English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ V ] / Vücuduna

Vücuduna tradutor Espanhol

1,609 parallel translation
Joanna Morgan'ın vücuduna giren mermi göğsünden girip yukarı doğru yönelmiş ve sırtından çıkmış.
Y el ángulo de trayectoria... A través de Joanna Morgan... Es dentro del pecho...
Şanslı ki, kurşun avize zehri ondan tamamen çıkartıncaya kadar kalbi durdurup zehrin vücuduna yayılmasını önlemiş.
Menos mal que las balas de los francotiradores detuvieron a su corazón para que no lo bombeara por todo su cuerpo. Lo suficiente como para que el candelabro se lo sacara del cuerpo.
Ellerim vücuduna rehberlik ediyor. Prototip tam uysun diye.
Uso mis manos para guiarle el cuerpo, para que le quede a la perfección.
Katil, ağırlık yapması için taş bağlamış vücuduna.
Tenía piedras atadas para hundirla.
Mermi portakalın içinden geçerek Ruben'ın vücuduna saplandı.
La bala perforó la naranja y entró en Ruben Sandoval.
Dudaklarına, vücuduna.
En tus labios. En tu cuerpo.
Vücut sıcaklığı ve terle birleşince, ilaç deri yoluyla vücuduna girmiş olmalı. Cehennemden gelen nikotin bandı gibi.
Combinado con la temperatura corporal y el sudor, la droga debió haber entrado en su organismo, como un parche de nicotina.
Vücuduna nasıl girdiklerini bulursak -
Si podemos averiguar cómo aparecieron- -
Juubi'nin gücünü bastırmak için onu kendi vücuduna mühürledi.
Para suprimirlo, selló al Diez colas dentro de sí mismo.
Ayrıca ben vücuduna da sahibim.
Y yo tengo el control... de tu cuerpo.
Şimdi, bunu almanı istiyorum. Kalbe enjekte et, ve kalbi vücuduna yerleştir, tamam mı?
Ahora quiero que tomes esto... inyectes el corazón y lo metas al cuerpo, ¿ entendido?
Evet, ama kanı bir makine yardımıyla vücuduna pompalanıyor.
Sí, pero su sangre está siendo bombeada por una máquina.
Bu korkunç bir duygu. İnsanın vücuduna böyle değer biçmeye çalışıyorlar.
Es un sentimiento terrible tratar de ponerle un precio a tu cuerpo.
Laurel'in kanseri tüm vücuduna yayılmış durumda.
El cáncer de Laurel se le propagó por todo el cuerpo.
Zehiri vücuduna yayıyor.
Está envenenando todo su cuerpo.
Geertje'nın vücuduna kafayı takmıştım
Me obsesionaba el cuerpo de Geertje.
29 yaşındaki birinin vücuduna sahip olduğunu söyledim mi?
¿ Sabes que tienes un cuerpo de 29 años?
Bu şey vücuduna bağlıdır!
Esa cosa que esta pegada a sus cuerpos.
Vücuduna kavuşmuşsun.
Recuperaste tu cuerpo.
Bu garip şeyler onun tüm vücuduna yapışmış.
Tenía estas cosas raras pegadas a su cuerpo.
Hadi ama, zihninden uzaklaş, Kendini vücuduna ver.
Vamos. ¡ Olvida tu cabeza por un segundo. Piensa con tu cuerpo!
- Vücuduna mı, yüzüne mi yakışıklı?
- ¿ Cara o cuerpo, niño bonito?
Göğüslerin çok güzel, ve vücuduna silikon taktırmana gerek yok.
Tus senos son hermosos, y no necesitas poner silicón en tu cuerpo.
Böylece iğne vücuduna girdiğinde mücadele etmez.
Pero no sienten nada, especialmente cuando le pinchan con una aguja su cuerpo
Kızın vücuduna onur kırıcı yazılar yazmaya kalkıştınız mı?
¿ Humilló a alguien? ¿ Le hizo marcas en el cuerpo de esa muchacha?
Bir parmağın güvenlik kilidinde olacak, silahı tuttuğun zaman ve vücuduna dopru tutacaksın, böyle.
... lejos del cuerpo para evitar accidentes.
İki tanesinin vücuduna da bu bahsettiğiniz denklem kazınmış durumda.
Dos de ellos con su ecuación marcada en la piel.
