Vücudunun tradutor Espanhol
1,803 parallel translation
Vücudunun yanları dalgalanmaya başlar.
Sus lados se ondulan.
Kapıdan çıkan cam kırıkları vücudunun üst kısmında görülüyor.
Los pedazos de vidrio, de la puerta están encima de su cuerpo.
Vücudunun her tarafında görülüyor.
Están alrededor de su cuerpo.
Bazı türlerde dişi, çıkmaya hazır hâle gelene kadar onları vücudunun içinde tutar ve onları doğurur.
En algunas especies la hembra los retiene en su cuerpo hasta que están listos para eclosionar de modo que da a luz a bebés.
Evet Mia, vücudunun kalbi neden reddettiğini bulmaya çalışıyoruz.
Bien, Mia. Intento entender por qué estás rechazando... ¿ No suele ocurrir?
Vücudunun savunması çok zayıf ama o mutlu.
Está muy baja de defensas, pero está contenta.
Vücudunun her yerine.
estaba completemente sobre su cuerpo.
Keri'ye vücudunun belli kısımlarını gösteriyor.
Controla qué partes de su cuerpo le muestra a ella.
Ama vücudunun proteine ihtiyacı olacak, o yüzden bu hapları alacaksın.
Pero tú cuerpo necesitara las proteínas, así que tendrás que tomar estás pastillas.
Sanırım vücudunun bütün salgıları halisünasyon yapıcı ilaç gibi.
Para mí que los líquidos que segrega producen alucinaciones.
Vücudunun üzerini çizin.
Pone junto a su cuerpo.
Kendini bir- - ufacık bir bikini içinde hayal etmesini, Hawaii'de bir plajda, üzerindeki havluyu sıyırdığını ve sonra kumları geçip denize atladığını vücudunun sıkı ve kendinden emin biri olarak düşünmesini söyledim.
Le dije que se imaginara a sí misma con un bikini chiquito, en una playa en Hawaii, quitándose su toalla luego corriendo por la arena y saltando al agua sintiéndose en forma y segura.
Ona, Hawaii sahilinde kumların üzerinde gezdiğini vücudunun sıkı ve kendinden emin biri olarak düşünmesini söylediniz.
Usted le dijo que se imagine a sí misma en una playa en Hawaii corriendo por la arena, sintiéndose en forma y segura.
Ve buralar da vücudunun engellemediği kısım.
Y todo esto es lo que tu cuerpo no bloquea.
Beyin insan vücudunun en değişken organıdır.
El cerebro es el órgano más voluble del cuerpo humano.
Vücudunun olağan kas tepkileriydi.
Ha sido una respuesta muscular normal de tu cuerpo.
Onun vücudunun haraket etmediğine eminmisin?
¿ Están seguros que el cuerpo no fue movido?
Ya vücudunun geri kalanı?
¿ Y el resto del cuerpo?
Vücudunun % 70'i yanmış durumda.
Tiene quemaduras en más del 70 por ciento de su cuerpo.
Vücudunun ne kadarı orjinal?
¿ Batou, cuánto de tu cuerpo es original?
Suçlunun, vücudunun içinde olup olmadığını bilemiyoruz, ama...
No sabemos si el responsable está dentro o fuera de ese cuerpo.
Fakat onun o tüm mücevherlerinin ışıltısıyla birlikte yüzünün ve vücudunun cazibesinin beni şuradaki funda kadar etkilemediğini söyleyebilirim.
Pero digo que todos los encantos de su rostro y figura, sumados al brillo de sus joyas no me impresionaron tanto como esa pequeña planta... allí mismo.
" İnsan vücudunun somut şeylerden ayrılıp özgürlüğüne kavuşması.
La liberación del cuerpo humano de los dominios de la propiedad.
Hissettiğin ağrılar, vücudunun sana ağırdan almanı söylemesi anlamına geliyor.
¿ Sabes? El dolor que sientes es tu cuerpo diciéndote que bajes el ritmo.
Vücudunun her yerinde yaygın çürükler,... yırtık giysiler, falan filan...
Contusiones por todo el cuerpo, la ropa rasgada, bla, bla, bla...
Bence buradaki sorun senin vücudunun kaybetmeye mahkûm olması.
Creo que el problema aquí es que tu cuerpo decayó.
Hayır, görünüyorsun, adamım. Sadece tamir kemerini vücudunun bir uzvu gibi görmeye başlamalısın.
