English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ W ] / Wilkinson

Wilkinson tradutor Espanhol

193 parallel translation
Septimus Wilkinson, Matabeleland piskoposu.
Septimus Wilkinson, obispo de Matabelelandia.
Sue Wilkinson, 159 Thornton Caddesi.
Sue Wilkinson, Avenida Thornton 159.
- Tüm bunları Bay Wilkinson'a anlatın.
- Dígale todo esto al Sr. Wilkinson.
Albay Wilkinson'a.
Capitán Wilkinson.
İçeri gelin, Bay Wilkinson.
Pasa, Sr. Wilkinson.
Charlie, Bay Wilkinson ile tanış.
Charlie, te presento al Sr. Wilkinson.
Wilkinson'ın Sekiz Numaralı Peklik Giderici Gevreği. İnsanın içine Ferrari gibi işlerdi.
El Wilkinson número 8 me bajaba por los intestinos como un Ferrari.
Wade Honeycutt beni Rebecca Wilkinson için terk ettiğinden bu yana hiç kazık yememiştim. Haysiyetine önem vermeyen bir kızdı.
La última vez fue cuando Wade Honeycutt me dejó por Rebecca, una chica que no valoraba su reputación.
Evet, lütfen, Matmazel Wilkonson'a sıcak ilginizi gösterir misiniz?
Si, denle la bienvenida, por favor. A la Srta. Jane Wilkinson.
Sizinle tanışmak beni heyecanlandırdı, Bayan Wilkinson.
Ha sido un placer conocerla, srta. Wilkinson.
Jane Wilkinson'un kafasında ilgi duyduğu tek şey kendisidir.
Jane Wilkinson tiene solo un interés en mente : Jane Wilkinson.
Asıl adı Jane Wilkinson, Amerikalı aktris.
Ella es Jane Wilkinson, la actriz americana.
Evet, Jane Wilkinson olarak son rolünü oynadı.
Si, dio su ultima interpretación como Jane Wilkinson.
Geçen gün burada Jane Wilkinson'la karşılaştım.
Conocí a Jane Wilkinson aquí el otro día.
Carlotta Adams'ın repertuvarı konusunda bilgin var mıydı? Çok etkileyici bir Jane Wilkinson taklidi repertuvarda yer alıyordu.
¿ Sabias que el repertorio de Carlotta Adams incluía una imitación admirable de Jane Wilkinson?
Carlotta Adams'ın bir makyaj çantası vardı. İçinde onu Jane Wilkinson'a benzetecek bir peruk bulunuyordu.
Carlotta Adams tenia un estuche de maquillaje que contenía una peluca que imitaba exactamente el peinado de Jane Wilkinson.
Bakın, o Edgware'e gider ve Jane Wilkinson ayağa kalkar, doğru mu?
Mira, ella va donde Edgwere, disfrazada de Jane Wilkinson ¿ Correcto? ..
Benim Jane Wilkinson taklidimden hoşlandı.
A el le gusto mi imitación de Jane Wilkinson
Bir başka sayfada şöyle devam ediyor : "O benim Jane Wilkinson talidimi beğendi".
Sigue a otra pagina.. "Le gusto mi imitación de Jane Wilkinson"
"O Jane Wilkinson taklidimi beğendi".
"A el le gusto mi imitación de Jane Wilkinson"
"O kadın benim Jane Wilkinson taklidimi beğendi" olurdu.
Para que dijera "A ella le gusto mi imitación de Jane Wilkinson"
Daha sonra, Carlotta Jane Wilkinson'un peruğunu takarak otelden ayrılır. Farklı kişi olarak yeteneğini göstermek üzere Sör Montegue'nün yemeğine katılır.
Entonces con la peluca de Jane Wilkinson, Carlotta deja el hotel para practicar su talento de imitadora.
Bu koşullarda, altın saçı, sesi ve davranışıyla Carlotta Adams, Jane Wilkinson rolünü hiçbir hazırlığı olmadan inandırıcı bir biçimde oynar.
Y en estas circunstancias, Carlotta Adams, con su cabello rubio, imitando su voz y sus ademanes, convenció a todos de que se trataba de Jane Wilkinson.
Bu genç Donald Ross'un dikkatini çeker. Sör Montague'nün yemeğinde karşılaştığı Jane Wilkinson tarih ve sanat konusunda çok bilgili biridir.
Esto llama la atención del joven Donald Ross pues la Jane Wilkinson que el había conocido en la cena de Montague era una gran conocedora de la historia y del arte,
Kavrayamadığımız bir nedenle bu Jane Wilkinson ona garip görünür, farklı bir kadındır.