Birileri, insanların vücuduna bu "Değer Denklemini" mi kazıyor yani?
¿ Alguien le esta tallando la ecuación de Price a la gente?
Bizde işsizliğe... Stephen Montgomery'nin vücuduna yaptığı şeyi yapacağız.
Haremos con el desempleo lo que Stephen Montgomery hizo con su cuerpo.
Vücuduna krem sürüyordu ve kocaman yuvarlakları vardı.
Ella se pasaba crema por el cuerpo. Y ella tiene grandes shadayim.
Cehennem, kendi ordunun sana pislik deyip... vücuduna basıp MY LAİ köyünde ölüme terk etmeleridir.
El infierno es que te llamen amarillo tus compañeros mientras pisotean tu cuerpo y te dan por muerto en la aldea de My Lai.
Hücreler bütün vücuduna yayıIıyor.
Su cuerpo está rechazando las células.
Tabii ki senin vücuduna iz bırakmamalıyım.
No puedo dejar marcas en tu cuerpo.
Teyla, vücuduna bir parça demir saplanmış.
Hubo una explosión, Teyla, y un trozo de los restos impactó en tu costado
Karının kendi vücuduna aşık olduğunu.
Que está enamorada de su propio cuerpo.
Canlıların arasında dolaşmak üzere insan vücuduna büründürüldüm. Biliyorum.
Puesto en forma humana para caminar entre los vivos, lo sé.
Şu anda insan vücuduna bürünmüş bir meleksin.
Eres un ángel en la forma de un humano.
Anlayacağın, geleceği gördüğü kendi rüyasında Jacob, kendini meleklerle boğuşurken görüyor. Ama o kadar net ve elle tutulur bir görüntü ki Jacob uyandığında, vücuduna melekler tarafından vurulan darbelerin acısını hissedebiliyor.
En este sueño profético, Jacob se ve a sí mismo forcejeando con el ángel, pero es una visión tan clara y tangible, que cuando despierta, siente de verdad el golpe del ángel.
Vücuduna sürdüğün fıstık ezmelerini yalayabilir.
Si pones mantequilla de cacahuete en cualquier parte de tu cuerpo, la lamerá toda.
Kendi vücuduna hakim olamıyormuş gibi mi görünüyordu?
¿ Parecía como si no tuviera el control de su cuerpo?
Mami... Vücuduna bakabilir miyim?
Mami... ¿ Podría ver tu cuerpo?
Bu bana bu hayaletin hala hayatta ama ruhu vücuduna sıkışmış olabileceğini farkettirdi ve şu anda bulunduğu durumdan nefret ediyor ama şu anda bana veya bir başkasına ulaştırmak zorunda olduğu bir mesajı var
Bueno, puede que me haya dado cuenta de que ese fantasma sigue aun con vida pero atrapado en su propio cuerpo. Y detesta las cosas que le están haciendo. pero él aun tiene un mensaje que hacerme llegar a mí o alguna otra persona.
Kızın vücuduna neler olduğu konusunda hiç bir fikri yok.
Ella no tiene idea de qué está pasando en su cuerpo.
Bedava yemek derken, vücuduna aldığın tüm B12 vitaminini kasdediyorum.
Y por comida, quiero decir, todo el B12 que puedas tomar.
Altın yaprakları kesinlikle vücuduna giren alkolden geliyor.
Las hojas doradas definitivamente son del licor que encontramos en su cuerpo
Vücuduna dağılmış durumda artık.
Creo que está en su cuerpo.
Anormal kan ritmi. Beynine ve vücuduna yeterince kan gitmiyor.
Tiene un ritmo cardíaco anormal y no recibe suficiente sangre para su cerebro y el resto de su cuerpo.
Sam'in vücuduna kendini kilitlemis.
Se ha bloqueado dentro del cuerpo de Sam.
Pekala, Diane Langston vücuduna girmeyen bir mermi kurbanı, çünkü Russell Ballard karısını öldürmeye kalkışmış.
Vale, Diane Langston es una víctima de bala que no entró en su cuerpo, porque Russell Ballard trató de matar a su esposa.
- Ve vücuduna dikkat et. - Tamam.
- Y cuida tu cuerpo.
Böylece de vücuduna giren C4 patlayıcıları etkisizleştirdin.
Si...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]