Yapayalnızım tradutor Espanhol
455 parallel translation
Ben ise yapayalnızım.
Soy la única que está por su cuenta.
Yalnızım, Yapayalnızım- -
Solo, Estoy tan solo...
Burada yapayalnızım.
Me siento tan solo aquí. "
Yapayalnızım.
Os echo de menos a todos.
Yapayalnızım.
Estoy sola.
Yapayalnızım. Biraz hayatı yaşamam gerek.
Yo estoy sola y tengo que vivir.
Yapayalnızım.
- Estoy totalmente solo.
Yapayalnızım Vicki ve seni seviyorum.
Estoy solo, te quiero.
"Franz canım Franz yapayalnızım lütfen benimle kal."
"Franz, "... querido Franz, "... estoy tan sola.
Bu dünyada yapayalnızım.
Estoy solo en el mundo, ¿ sabe?
Bense yapayalnızım.
Yo... estoy sola.
"Yapayalnızım."
Estoy tan solo.
Yapayalnızım.
Me siento solo.
Küçük otel odamda yapayalnızım. Çamaşır yıkıyor ve seni düşünüyorum.
Estoy solo en mi pequeña habitación, haciendo mi colada y pensando en ti.
... yapayalnızım, perişanım.
" Estoy solo, desesperado.
# İşte yapayalnızım şimdi Çaresiz bir âşık olarak #
Ahora estoy solo como un amante desilusionado
# İşte yapayalnızım şimdi Gençliğim mazide kaldı #
Ahora estoy y sin los veinte años
Artık tümüyle yapayalnızım.
Estoy sola ahora.
Uh, Bayan La Sanka, bu hafta sonu yapayalnızım.
Estoy solo este fin de semana.
"Yanılıyorsun. Yapayalnız yaşarım."
" Está usted equivocado.
Yapayalnız kaldım.
Estoy solo.
Yapayalnızım.
Me siento sola.
- Bu dünyada yapayalnız mısınız?
- ¿ Está solo en el mundo?
Yaşamım öyle boştu ki. Yapayalnız hissettim.
Mi vida me parecía tan vacía, me sentía tan sola...
Yalnız olduğunu... sandığım için gelmiştim....... yapayalnız.
Sí, creí que te encontraría solo, solo.
Eğer suçlu olduklarını düşünüyorsanız bu mahkemenin hepimizi suçlu çıkarması gerekir o zaman bizler ki - kendi tutkularımızın peşinde koşup çocuklarımızı kendilerini korumayla baş başa bırakarak hepsini yapayalnız bırakıyoruz.
¿ Deberían ser considerados culpables? Si es así, damas y caballeros, entonces deben condenarnos a todos nosotros, a la gente que, preocupados de nuestras pasiones, abandonamos a los niños a su propia suerte. Y nuestros hijos están solos.
Bence buna hazır değilsin, ve sanırım yapayalnız kalacaksın.
No creo que Ud esté lista para ello, y creo que estará muy sola.
Karşımda yapayalnız, güzel bir kız vardı, benimse zamanım boldu.
Tenía ante mí una bella mujer totalmente sola... y a mí me sobraba tiempo.
- Yapayalnız kaldım çünkü. - Hayır, Jennie.
No, no sigas, Jennie.
Ben hasta bir kadınım ve bu bomboş evde yapayalnız kaldım!
¡ Lo único que sé es que estoy muy enferma y que estoy sola en esta horrible casa!
Mahşer gününe değin gemiyle yapayalnız mı seyir alacağım yani?
Navegaría solo hasta el día del juicio suplicando una muerte que no llegaría.
# Bildiğim yoldan şaşmayacağım... #... kalabalıkta yapayalnız.
Seguiré solo mi camino solo entre la multitud
# Bildiğim yoldan şaşmayacağım... #... kalabalıkta yapayalnız.
Seguiré solo mi camino Solo entre la multitud
Onları savaşın ortasında yapayalnız bıraktım.
Los he dejado solos en casa durante los estragos de la guerra.
Yapayalnız kalacağım.
Esto estará solitario
Yapayalnız bir kadın olarak yaşlanacağımı ve dans öğretmeni olacağımı. Şimdi seni tanıdım.
¿ Crees que quiero ser una vieja solitaria... que enseña baile, ahora que te conocí?
Yapayalnız kalacağımı zaten en başından biliyordum.
Sabía perfectamente que me iba a quedar terriblemente sola.
Tekrar yapayalnız kalacağım.
Voy a quedarme sola otra vez.
Yapayalnız kaldım!
Me he quedado sola.
Yapayalnız kaldım.
Estoy sola.
Gidersen yapayalnız kalırım.
Me quedaré muy solo si te vas.
" Bouboulina'm yanımda olmayınca... kendimi yapayalnız hissediyorum... onu tekrar gördüğüm zaman... ben...
Porque sin mi Bouboulina... me siento tan miserable... que cuando vuelva a verla, yo... yo... ".
Hiç karanlık hissi içinde uyandınız mı? Kendinizi yapayalnız hissettiniz mi?
¿ Alguna vez se despertó en la oscuridad sintiendo...?
Gianni'nin ve benim yollarımız ayrıldığı zaman kendimi bu kötülük dolu dünyada terk edilmiş, yapayalnız hissettim.
Cuando nos separamos él y yo me encontré sola, sola en el mundo.
Kentte yapayalnız kaldım.
Me siento jodidamente solo.
- Yapayalnız kalmıştım...
- Estaba sola...
Şimdi yapayalnız kaldım diyor.
Ahora dice, queda completamente sola.
Yapayalnız olmayacağım.
- Pero, si no estaré sola.
Yapayalnız, olduğumu fark ettim. Elli-atmış kadar garip yaratığın içinde, tek, tek başımaydım. Öylece kalakaldım.
Y comprendí que estaba solo con 50 o 60 de esos seres que me miraban fijamente.
Bu yaşta bir şatoda yapayalnız mı?
¿ Vos sola en el chateau, a tu edad?
Şimdi ben bu dünyada yapayalnızım!
¡ Me he quedado sólo en este mundo!