Sólo tienes que pensar que el cinturón de herramientas es una extensión tuya.
Vücudunun yeni şekline dönüştüğünü gösteriyor.
Es tu cuerpo tomando su nueva forma.
Öyleyse vücudunun geri kalanı hamburger gibi gözüküyor olmalı.
El resto de su cuerpo se vería como una hamburguesa.
Vücudunun % 75'inden fazlasında 3. derece yanıklar var.
Quemaduras de tercer grado en el 75 % de su cuerpo.
Vincent, bugün vücudunun o sahneyi hissetmesini ve kelimelerle dikkatinin dağılmamasını istedim.
Vincent, hoy quería que tu cuerpo sintiera el papel sin distraerse por las palabras.
Vücudunun dinlenmesi için Eva'yı yapay komaya sokmuşlar.
Han decidido poner a Eva en coma inducido para que su cuerpo descanse.
İnsan vücudunun doğuştan kendini iyileştirme kapasitesi olduğuna inandı.
Él creía que el cuerpo humano tenía una habilidad innata para curarse a sí mismo.
Normal insan vücudunun savunma sisiteminin kuvveti kanseri imkansız kılacak noktadadır.
Un cuerpo humano normal tiene defensas poderosas el cáncer hasta el punto de ser imposible.
İnsan vücudunun savunması o kadar kuvvetlidir ki, normal sağlıklı bir vücut kanser ya da başka bir kronik hastalık üretemez ve üretmeyecek durumdadır.
El cuerpo humano tiene como poderosas defensas que un cuerpo sano normal no puede, no se desarrolle el cáncer. o cualquier otra enfermedad crónica a la cuestión.
Vücudunun diğer kısımları iyi ama beyni hasar görmüş gibi görünüyor.
Otras partes de su cuerpo lo están haciendo bien... pero su cerebro parece estar dañado.
Onu ait olduğu yerde, yani vücudunun içinde tutmak istiyorsan, otoyolda 120 kilometre hızla giden kamyonlardan atlamaktan vazgeç!
Asi que si quieres que se quede dentro de tí, donde debe estar ¡ Tienes que dejar de saltar de camiones a 120 en la carretera!
Dans etmek duruşunla ilgilidir. Vücudunun duruşuyla.
En la danza todo se trata de la línea la línea de tu cuerpo...
Tüm kanı vücudunun başka bir tarafında depolanmış.
Se nota que ella Io atrae. Me harías el favor...
Vücudum vücudunun üzerinde
Cuando mi cuerpo sobre tu cuerpo...
Çocuklar. Bu bir şölen olacak. İnsan vücudunun şöleni.
Amigos, será una celebración, una celebración del cuerpo humano.
Bu insan vücudunun bir şöleni olacak.
Será una celebración del cuerpo humano.
Küçük bir çocuk olduğunu söyle. Vücudunun her yerinde birinci derece yanık.
Diles que necesitan levarse a un bebé con quemaduras de primer grado.
Vücudunun üst yarısı alt yarısına bağlı değil.
La mitad de arriba de su cuerpo no está conectada con la de abajo.
Vücudunun zarar gördüğü zamanda bile aklın düzgün bir şekilde kalacak.
Tu mente es lo que te hace lo que eres Incluso cuando tu cuerpo es lastimado
Duyduklarıma göre, vücudunun her şeyini bilen sürüsüyle kadın varmış.
Por lo que oí, hay muchas mujeres que conocen su cuerpo.
Ve vücudunun içinde hala kayıp bir parçasını olasından çok endişeliyim.
Y también tiene cosas ocultas, que tendremos que descubrir
Vücudunun doğal kıvrımlarıyla birebir uyumlu.
Como embellece las curvas naturales de tu cuerpo.
Örneğin, sokakta karşıya yanlış bir anda geçtin diyelim ya da vücudunun tükendiğini düşün... tam bunun gibi.
Por ejemplo, digamos que cruzas la calle en el momento equivocado, o que tu cuerpo abandona... de ese modo.
Ne bileyim... Burası çok güzel. Ama inan bana, hiçbir şey ama hiçbir şey, senin vücudunun haritasında takip ettiğim vadiler ve tepelerle kıyaslanamaz.
Bueno Es muy hermoso todo esto.
" Vücudunun % 90'ı yanan komşu kadını hatırlıyor musun?
" ¿ Te acuerdas de mi vecina, que tenía quemaduras en el 90 por ciento de su cuerpo?