English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ W ] / Wilkerson

Wilkerson tradutor Espanhol

100 parallel translation
Burada Bay Gerald'ın kahyalığını yapan, şu beş para etmez, nefesi kokmuş, beyaz Wilkerson'u gördüm.
He visto a esa escoria de Wilkerson el que era capataz del Sr. Gerald.
Emmie, Bn. Wilkerson oldu.
Emmie es ahora la Sra. Wilkerson.
- Wilkerson, başkanın kayınbiraderi.
- Wilkerson, cuñado del Alcalde.
Muhtemelen kulüpte Annie Wilkerson ile dans ediyordur.
Seguramente estará en el club de country con Annie Wilkerson.
Adı Barbara Jo Wilkerson'dı.
Su nombre era Bárbara Jo Wilkerson.
Bayan Wilkerson, benim adım Potter Shrader.
Sra. Wilkerson, mi nombre es Potter Shrader.
Barbara Jo Wilkerson'a.
Bárbara Jo Wilkerson.
- Barbara Jo Wilkerson da kim?
¿ Quién es Bárbara Jo Wilkerson?
Jensen, Wilkerson ve Zeider.
Jensen, Wilkerson y Zeider.
Ama Tom yok, bunu kaldırmama yardım edemez. Kaldır k.çını! Sayın Başkan, lütfen.
Y Wilkerson, llama a la prensa.
Bayan Wilkerson'ın bir çakısı var.
La Sra. Wilkerson tiene una navaja suiza.
- John Smythe ve Brenda Wilkerson.
- John Smythe y Brenda Wilkerson.
Karen Wilkerson, Astsubay Wilson'ın müdürüyüm.
Soy Karen Wilkerson. La supervisora del contramaestre Wilson.
Ortadan kayboldu Bayan Wilkerson.
- No tiene licencia, Srta. Wilkerson.
- Adım Wilkerson.
- Me llamo Wilkerson.
Arayan adının Wilkerson olduğunu söylemiş, sonra hat kesilmiş.
Dijo que se llamaba Wilkerson, y luego se cayó la llamada.
Deniz Kuvvetleri Bakanlığı'ndan.
Comandante Wilkerson del Departamento de la Marina, Washington, D.C.
Binbaşı Wilkerson'ın ev adresini buldunuz mu?
¿ Pudiste conseguir la dirección de la comandante?
Arayanın Binbaşı Wilkerson olduğundan kesin emin misiniz Ajan Gibbs?
¿ Está convencido de que la llamada era de la comandante Wilkerson, agente Gibbs?
Binbaşı Wilkerson da onlardan biriydi.
Y la comandante Wilkerson era una de ellas.
- Adım Wilkerson!
- Me llamo Wilkerson.
- Adını söyledikten sonrasını dinle.
- Bien, después que dice su nombre... - Wilkerson...
Binbaşı Wilkerson'ın ilgisi nedir?
¿ Qué tiene que ver la comandante con todo esto?
Binbaşı Wilkerson'ın 2002 model metalik gri bir Jetta'sı var.
La comandante Wilkerson maneja un Jetta plateado del 2002.
Önemli olan bu kasetten Binbaşı Wilkerson'ı bulmamıza yardım edecek bir şeyler bulmak.
Lo importante aquí es examinar esta cinta y sacar algo que ayude a encontrar a la comandante.
Binbaşı Wilkerson iki gün önce üste akut bronşit tedavisi görmüş.
A la comandante Wilkerson le dieron un tratamiento por bronquitis aguda hace dos días.
İnşallah Binbaşı Wilkerson'ın geçmişiyle ilgili bilgi alıyorsundur.
Espero que sea información sobre la comandante Wilkerson.
- Wilkerson'ın e-posta kayıtlarına göre dün aynı yerden 14 mesaj göndermiş.
- Los correos de Wilkerson muestra que envió 14 mensajes del mismo lugar anoche.
Binbaşı Wilkerson'ın bu e-postaları Fairfax'teki Braddock Çarşısı'nda ATS diye bir mağazadan yolladığını bilmenin yardımı olur dedim.
Pensé que sería bueno saber que la comandante Wilkerson envió esos correos desde una tienda llamada PBJ. en Braddock, Fairfax.
Wilkerson her an boğulabilir. Bunu telefonda söyleyemez miydin?
Podría morir en cualquier momento y ¿ no pudiste llamarme para decirme esto, McGee?
Amanda Wilkerson bu.
Esa es Amanda Wilkerson.
Öylesine bir tahmin yürüteceğim.
Voy a adivinar aquí que la comandante Wilkerson...
Abby'nin doğru bulduğunu varsayarsak Binbaşı Wilkerson çarşıdan çıkıp Ox Yolu'na girdi.
Si Abby está en lo cierto el vehículo que llevaba a Wilkerson salió del centro comercial por la carretera Ox.
Binbaşı Wilkerson'ın o kadar vakti yok.
A la comandante Wilkerson no le queda tanto tiempo.
Biri Wilkerson'ın cep telefonunu kullanmış.
Vamos en camino. Están usando el teléfono de Wilkerson.
Kesinlikle binbaşının telefonu, patron.
Es, sin dudas, el teléfono de la comandante Wilkerson, jefe.
Binbaşı Wilkerson neden 14 yaşındaki bir kız gibi konuşsun?
¿ Por qué la comandante se hacía pasar por una niña de 14 años?
Binbaşı Wilkerson'ın vakti tükeniyor.
Se le acaba el tiempo a la comandante.
Binbaşı Wilkerson su kaybetmiş. - Ama onun haricinde iyiymiş.
La comandante Wilkerson está un poco deshidratada pero se encuentra bien.
Albay Lawrance Wilkerson. Orduda 31 yıl görev yaptı. Vietnam'da görev yaptı. 2002-2005 yıllarında Colin Powell'ın Kurmay Başkanıydı.
CORONEL LAWRENCE WILKERSON JEFE DE PERSONAL DE COLIN POWELL.
Julie Wilkerson, kaybolmuş.
Julie Wilkerson, desapareció.
Oliver Wilkerson da buradaymış.
Ese es Oliver Wilkerson.
Neyse, sonra görüşürüz Randall Wilkerson.
Bueno... te veré más tarde... Randall Wilkerson.
Tabi, Tamara hakkındaki her şeyi Bay Wilkerson'dan duydum.
Sí, he oído todo sobre Tamara por el Sr. Wilkerson.
Hep Bay Wilkerson'un suçu.
El apestoso de Mr. Wilkenson.
Bay Wilkerson ve tüm tiyatro bölümü.
Um.., el Sr. Wilkerson y el departamento de teatro al completo.
Sorun öğretmenim, Bay Wilkerson.
Es mi profesor, el señor Wilkeson.
Brick, Bay Wilkerson ile bir sorunun varsa, onunla kendin konuşman gerek.
Brick, si tienes problemas con el señor Wilkerson, tendrás que hablar con él tú mismo.
Tavsiyenizi dinledim ve Bay Wilkerson'la konuştum, artık beden dersine girmek zorunda olmadığımı söyledi.
Bueno, hice caso de vuestro consejo y hablé con el señor Wilkerson, y dijo que ya no tenía que ir a gimnasia.
Donanma binbaşısı Amanda Wilkerson'a ait.
Y resultó ser de una comandante de la Marina.
Binbaşı Wilkerson her zaman kurallara uymuyordu.
-... no siempre seguía su política.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]