Venganza tradutor Espanhol
9,214 parallel translation
Ödeşme zamanı geldi.
Entendido. Llegó el momento de la venganza.
Ödeşme zamanı geldiğinde hesabı kapatanlardan biri olmak istedi.
Cuando llegue el momento de la venganza quiere estar presente.
Artık sokaklarda kan dökülmemeli ve intikam işlerine son verilmeli.
La sangre de las calles debe parar y estos ciclos de venganza deben acabar.
İşi intikama döndürmüş durumda.
Este tipo busca algún modo de venganza personal.
Çocuklar adliyede yaşananların intikamını almak istiyor.
Los chicos quieren venganza por lo del tribunal.
Natalie, bu paketi alırsan ben ölmüşüm demektir.
Los padres de Molly eran denunciantes, y ellos fueron asesinados. Ella quería venganza a cualquier precio. Nunca voy a salir de nuevo.
Yani o da uçaklarından birini düşürüp intikam mı almak istiyor?
¿ Quiere derribar uno de sus aviones por venganza? Es muy extremo.
Sizleri, Datak ve Stahma Tarr'ın yakalanmasının bir öç alma olmadığı konusunda uyarmak istiyorum.
Gente, necesito que comprendan que atrapar a Datak y Stahma Tarr no se trata de tener venganza.
Tarih boyunca suikastçiler para ya da intikamla motive olmadılar.
A través de la historia los asesinos nunca se vieron motivados por el dinero o la venganza.
Onlar sadece bir şeyi düşünür : intikam.
Solo piensan en una cosa, venganza.
Bu intikamdan daha başka bir şey.
Va más allá de la venganza.
Onlar tek bir şey düşünür, intikam.
Ellos solo piensan en venganza
Yatırımcıları dolandıran arkadaşlarınız kodese gidiyor, ödeşmiş oluruz.
Venganza por enviar a sus amigos a prisión por defraudar inversores.
İntikam ateşiyle yanıyorlar, ve hiçbir şey onları durduramaz.
Tienen sed de venganza. Y nada los detendrá.
Şimdi başka bir beden bulmuş intikam istiyor. Ne yapıp edip intikamını alacak.
Ahora que ha encontrado otro cuerpo, querrá venganza y va a conseguirla a toda costa.
Bedenini aldın.
Esa es su venganza. Cogiste su cuerpo.
Bazı insanlar içinde bulunduğumuz duruma aydınlanma... Tanrı'nın intikamı falan diyorlar.
Algunos dicen que el lío en el que estamos es el Apocalipsis, la venganza de Dios.
Tek parça halinde kurtulanlar olarak destek birliklerinin silahlarını yeraltına petrole bulayıp gömdük, ve intikam için yemin ettik.
Bueno, los que salimos de una pieza, enterramos clandestinamente armas de servicio bien envueltas en aceite, y juramos venganza.
Bunun ne faydası olacak?
¿ Venganza? Eso hará mucho bien.
Baba'nın adaletini gerçekleştiriyordum, ve sen onaylamadın çünkü bütün kanları, bütün intikamı kendin için istedin.
Llevé a cabo la justicia de Padre y no lo aprobaste porque querías toda la sangre, toda la venganza para ti mismo.
Saul uzun zaman önce ölmüş, fakat artık intikam eliyle bekleyebilirim.
Saul murió hace tiempo, pero ya no puedo detener más la mano de la venganza.
- Hayır, gücünü intikama harcama.
No, no uses tu fuerza en la venganza.
Demek ki öldürülmesinin intikam cinayeti olma olasılığı var.
¿ Entonces hay una posibilidad de que su asesinato haya sido por venganza?
İntikam cinayeti olduğunu mu düşünüyorsun patron?
¿ Están pensando en venganza, jefe?
Savannah adaleti hakkediyor, intikamı değil.
Savannah merece justicia, no venganza.
İntikam planı yapmaması mümkün değil.
No hay manera de que no esté planeando algún tipo de venganza.
Senin korumaya çalıştığın tek şey Lesli'nin bize karşı olan intikamı.
La única cosa que intentas proteger es la venganza de Lesli contra nosotras.
Duyduklarımdan sonra intikam denebilir buna.
Quiero decir, por lo que he oido podría ser una venganza.
- Tanrılar intikamlarını alacak.
- Los Dioses tendrán su venganza.
İntikamları tasavvur edilemez olacak.
Su venganza será... inimaginable.
İntikamı reddetmek istemiyorum.
- No quiero negar la venganza.
Babamızdan aldığı intikam buydu.
Esa fue su venganza contra nuestro padre.
O halde Powers önce işkenceye uğramış. İntikam için mi?
Así que a Powers le torturaron. ¿ Venganza?
Senin için gerçek intikamım ancak ölüm olabilir.
Para ti, la muerte es mi única venganza de verdad.
İntikam yoluna çıkıldığında...
Antes de embarcarte en un viaje de venganza,
İntikamın karanlığı taşıdığını şimdi biliyorum.
Ahora sé que la venganza solo trae oscuridad.
İntikamdan sonra Nolan Ross için bir yaşam olacak mı?
¿ Hay vida después de la venganza para Nolan Ross?
Sevdiğiniz her şey sizden çalındığında öç alma seyahatinize çıkmadan önce öykümü bir düşünün.
Cuando se te roba todo lo que quieres, considera mi historia como tu propio comienzo del viaje de venganza.
Burada kan, şiddet ve intikamdan başka bir şey bilmiyoruz.
Todo lo que conocemos aquí es sangre y violencia y venganza.
Yeni projesinin tarihsel bir destan olacağı bildirildi. Bay Neeson, intikam delisi birini oynayan Albert Einstein ile başrolde oynuyor.
Se trata de una historia épica, donde el Sr. Neeson protagoniza a un Albert Einstein loco de venganza.
Bir mahkumun intikam almasına yardım etmeye karar verip vermediğinizi merak etmeme neden oluyor.
Me hace preguntarme si tu decidiste ayudar a un recluso para tener una pequeña venganza.
Hadi ama, bunun intikamla alakası yok.
Vamos, no se trata de venganza.
Onları intikamını almak için mi kullanacaksın?
¿ Para poder llevarlas contigo, usarlas para tu venganza?
Sadece intikam mı?
¿ Solo por venganza?
Geçen seferin intikamı!
¡ Es la venganza por lo de antes!
Geçen seferin intikamı!
¡ Es la venganza por lo que me hiciste antes!
Kaçmanın en iyi seçenek olduğunu biliyor ama bu, intikamdan vazgeçmek demek.
Sabe que la mejor jugada sería escapar pero eso implicaría renunciar a la venganza.
Neyin intikamını?
¿ Venganza de qué?
Güzel, intikam istiyor?
{ \ fs12 \ pos ( 190,257 ) } Bien, quiere venganza?
Mesele intikam değil.
Esto no se trata de venganza.
- İntikamlarını ret mi edeceksiniz?
- ¿ Le negará su venganza?