English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ V ] / Verdı

Verdı tradutor Espanhol

53 parallel translation
Verdı eskiden bir marifetim
Tengo un don en mi parte de atrás.
Ama sonra muhteşem Sarazen iksirinle karşıma sen çıkıverdın.
Y entonces, llegas tú... Con tu maravillosa alquimia... ¿ Qué es eso?
Düşüneceğim çok şey verdı.
Me diste mucho en qué pensar.
Onun için oyle hayallerim verdı
Tales han sido mis sueños por ella
Evet, verdı.
Sí, la tenías.
Her neyse kararımı verdım.
En fin, yo tomé mi decisión.
fırsatı verdı ben hazırdım.
Y él me llevó a un club nocturno.
Bazen göze batar, bazen sizi delirtir, ama gerçekten yanına verdığınızda- - Yıllardır iç içe geçen tüm o kökler- - kesmeyi de denesen, yakmayı da hatta zincirle sökmeyi, sağlam bir kütükse hiç bir yere kıpırdamaz.
Algunas veces es un monstruosidad, algunas veces te vuelve loco, pero cuando realmente estás dentro... Todas esas raíces enredadas remontándose años y años atrás... Puedes intentar cortarlas, quemarlas, incluso arrancarlas con cadenas, pero es un tocón fuerte, no va a ninguna parte.
Yerin kulağı verdır.
Shh! Las paredes escuchan.
Bir kaç yaşlı adam verdı, bilirsiniz, 40'ı zorlayan.
Unos cuantos hombres viejos, ya sabes, empujando los 40.
Aynen. Altı ay sonra da birden ortaya çıkıp yarışmalarda bütün altın madalyaları toplayıverdı.
Sí, y seis meses antes de que saliera de la nada y ganara todas esas medallas de oro en el medio-tubo.
- Röportaj verdı.
Él dio una entrevista.
Dakota Sheraton'da bir bekarlığa veda partisi verdı. 12 kişi.
Dakota tuvo una despedida de soltero en el Sheraton. 12 huéspedes.
ı Şimdiye kadar smın geçişlerdir Bunun olmasına nasıl verdık?
Ya podría haber cruzado la frontera. ¿ Cómo permitimos esto?
Frank denen adam ona sahte mal verdığınizde size kızmadı mı?
¿ No estaba enfadado este tipo Frank de que le dieras drogas falsas?
Kocam öldürülmüştür, gerçek de b...
Mi marido fue asesinado, ese es la verd...
- Hayır, saatlerden nefret ederim.
No, odio los relojes De verd... ¡ ¿ Qué?
Bence " Hey bayanlar. Güzel gerdan. Onlar gerçek mi....
Qu tal : "Hola, nenas, Lindas narices, Son de verd,,,?",
Aslında, böyle iyi Nadia.
La verd... estoy bien, Nadia.
Hayır, ben... Aslında bence de... Ve tabii iş sonrası birbirimizi yıkamayı da unutmamak lazım, değil mi?
No, en verd... no, dij... oh, y despues andar pavoneando, no está tan mal, eh?
Yokluğunda efsanen baya büyüdü. Senden inzivasına çekilmiş diye bahseden o genç adam verdıya?
Tu leyenda ha crecido bastante en tu ausencia.
Gerçekten mi?
¿ De verd...
- Sen ser mısın...?
- ¿ De verd..?
Gerçek...?
¿ De verd...?
Verd Agra Şirketi'nin büyük başlarından biri. Geçen ay aradı bizi.
Alguien importante de Verd Agra Corporation nos llamó el mes pasado.
Yani, sonuç olarak, Verd Agra'nın ana kazanç kapısını tehdit ediyorsun.
Y, claramente, en el fondo amenazas a Verd Agra.
Ve Verd Agra direk olarak bu zavallı kızın...
Y Verd Agra va tras esa pobre niña. A plena luz del día.
Verd Agra'yı duymuştum.
He oído de Verd Agra.
Tamamdır, Verd Agra geri döndü.
Muy bien, Verd Agra ha vuelto.
Bu, Verd Agra tohumlarıyla yetiştirildi.
Esto se sembró con semillas de Verd Agra.
Burada kalıp bunu tartışarak onların bizi yakalamasını bekleyemeyiz, bunu Verd Agra'ya dönünce tartışabiliriz, yani ürün güvende olunca.
Podemos quedarnos aquí a discutirlo y esperarlos... O hablar de ello en Verd Agra cuando el producto esté a salvo.
Verd Agra genel merkezine dönüyorlar.
Regresaron a los cuarteles generales de Verd Agra.
Merhaba! Verd Agra'ya hoş geldiniz.
Bienvenidos a Verd Agra.
Bizler sizin Verd Agra'daki eğitim koordinatörleriniziz.
Somos sus coordinadores educacionales en Verd Agra.
Verd Agra'yı bukadar özel yapan bir diğer şey de güvenliktir. Evet.
Una de las cosas que hacen a Verd Agra tan especial es su seguridad.
- Verd agra... etrafınızda filizlenir.
- Verd Agra cerca de ti.
- Bizler, Verd Agra'da işimize bağlıyızdır...
- Esto es aburrido.
Verd Agra'nın güvenliğine erişimim var, yani O'nu kafeterya ATM'sinden para çekerken görebiliriz.
Tengo la cinta de seguridad de Verd Agra, es decir que podemos ver el cajero de la cafetería.
Eğer haklıysak, Verd Agra'nın kurtarıcısı olursunuz.
Si resuelves esto serás las salvadora de Verd Agra.
Park... elmas felan yok.
Park... no hay diamante. Verd Agra.
Verd Agra. Süper Yumru. Hiçbirşeyi dinlemedin mi?
Súper tubérculo. ¿ No escuchaste nada?
Verd Agra üzerindeki yatırımlarını takip etmiştim.
Lo rastreé a través de su inversión en Verd Agra.
Verd, şu patates işi mi?
Verd... ¿ El trabajo de la papa?
Wakefield, Verd Agra, Dubertech gibi şirketlerin karşısına yatırımlarda bulundun.
Hiciste inversiones contra Wakefield, Verd Agra Dubertech.
Yani, ger...
No, de verd...
NASA'dan bir arkadaşı aradım ve bana bir algoritma verd -
Así que llame a un amigo en la NASA... quien me dio este algoritmo...
Mr. Jane, çoktan sorularınıza cevap verd..
Sr. Jane, ya hemos respondido...
Hayır, bu- -
No es verd..., no es verd...
Tamam, onları sevmiyoruz.
Yo sé, de verd... No nos gusta.
- Sen ciddi...
- ¿ De verd...
Chuck?
Verd... ¿ Chuck?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]