Vıdı tradutor Espanhol
871 parallel translation
Hakiki sıvıdır, çocuğum.
Es el fluido, querida.
Vıdı vıdı vıdı. Kafamı şişirdin be.
- Vale, vale, ya me has calentado la oreja.
Yola çıktığımızdan beri vıdı vıdı vıdı.
Están rezongando desde que salimos.
Çünkü 21 derecenin altında tuttuğun sürece sezyum-138 çok dengeli bir sıvıdır.
Porque el cesio-138 sólo es estable... por debajo de 21 grados centígrados.
Bunu amaçlamış değildi. Ama sonu gelmeyen, ebedi, kahredici vıdı vıdısıyla.
No a propósito, sino con sus quejas continuas, eternas y fastidiosas.
Vıdı vıdı, vıdı vıdı.
Hablar, hablar, hablar.
V.D., bir çocuklu bir madenci iki yıldır çalışmıyor ve destek parası olarak haftada 50 Frank alıyor.
El minero V.D. ( con un niño ) sin trabajo desde hace 2 años, cobra alrededor de 50 francos de subsidio a la semana.
Bırak vıdı vıdıyı!
Deje de reírse así.
"konuşmacıların kullandığı o berbat, ezberden okuma yöntemini kullanıyor... sürekli tekrar eden vıdı vıdı ezberler."
La repetición. La repetición constante, cansina e implacable.
- Senin tanıdıkların bana vız gelir!
Sus parientes me lo impiden.
B.V.D.'niz mi?
¿ Sus calzoncillos?
Vergiden düşülemez. V.D.
Y no deducible.
V.D.
No deducible.
Ben K.E.V.'i temsil ediyorum.
Represento al D.C.A. del Cuartel General.
Bırakın bu bahaneleri, dırdırları vır vırları falan kendiniz gibi olun. Toplumun parçası olun.
Ha de demostrarles a todas lo que es una auténtica dama.
Dışarda hızlı bir araba varken, sen ve ben, çaktırmadan sıvışırız.
Y contigo afuera en ese auto, rápido, saldremos limpios.
D-e-ğ-i-ş-i-m.
V - i-c-i-s-i-t-u-d-e-s
- Dışarı sıvışıp arabayı bir sonraki sıraya çek.
Sal y aparca el coche en la otra calle.
"Dışarıda uyumaca" oyununu hatırladın mı?
V amos a jugar a "dormir al aire libre". ¿ Recuerdas?
Vırvır ve dırdır...
Quejas y bazofia...
- Son. S-o-n-n.
- Acabado. ¨ ¨ A-C-A-V-A-D-O ¨ ¨.
Ona m-e-r-d-i-v-e-n kelimesini de öğretmelisiniz bence.
Podemos dejar la "L-A-D-D-E-R" ( ESCALERA ).
- Şimdi sıvışabiliriz dışarı.
- Ahora podemos mirar.
V, O, S.
P, D, E.
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J K, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, W, X, Y, Z.
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J K, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, W, X, Y, Z.
- Ona bizimle geleceğini söyle. - Tamam Yüzbaşı, tamam.
D ¡ le que se v ¡ ene.
İyi eğlenceler, amigos.
Que se d ¡ v ¡ ertan.
Ben onu önden yolladım
Le d ¡ je que v ¡ n ¡ era.
Şansım döndü dedim.
Me hab ¡ an puesto la soga al cuello, v ¡ n ¡ ste yme d ¡ je... "Ha camb ¡ ado m ¡ suerte."
Senin le tekrar karşılaştığımızda şansımı döndürdüğünü söyledim. Ve sen dedinki.. daha da kötüsü!
Cuando nos v ¡ mos yte d ¡ je que hab ¡ a camb ¡ ado m ¡ suerte tú d ¡ j ¡ ste a pe0r.
Tepelerde siperlenmiş bir hafif topçu tugayımız var.
Es el cuarto que he v ¡ sto ya. Tenemos una br ¡ gada de art ¡ iler ¡ a l ¡ gera d ¡ spersada por las col ¡ nas.
