English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ V ] / Voz

Voz tradutor Espanhol

27,414 parallel translation
Sesimin yankısını duyuyorum ama bana tuhaf geliyor.
Oigo el eco de mi voz, pero suena extraño en mi cabeza.
Aida ile tanıştın zaten ; Dijital kişisel asistanım, bilgisayardaki ses.
Bueno, ya has conocido a Aida... asistente personal digital, como una voz en el ordenador.
Elektronik olarak modifiye edilmiş bir ses bana talimatlar veriyor.
Una voz alterada electrónicamente me da instrucciones.
- Aslında, plan tohumlar.
Este plan es una locura. ( En voz baja ) : En realidad, el plan es semillas.
Beni ebedi uykuya kışkırtan bir ses duydum.
Escuché una voz... que me tentaba a un sueño eterno.
Ne sesi?
¿ Qué voz?
Bunu daha erken yapabilir kulaklarımı onun ahlaksız sesinden kurtarabilirdin.
Podrías haberlo hecho antes y ahorrar a mis oídos su dañina voz.
İnsan sesi bu. Ses mi?
Es una voz humana.
Emin misin?
Espera, ¿ una voz?
Arama senin telefonundan yapılmış ve ses tanıma da sen olduğunu söylüyor.
La llamada fue rastreada hasta su teléfono celular... y el reconocimiento de voz dice que es usted.
Yanıltıcı teknoloji ile Hotch kendi sesiyle aramış gibi göstermişler. Bu yetenek ister.
Mediante un truco hicieron que parezca que se hizo con... el celular de Hotch y usaron su voz.
Bu ortak Ajan Aaron Hotchner'ın sesiyle 911'i arayacak kadar yetenekli mi?
¿ Un cómplice sería tan hábil como... para juntar la voz de Aaron Hotchner y llamar al 911?
Sesli mesaj kaydın.
La grabación de tu correo de voz.
Sesini duymak istersin belki.
Quizá solo quieras oír su voz.
Sesini duyduğumu düşünmüştüm.
Creí escuchar tu voz.
O ses Rollins'in sesi gibi gelmiş olabilir ama o ölü.
Esa voz se podría parecer a la de Rollins, pero está muerto.
Jenna veya Mary, Rollins'e benzeyen bir sesle sana işkence etmeye çalışıyor.
Jenna o Mary te están atormentando usando una voz que parece la de Rollins.
Dostum, onun sesine nasıl katlanıyorsun?
Amigo, ¿ cómo se puso al día con su voz?
Affedersin, sesine ne oldu?
Um, lo siento, ¿ Qué pasa con su voz?
Alkol sesimi böyle yapıyor. Sinir bozucu.
Y el alcohol hace que mi voz tipo de baja y molesto.
Ayık sesi ipsiz bungee jumping yapmamı tetikleyen kadınla yatmayım mı?
No dormir con alguien Cuya voz sobria me hace quiero ir puenting sin cuerda?
Sesimi duymak zorunda olmayacaksın.
Bueno, usted no tiene oír esa voz de nuevo
Sadece sesli bir şekilde söylemenizi istiyorum.
Solo quiero escucharlo en voz alta.
Yine bana telefondayken yaptığın pek emin değilim sesini yaptın.
Sigues diciéndome eso por teléfono con esa misma voz que suena a que no estás segura.
Emin olmadığım şey neymiş?
¿ Cual voz de no estoy segura?
- Sonra bir ses duymaya başladım.
Entonces comencé a oír una voz.
- Nasıl bir ses?
¿ Qué voz?
Sesi hâlâ kulaklarımda çınlıyor.
Sigo oyéndola. Su voz.
Adli onayımız var efendim.
Es la voz de Ihab. Tenemos la confirmación forense, señor.
Abuddin Kadın Fonu çeyrek asırdır kadın sorunlarına dair yapıcı bir ses olmuştur.
El Foro de las Mujeres de Abuddin ha sido una voz constructiva sobre los problemas de las mujeres durante un cuarto de siglo.
-... hayatım boyunca babamın sesinin beynimde yankılandığının farkına vardım.
- me di cuenta de que la voz de mi padre ha estado en mi cabeza toda mi vida.
- Bende de aynısı var ama anneminki.
Tío, me pasa lo mismo con la voz de mi madre.
- Evet, kendime dediğim gibi cenazeden beri o ses yavaş yavaş çekiliyordu kulağımdan.
- Es como si ella constante... - Sí, como decía sobre mí, desde el funeral, esa voz ha ido desapareciendo poco a poco.
- Bu sabah hayatım boyunca kafamda annemin o yargılayan sesiyle yaşadığımı fark ettim.
- Esta mañana me he dado cuenta de que toda mi vida he tenido la voz de mi madre juzgándome en la cabeza.
Sonra da kasabadaki diğer herkese aynısını yapmalarını söyleyin.
Después corra la voz a todo el mundo en la ciudad, que necesitan hacer lo mismo.
Lütfen herkese içeride kalmaları gerektiğini duyurun. Pencereleri, kapıları her şeyi kapatsınlar.
Por favor, haced correr la voz, decidle a todo el mundo que necesitan permanecer dentro, sellar sus ventanas y puertas... todo.
Haber salın. Fish Mooney'i istiyorum. Onu bana getirene bir milyon dolar vereceğim.
Corred la voz, quiero a Fish Mooney, y daré un millón de dólares a quien me la traiga
Ona birçok sesli mesaj bıraktın. - Baba!
Dejaste un montón de mensajes de voz para él.
O sesli mesajlara inanacağımı mı sandın?
¿ Que voy a caer por esos mensajes de voz?
Sürekli sesli mesaj bırakıyorum.
Le he estado dejando mensajes de voz.
Pekala, sesini biraz alçaltır mısınız?
Vale, necesitas bajar la voz, ¿ de acuerdo?
Bilirsin çünkü, bazen ben de onun bana sesli mesaj bırakmasını isterdim.
- ¿ Lo es? Porque, ¿ sabes? , a veces me gustaría que me dejara un mensaje de voz, pero claro, está muerto.
Yüksek sesle tartıştık.
Eso fue una discusión en voz alta.
Selam ses.
Hola, voz.
Onun sesi olman gerek, dostum.
Sí, necesito que seas esa voz para mí, amigo.
- Söylersem gerçekleşmez.
Bueno, no se cumplirá si lo digo en voz alta.
- Bu plan mısır gibi patlak.
( En voz baja ) :
Jake'in sesli mesaj kutusuna ulaştınız.
Has contactado con el buzón de voz del Jake.
Emily!
Ahora que lo he dicho en voz alta, nunca podría dejaros, chicas. ¡ Emily!
Sesli mesajını sildim.
Eliminé el mensaje de voz.
- Yüksek sesle tartıştık.
- Eso fue una discusión en voz alta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]