Wilden tradutor Espanhol
283 parallel translation
Köyde, Zum Wilden Hirsch adında bir han var.
En el pueblo hay una posada llamada Zum Wilden Hirsch.
Bütün bunları, Zum Wilden Hirsch'i ve odunluğu nereden biliyorsun?
¿ Cómo sabes lo de la posada y lo de la leñera?
Zum Wilden Hirsch'te çalışan Heidi adında bir kuzenin var.
Tu prima Heidi trabaja en Zum Wilden Hirsch.
O komşu çocuğu, Mike Wilden vardı ya? Yüzüne bir sopayla vurmuştum.
Al hijo del vecino, Mike Wilden le pegué en la cara con un palo.
- Dedektif Wilden.
- Soy el detective Wilden.
Şimdi diğer haberler Rosewood Dedektifi Darren Wilson bugün bir basın toplantısı düzenledi.
Otras noticias, el detective Rosewood Darren Wilden celebró una conferencia de prensa esta mañana.
Ben şimdi Dedektif Wilden'la konuşup Toby'yi neden hala bulamadıklarını öğrenmeye gidiyorum.
Ahora, voy a... Voy a tener una charla con el detective Wilden y descubrir por qué no han localizado a Toby aún.
Dedektif Wilden.
Detective wilden.
Wilden bunu bana söylememeliydi, ama pek çok polis gibi onu da kafaya almak çok kolay.
Wilden no podría habérmelo dicho. pero era fácil de suponer.
Dedektif Wilden kovuldu sanıyordum.
Pensé que el detective Wilden estaba despedido.
İtfaiyeci Paul Satterfield Wilden'deki alevler içindeki evden baygın birini kurtarmak için her şeyi riske attı.
El bombero Paul Satterfield arriesgó su vida para sacar a un hombre inconsciente de su casa en llamas, en Wilton.
Neden Wilden'la konuşuyordun?
¿ Por qué hablarías con Wilden?
Birileri onu ; seni ve beni inciltmek için kullanmaya çalışıyor, bu kesin, bu yüzden onu Wilden'a verdim.
Claramente, alguien intenta usar eso para herirte, y a mí, y se lo di a Wilden.
Hayır, o raporu Wilden'a vermek güvenin tam tersi.
No, darle ese archivo a Wilden es lo contrario a ponerme a salvo.
Wilden da bizim kadar tehlikede.
Él se juega tanto o más que nosotras.
Wilden'a gittiğine göre, sen de bilmiyormuşsun.
¿ Sí? Bueno, si tú fuiste a Wilden, entonces tú tampoco.
Bunu yapmanı Wilden mı- -
¿ Te ha pedido Wilden que...?
Hayır, bunun Wilden'la ilgisi yok, bu seninle benim aramda bir şey.
No, esto no se trata de Wilden, esto se trata de tú y yo.
Evet ama neden Wilden?
Sí, ¿ pero por qué Wilden?
Ya da Wilden bir şeyler bulursa falan?
¿ Y si Wilden aparece con algo?
Wilden geri dönmüş.
Wilden ha vuelto.
Wilden hep peşimizde olacak.
Wilden va a perseverar en ir tras nosotras.
Wilden'ın bugün böyle uğraması çok garipti bence.
¿ Sabes? Creo que fue un poco raro, que Wilden se pasara por aquí hoy.
Wilden benim peşimdeydi.
Wilden iba detrás de mí.
- Dur. Peşindeki Wilden mıydı sence?
Espera. ¿ Crees que Wilden lo hizo?
Mona'nın Wilden'a ne söylediğini düşünüyorsun?
¿ Qué crees que le ha contado Mona a Wilden?
- Spence seni korkutmalarına izin verme.
- Spence, no dejes que Wilden te asuste.
Wilden'a tosladı ve korktu.
Se encontró con Wilden y se asustó.
Ama Wilden gittiyse, büyük ihtimalle Garrett'ta gitmiştir.
Pero si Wilden se ha ido, probablemente signifique que Garret también.
Ortağım ile beraber Memur Reynolds ve Dedektif Wilden cinayetlerini araştırıyoruz.
Mi compañero y yo estamos investigando los asesinatos del oficial Reynolds y del detective Wilden.
Wilden ile görüşmeye gelmiş olabilir misin?
¿ Volviste para enfrentarte a Wilden?
Ali, Wilden ile bağlantılıydı. Wilden ise annen ve bizimle bağlantılı. Hatta bizimle bağlantısını bile bilmiyoruz.
Ali estaba conectada a Wilden, y Wilden estaba conectado con tu mamá y con nosotras y con cosas de las que ni siquiera sabemos.
Annem ona arabayla birazcık çarpmış olabilir ama Wilden'ı o öldürmedi.
Mi madre quizás lo golpeó apenas con el auto pero ella no mató a Wilden.
Evet, Wilden'ın cesedi bulununca kendi iyiliği için gitti sanıyordum.
Si, creí que se había ido para bien cuando encontraron a Wilden.
Mona, trende Wilden'la olduğunu söylemişti.
Mona dijo que tu hermana estaba con Wilden en el tren.
Wilden öldü. Birisi onu vurmuş sonra bavulun içine sıkıştırıp şehrin ortasına bırakıvermiş.
Wilden está muerto, alguien lo mató y lo dejaron en su baúl en el medio de la ciudad.
Ayakkabılar olsun ya da olmasın. Wilden'ın öldürüldüğü gece, New York'ta olduğunu biliyoruz.
Bueno, mira, zapatos o no zapatos, nosotros sabemos que estaba en NY la noche que Wilden murió.
O panodaki her şey, Wilden'ın cinayetiyle mi ilgili?
¿ Y todo eso en aquella pizarra tiene que ver con quién mató a Wilden?
Dedektif Wilden.
El detective Wilden.
Hele Wilden'ın arabasındaki görüntüleri biri izlerse olaylar ne kadar büyür ne kadarıyla yüzleşebiliriz düşünmek bile istemiyorum.
No quiero ni pensar en el tamaño de la historia que vamos a tener que inventar si alguien ve el video de nosotras en al auto de Wilden.
Bu maske bizi Ali ve trenle bağlantılı hale getiriyor. Bu da Wilden'la aramızda bağlantı kuruluyor demek.
Esta máscara nos conecta con Ali y el tren, el cual nos conecta con Wilden.
- Wilden ile ilgili bir şey söyledi mi?
- ¿ No dijo nada sobre Wilden?
Wilden vurulduğundan beri yapmaktan korktuğum bir şeyi yaptım.
Fui a casa, subí a mi oficina, e hice algo que tuve miedo de hacer desde que mataron a Wilden.
Darren Wilden hakkında konuşmak istedi.
Quería hablar sobre Darren Wilden.
Wilden gibi biri mi?
¿ Como Wilden?
Toby şüphelenmeye başladı, ve Wilden izleyip duruyor.
Toby está comenzando a sospechar, y Wilden está merodeando.
Wildan orada mı?
¿ Wilden está allí?
- Dedektif Wilden, değil mi?
- Detective Wilden, ¿ verdad?
Dedektif Wilden, Alison Dilaurentis davasının önemli bir parçasıydı.
El detective Wilden fue importante en el caso de Alison Dilaurentis.
- Dedektif Wilden, değil mi?
- Detective Wilden, ¿ no?
Onu Wilden'a vermiş.
Se lo ha dado a Wilden.