English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ V ] / Volkan

Volkan tradutor Espanhol

886 parallel translation
Şu sönmüş volkan uyanıyor!
" ¡ Ese volcán inactivo está despertándose!
Volkan gibi.
Como un volcán.
Aklım almıyor, volkan olabilir mi?
No puedo imaginarlo, ¿ será un volcán?
Gözlüklü adama bir "Gümbürdeyen Volkan" doldur.
Un "volcán galopante" para el señor de gafas.
Bir volkan kraterinin içinde olabiliriz.
Podríamos estar en el interior del cráter de un volcán.
İzlanda'da bulunan sönmüş bir volkan.
Un volcán extinto de Islandia.
Scartaris, volkanın yanındaki bir dağın zirvesi.
- Un pico cercano al volcán.
Ölü volkan, çok büyük bir patlamayla tekrar aktif hale geçti.
"La cápsula de un volcán extinto se ha quebrado en una tremenda explosión".
Bu yaralar, volkan patladığında, lavlardan dolayı mı oldu?
¿ Sufrió las heridas en la erupción del volcán, debido a la lava candente?
Görmüyor musunuz, Midwich volkan üstünde?
Ahora mismo Midwich está en la cima de un volcán.
Volkan, ben Kar fırtınası.
Volcán, soy yo, la Ventisca.
Kar fırtınası, ben Volkan.
¡ Ventisca, soy yo, el Volcán!
Volkan, ben Kar fırtınası.
¡ Volcán, soy yo, la Ventisca!
Bu uyuyan volkanı her geçen gün daha da geriyor. Sonun başlangıcını bekliyor.
Apretando la garganta de un volcán adormecido... esperando el comienzo del fin.
- Volkan uyanıyor!
¡ Rápido!
Volkanın içine düşeceğimi sanmıştım.
Creí que iba directamente hacía el volcán.
Bakın, volkan patlamak üzere.
Verán, ese volcán está a punto de entrar en erupción.
Volkanın önümüzdeki birkaç gün içinde patlayacağını söylediniz.
Ha dicho que el volcán entrará en erupción en los próximos días.
Volkanın daha önceki bir patlamasında bu garip batık kentin... birçok kişiye mezar olduğunu görebiliyorduk.
Vimos que ya antes un volcán había entrado en erupción, sentenciando a muerte a aquellos que están ahora sepultados en esta extraña ciudadela hundida.
Oh, evet? Sanki aktif bir volkan yamacında yaşamak gibi.
Es como vivir junto a un volcán activo.
Anladım. Bir çeşit deprem ya da volkan bu çatlakları açtı.
¿ Algún tipo de terremoto o volcán abrió estas grietas?
- Bak o volkan patlayalı beri olmamıştı bu
Pásame la ensalada. - No había visto tanto fuego desde Fiji.
Karargâhımı, batık bir volkanın yamacına kurdum.
Mi oficina principal se ubica en la cuesta de un volcán sumergido.
Havayı bir volkanın içinden kontrol ediyorlar.
Están controlando el clima desde dentro de un volcán
Volkanın içinden.
Dentro de un volcán.
Nerede bu volkan?
Adonde está ese volcán?
Iwo Jima'nın güney ucunda sönmüş bir volkan olan Burichabi bulunuyor.
En el borde sur de Iwo Jima está el volcán extinguido conocido como Burichabi.
Rusya'nın kuzeydoğusundaki Chukotskiy bölgesinde Amguyemska olarak bilinen sönmüş volkan bulunmakta.
En la región de Chukotskiy, en el extremo noreste de Rusia yace el volcán dormido conocido como Amguyemska.
Senfoni, volkan.
una sinfonía, un volcán.
Lehim lambasının ateşi mesela ya da bir elektrik kaçağı,... deprem, volkan patlamaları. Zamanın baş döndürücülüğünü de unutmayalım.
Las temperaturas del soplete, o del arco eléctrico, temblores de tierra, espasmos volcánicos, además del tiempo vertiginoso.
Kimsenin bilmediği bir şeyi öğrenmek için, bir volkanın içine girmeye razıdır.
Andaría sobre un volcán en erupción si creyese que aprendería algo que nadie sabe.
Ağzın... bir volkan.
Tu boca, un volcán. Ábrela un poco.
Zulme karşı hıncımız volkan Bu ölüm dirim kavgası
Atruena la razón en marcha... Es el fin de la opresión...
Bizim Volkan'da herkesin kulakları uzundur Mr. Turist.
En Vulcan, todos tenemos esta clase de orejas, Sr. Turista.
O volkanı tekrar geçemeyiz. Hayır, hayır.
No podemos volver a ese infierno.
Buzlarla kaplı yerdeki o volkan, Hekla Dağı.
Un volcán en Islandia, el monte Hekla...
İlk Hıristiyanlar, volkanın cehenneme giriş olduğuna inanırlardı. - Ne?
Los primeros cristianos creían que era la entrada al infierno.
- Sönmüş bir volkanın krateri!
- El cráter de un volcán extinto.
Gezegenimiz tarhinideki, en büyük volkan olduğunu söyleyebilirim.
Quizá sea el mayor volcán de nuestro planeta.
Bugün itibariyle, bilim adamları dünya çevresinde 400 aktif volkan keşfetmiş durumda.
En la actualidad segun los cientificos, hay 400 volcanes activos en la tierra.
Ayrıca, o dönemde, Dünya'nın her yerinde birçok sel baskını ve volkan patlamaları olduğunu farz etti.
También imaginó vastas inundaciones y volcanes en todo el planeta.
3500 yıl öncesine ait sel baskını ya da volkan aktivitelerine dair bir kanıt yok.
No hay pruebas de inundaciones o vulcanismo de 3500 años atrás.
Kuraklık, sel, fırtına, savaşlar depremler, volkan patlamaları, salgınlar
Sequías, diluvios, tormentas, guerras sismos, erupciones volcánicas, epidemias.
Mars üzerinde Arizona büyüklügünde bir volkan vardir, ve yüksekligi neredeyse Everest'in üç katidir.
En Marte, hay un volcán del tamaño de Arizona y casi 3 veces la altura del Everest.
Bana altı tane Volkan toplarından... arkadaşıma da golf için ne gerekiyorsa ver.
Deme media docena de los Dtens Vulcanos y prepara a mi amigo con todos los cachivaches.
Bir zamanlar bir volkan krateriydi.
Esto fue un volcán.
Bir volkanın üstünde oynuyoruz.
Actuamos sobre un volcán.
Bildiğim kadarıyla, sualtı volkan patlaması gibi görünüyor.
Bueno, yo no diría eso...
Gerçek bir volkanın üzerinde oturuyoruz.
Estamos sentados en un volcán.
Hareketlerimden benim bir volkan gibi patladığım sonucuna vardınız, her tehlike sinyalinde fışkıran lavlar sadece hayal gücümün ürünü.
Y sé que por mis acciones, pensarán que soy un tipo violento.
Bir volkan mı, Bayan Clayton?
¿ Un volcán?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]