Por razones que no comprende esta Jane Wilkinson le parece extraña.. ... a el, una mujer diferente.
Doğal olarak Jane Wilkinson'u görmek onun için sürpriz olur. Fakat korkmaz.
naturalmente el se sorprende al ver a Jane Wilkinson pero el no siente miedo
Anlattıklarım gerçeğe uygun mu, Matmazel Wilkinson?
¿ Es correcta mi historia Sra. Wilkinson?
- Darley Wilkinson'dan mı bahsediyorsun?
¿ Lo de la Darley Wilkinson? Sí, lo de la Darley.
Virüsü durdurmayı başaran ilk yer, Darley Wilkinson laboratuvarı.
El primero y único laboratorio que ha aislado el virus es la Darley Wilkinson.
- Darley Wilkinson.
la Darley Wilkinson.
Tod Wilkinson, ben Hannah Stubbs.
Todd Wilkinson, soy Hannah Stubbs, asistente del fiscal.
Tod Wilkinson.
Me llamo Tod Wilkinson.
Billy Sparrow. Tod Wilkinson.
Tod Wilkinson.
Hız yapman dışında seni hiçbirşeyle suçlamıyoruz bay Wilkinson, ama o malların bagajınızda ne aradığını bilmekten memnun olurum.
Sólo se le acusa de exceso de velocidad, Sr. Wilkinson. Pero me gustaría saber qué artículos lleva en el portaequipaje. ¿ Qué artículos?
Bay Wilkinson... topu bırakıp, oturun!
Señor Wilkinson... ¡ Deje ese balón y siéntese!
Evet! Bay Wilkinson- -
Sr. Wilkinson...
Wilkinson!
Wilkinson!
Arabella Wilkinson.
Arabella Wilkinson.
Thomas Marcano, mahkeme, hakkında şu karara vardı... 18 ayı aşmamak ve bir yıldan az olmamak kaydıyla... Wilkinson Islahevi'nde kalacaksın.
Thomas Marcano, la corte lo sentencia a ser encarcelado por un período de 12 a 18 meses en el Reformatorio Wilkinson.
John Reilly, mahkeme, hakkında şu karara vardı... 18 ayı aşmamak ve bir yıldan az olmamak kaydıyla... Wilkinson Islahevi'nde kalacaksın.
John Reilly, la corte lo sentencia a ser encarcelado por un período de 12 a 18 meses en el Reformatorio Wilkinson.
Lorenzo Carcaterra... sandviç tezgahının çalınmasından sonra... olay yerine geldiğini dikkate alan mahkeme... seni bir yılı aşmamak ve altı aydan az olmamak kaydıyla... Wilkinson Islahevi'nde kalmaya mahkum etti.
Lorenzo Carcaterra tomando en consideración que usted llegó a la escena después del robo del carro la corte lo sentencia a pasar un período de 6 a 12 meses en el Reformatorio Wilkinson.
Michael Sullivan. Mahkeme, hakkında şu karara vardı... 18 ayı aşmamak ve bir yıldan az olmamak kaydıyla... Wilkinson Islahevi'nde kalacaksın.
Michael Sullivan la corte lo condena a ser encarcelado de 12 a 18 meses en el Reformatorio Wilkinson.
Wilkinson Islahevi, beş farklı ünitede... 780 genç suçlu barındırıyordu.
El Reformatorio Wilkinson alojaba a 780 delincuentes juveniles en 5 unidades separadas.
Wilkinson'daki ilk günümde dayanıklı ve güçlü olmadığımı anlamıştım.
Desde el primer día, supe que yo no era duro ni fuerte.
Wilkinson'dakiler masum gençler değildi.
Wilkinson no albergaba un grupo de chicos inocentes.
Wilkinson Islahevi'nde tutuklu olarak geçirdiğim son saatlerdi.
Eran mis últimas horas de reo en el reformatorio.
Tahliye formumdan dört kopya vermişlerdi. Wilkinson'daki günlerimin hatırası olarak. Hükümlünün sağlığı yerinde, tahliyesi uygundur.
Tenía 4 copias de mi liberación el último recordatorio de mi tiempo en Wilkinson.
Wilkinson Islahevi'ndeki son gecem.
Mi última noche en el Reformatorio Wilkinson.
Wilkinson'dan çıktığımızdan beri orada olanlar hakkında... birbirimize tek laf etmemiştik.
Desde el reformatorio Wilkinson nunca habíamos discutido lo que había pasado ahí.
Biz asla Wilkinson'da olmadık.
Nunca estuvimos en Wilkinson.
Gardiyanları mahkemeye çıkarmalıyım. Wilkinson'u mahvetmeliyim.
Necesito juzgar a los guardias, destruir Wilkinson.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]