlıyorum ya da...
Mira, lo entiendo. Si necesitas tiempo para llorar, si...
Eğer yeraltı dövüş kulübüyle bağlantıları varsa eder.
Sí lo hace cuando está conectado con un club de peleas clandestinas.
Eğer bir bedeli varsa öderim.
Si hay un precio, lo pagaré.
Eğer bu konuda sorunun varsa uğratmışım demektir.
Bueno, lo haré si no te incomoda.
Eğer bir bedeli varsa ödeyeceğim.
Si hay un precio, lo pagaré.
İçimde bir cesaret varsa bunu senden öğrenmişimdir.
Bueno, cualquier... cualquier valor que tenga, eso lo aprendí de ti.
Beğendiğim ne varsa kıçıma tıkıyorum ben.
Es divertida.
- Sadece görmek istiyorum Kırık kemikleri varsa bile.
- Sólo quiero ver... si ella también tenía huesos fracturados.
Örneğin, sitenin herhangi bir fotoğrafı varsa, Bilgisayarın nereye yerleştirildiğini öğrenebilirim.
Por ejemplo, si la página tiene fotos, puedo averiguar dónde está la computadora que las publicó.
23 : Ama başka bir zarar varsa, cana karşılık can,.. 24 ; göze karşılık göz, dişe karşılık diş,..
23 : "Pero si hubiere muerte, pagarás vida por vida, 24 :" ojo por ojo, diente por diente, mano por mano, pie por pie ".
Han, eğer açık yaraların varsa evine gitmek zorundasın.
Han, si tienes heridas abiertas tienes que irte a casa.
Caroline, eğer acıma çadırı diye bir şey varsa bence sen ortamlara geri dön.
Caroline, si existen las erecciones por lástima tienes que volver al mercado.
- Bu kadını ve varsa çocuğunu bulman lazım.
Necesito que encuentres a esta mujer y a su hijo, si lo hubiera.
Pekala, tamam, hayati tehlikem varsa.. göz falan kırp bari.
Bien, bueno, solo pestañee o algo si cree que mi vida está en peligro.
Evet, önünde ne varsa ona nişan al Rog.
Sí. Dispárale a lo que tienes directamente en frente, Rog.
Enerjiye ihtiyacınız varsa harika.
Genial para trabajar si necesitas un empujón extra.
Evet, ama hala elimden gelen ne varsa yapıyorum.
Sí, pero aún hago lo que puedo.
İhtiyacın varsa elimde başka adresler var.
Tengo más direcciones si las necesitas.
Kıza ihtiyacı var atık ne için ihtiyacı varsa.
La necesita para lo que sea que la necesite.
Bir sorunun varsa, ajan Christopher ile görüş.
Si tienes un problema, lo arreglas con la agente Christopher.
Parkı bir günde yapmak için gereken her şeyi sağlayacak bir şirket buldum. Tabii ki arsamız varsa.
Pero encontré una compañía que proporciona todo lo que necesitas para construir un parque en un día, si tienes el terreno.
Eğer öyle bir şey varsa, özür dilemesi gereken benim.
Si acaso, debería disculparme contigo.
Bu demek oluyor ki bir yasayı çiğnediysen, seni ele vereceğiz özellikle de bir ödül varsa.
Habiendo dicho eso, si quebrantaste alguna ley, te entregaremos... especialmente si hay una recompensa.
Bu, bir yere varsa iyi olur Wendy.
Más vale que esto lleve a alguna parte, Wendy.
Yemekler masada ve kirli dona ihtiyacı olan varsa otomat işte orada.
Sip, la comida está en la mesa y si alguien necesita ropa interior sucia la máquina expendedora esta por allá.
Buranda ne varsa onu söylemelisin.
Di lo que hay aquí dentro.
Ama annenin ufak da olsa hayatta olma şansı varsa... emin olmak istemez miydin?
Pero si hay siquiera una posibilidad de que tu madre esté viva ¿ no te gustaría saberlo a ciencia cierta?
- Neye ihtiyacın varsa.
- Lo que sea que necesites.
Varsa tabii.
Si existen.
The Beatles'ı ayıramazsınız... -... ne haliniz varsa görün.
No puede separar a Los Beatles, así que pueden irse.
Burada kim varsa her an geri dönebilir.
Quien sea que estuvo aquí podría regresar en cualquier momento.
Eğer sana inanan birileri varsa asla yalnız değilsindir.
Si alguien cree en ti, nunca estás solo.
Üç kisi falan varsa, ben hiç...
Si solo hay tres personas, no...
- Üç kisi falan varsa kitaplari imzalayip, onlarla teker teker konusup gidebilir miyim?
- Si solo hay tres personas, ¿ puedo firmar libros, hablar con ellos individualmente y marcharme?
Çok komik ama ben ciddiyim, bes kisi falan varsa...
Muy gracioso. Pero hablo en serio. Si solo hay cinco personas...
Bir dertleri varsa benimle konussunlar.
Pues que hablen conmigo si les parece mal.
Bunun nedeni de, vücudun herhangi bir bölgesinde koroner atardamar hastalığınız varsa bunun her yerde olmasıdır.
Si tienes una enfermedad en una arteria coronaria, en alguna área del cuerpo, la tienes en todos lados.
Bu, bir dağ akarsuyundan ya da kuyudan su içildiğinde yeterince alınabilen bir vitamin ama artık su kaynaklarımızı klorlayıp ne kadar bakteri varsa öldürdüğümüz için artık suyumuzdan pek B12 almıyoruz.
Puedes obtenerla si bebes de un manantial en la montaña, o de un pozo de agua. pero ahora ponen cloro al agua para matar las bacterias, así que no obtenemos suficiente,
Senin işlerini ben hâllederim, eğer parkta bir dosta ihtiyacın varsa ben orada olacağım.
Así que voy a hacer tu papeleo, y si alguna vez quieres compañía en ese banco, aquí me tienes.
O yüzden kocam hakkında söyleyecek herhangi bir şeyiniz varsa sizi dışarıya sürüklerim ve bunu L.A. tarzıyla hallederiz.
Así que si alguno de vosotros tiene algo más que decir sobre mi marido, os arrastraré fuera y solucionaremos esto al estilo de Los Ángeles.
Ülkede hücre evleri varsa tekrar saldırmadan bulmalıyız.
Si hay células terroristas dentro del país, tenemos que saberlo antes de que nos ataquen de nuevo.
Şey, sanırım şov için bir fikriniz varsa içeri girmenize izin verilebilir.
¿ Qué coño?
Duman kokusu alıyorum. Duman kokusu varsa bana ait bir şeyler yanıyor demektir.
Han, si tienes algo para decir, míranos a las rodillas y dilo.