Aşırı radyasyona maruz kalmanın başlıca etkisi... bağırsakların hücresel yenilenmesinin sona ererek... vücut sıvısının bağırsaklardan direk dışarı sızması... ve insanın tam anlamıyla... kurumasıdır.
El principal efecto de exposición a una radiación severa es que deja de renovarse el... revestimiento celular de tu intestino, con el resultado de que los fluidos corporales salen directamente del interior de tu intestino y literalmente... te secas.
Lenf sistemi dokulardaki fazla sıvıyı dışarı çekip boşaltır.
EI sistema linfático drena el exceso de fluido de los tejidos.
Siz kadınların yanınızda taşıdığınız ıvır zıvırlardan birini mi?
La de cachivaches que lleváis las chicas. Parecéis vendedores ambulantes. Mira.
Ama son bir ay boyunca dış politikayla ilgili sadece ıvır zıvır... gizliliği olmayan ve birkaç gün sonra... Time dergisinde okunabilecek türden şeyler almış.
Durante los cinco primeros meses... se llevaba archivos sobre varios temas secretos, pero en el ùltimo mes no sacó más que informes... sin importancia sobre política exterior... que cualquiera podría leer dos días más tarde en Time Magazine.
Biri General v on Seidlitz-Gabler'dı, 7. Kolordu k omutanı.
Uno de ellos era el general Seidlitz-Gabler, al mando del 7 ° Batallón.
Dış kabuğunu ve vücut sıvısından birazını kurtarabilirsem analiz yapmak isterim.
Quiero salvar el esqueleto y algunos líquidos del cuerpo.
A-y-ı-n-l-a-t-m-a-k.
D-I-S-U-E-V-A.
A-ş-n d-ı-r-ı-c-ı.
A-B R-A-S-I-V-O.
D-a-v-e-t-i-y-e.
I-N-V-I-T-A-C-I-O-N.
G-ü-v-e-n-s-i-z.
I-N-C-O-N-F-I-D-E-N-T-E.
S-a-v-u-r-g-a-n-l-ı-k.
R-E-M-I-L-G-A-D-O.
Olumsuz bakıyorsunuz ve sanırım ihtiyacınız olan şey birazcık kıvılcım. Sanırım seni birileri dışarı çıkartıp biraz neşelendirmeli. ... ve insanların bunu nasıl elde edileceğini göstermeli.
"Necesitas un empujoncito alguien debería dártelo para que veas que la gente lo compra".
Parası varsa, Yolcu Yardım'ı arar, bize yardım etmelerini sağlarız.
A ver s ¡ lleva d ¡ nero y llamamos a As ¡ stenc ¡ a al V ¡ ajero.
Tanrının Evi'nde dua etmek gibi tanrısal bir hakkımı hiçe sayıyorsun demek.
Me está negando el derecho d ¡ v ¡ no al culto en Ia Casa del Señor.
Saat 2'ye kadar, sonra "tanrısal hakları" nı geri alırsın.
A Ias 1 4.00 se Ie devolverá su "derecho d ¡ v ¡ no".
Ama tanrısal haklarımı unutmam!
¡ pero no voy a olv ¡ dar m ¡ derecho d ¡ v ¡ no!
California'ya kayıtlı plakası Denver, Chicago, Virginia 4-7-2.
Matrícula de California. D-Domingo, C-Carmen, V-Victor 4-7-2.
California kayıtlı. Dağın D'si, Charles'ın C'si, Victor'un V'si 4-7-2.
Matrícula de California D de Domingo, C de Carlos, V de Victor 4-7-2.
En iyisi bana çavdar ekmeğine İsviçre peynirli sandviç verin... - Çavdar olacak. Ç-A-V-D-A-R.
Sólo deme un sándwich de queso suizo con pan de centeno.
Doğal yeteneklerin günahkâr, marazi bir kıvılcımıdır.
Un fogonazo pecaminoso y malsano de dones naturales.