Vayas tradutor Espanhol
21,083 parallel translation
- Baba, baba gitme.
- Papá, ¡ no te vayas! - Te tengo.
Ses çıkarma ve bir yere gitme.
No hagas ningún ruido y no te vayas.
Gitme, dur...!
No te vayas, no...
Lütfen gitme cono. Yalvarıyorum.
Por favor, no vayas, coño.
Ben sadece beni terk etme
Claro, tú no te vayas.
Sinyora Lopez, ölçünü almak için onun dükkanına gitmeni istiyor.
La señora Lopez quiere que vayas a su tienda para tomarte medidas.
- Israr ediyor.
- Insiste en que vayas.
Ve sahte, klişe, "nereye gidersen ben de gelirim" diye yavşakça değil.
Y no de esa forma falsa y cursi de "voy donde tú vayas".
Lütfen gitme.
No te vayas.
Eve döneceğine inanamıyorum.
Chica, no puedo creer que te vayas.
Brooklyn'e gelme.
No vayas a Brooklyn.
Brooklyn'e gitme.
¡ No vayas a Brooklyn!
Bunu daha önce hiç yapmadım ama çıkmanı isteyeceğim.
Nunca hice algo así, pero te pido que te vayas.
- Kokain çekmis gibisin. Kesin öyledir.
- Parece que vayas puesta de cocaína.
Ben... Seninle konuşmak için aradım, baba. Nasıl olduğunu merak ediyordum.
No, no vayas por mamá, yo solo... llamaba para hablar contigo, papá.
hiç uyuma.
nunca te vayas a dormir.
Sanırım, gitsen iyi olur.
Creo que es mejor que te vayas.
Bak, Gus'ın şu an söyleyeceğin şeyleri duymaya ihtiyacı yok.
Lo que sea que vayas a decirle, no necesita escucharlo ahora.
Evet, Şu an senin defolman gerekiyor.
Sí, ahora te voy a pedir que te vayas a la mierda.
O halde oraya çıkıp, sözünü tutamayacağını söylesen iyi olur.
Bueno, entonces es mejor que vayas allá afuera... y rompas tu promesa.
Uzun kalacağını düşünüyormuşum gibi rol yapmayacağım
Y no... me hago la ilusión de que te vayas a quedar mucho...
Ya da sen geldiğinde.
O vayas tú.
Birkaç gün otelde kalmanı istiyorum.
Necesito que vayas a un hotel por unos días.
Ama ben terapi derken ; gerçekten gitmekten, katılmaktan, ağlamaktan bahsediyorum.
Cuando digo que vayas, me refiero a que sea de verdad que participes, llores.
Seni arabana bırakıp gittiğinden emin olayım.
Te acompaño al auto. Para que te vayas.
DJ, klinikten ayrılmanı istemiyorum.
D. J., no quiero que te vayas de la clínica.
Dinle, hemen eve gitmeni istiyorum.
Oye, quiero que te vayas a casa.
Tamam, artık git anne.
- Es hora de que te vayas, madre.
Lütfen gitme.
Por favor. Por favor, no te vayas.
Öyleyse partiye gitmiyorsun.
Pues no vayas a la fiesta.
Duyacakların senin aklını çelmesin.
No quiero que tengas una predisposición en lo que vayas a oír.
Beni konuşturmak için her ne denersen o daha kötüsünü yapar.
Y lo que sea que vayas a hacerme para conseguir que hable, lo de él será peor.
Hey, hemen gitme.
No te vayas todavía.
Tamam mı? Her şekilde ileride olacağın kişi olacaksın.
Serás lo que vayas a ser por encima de todo.
Sorun değil, siz gidene kadar beklerim.
Esperaré a que te vayas.
Sen gitsen daha iyi olur.
Sí, ya, pero ahora creo que es mejor que vayas tú.
Hemen döneceğim bir yere ayrılma tamam mı?
No tardo. No te vayas, ¿ bien? - ¡ Tienes que volver!
Bu belge sadece benim yönetimim altında geçerli. Yani kullanmak istiyorsan bir an önce gitsen iyi edersin.
Ese permiso se aprobó bajo mi autoridad, así que te sugiero que vayas ahora, si lo vas a usar.
- Oraya gitme.
¡ No vayas!
Çıkarken kapıyı kapatır mısın?
¿ Puedes cerrar la puerta cuando te vayas?
Burada kal.
No te vayas.
Evet, bir gecede beş kilo alınmaz.
Sí, no es que vayas a engordar cinco kilos en una noche.
Hemen geleceğim, bebeğim.
Ya regreso. BAÑOS QUIERO QUE TE VAYAS.
Hannah, bu arabayla gitmeni yasaklıyorum.
Te prohíbo que te vayas.
Gibeah'dan bu şekilde gelip gitmen çok tehlikeli.
Es peligroso que vayas y vengas de Gabaa de esta forma.
- Sür. - Onlarla gitme!
- ¡ No te vayas con ellos!
Gitsen iyi olur.
Creo que lo mejor es que te vayas.
- Tamam.
No te vayas.
Gitme.
No te vayas.
Sadece kaçma
No vayas a correr.
Sen gidip temizlen o zaman.
Será mejor vayas a lavarte, entonces.