English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yaralıyım

Yaralıyım tradutor Espanhol

432 parallel translation
"Kan... Yaralıyım!"
"¡ Sangre... estoy herido!"
"Savaşa devam, benim tüm neşeli adamlarım... " Biraz yaralıyım ama, maktül değilim ". ( John Armstrong şiirinden alıntı. )
"Luchen mis hombres estoy herido pero no muerto".
Yaralıyım ahbap.
Estoy herido, amigo.
Pekala, yaralıyım işte.
¡ Juan el santo! Ahora estoy irritada.
ağrım çok derinden, gönülden yaralıyım ben...
El dolor es muy intenso, pero lo sufro contento...
Yaralıyım.
Me han herido.
- Elimden yaralıyım. Git kendin al.
Tengo la mano herida, atrápalo tú.
Yaralıyım.
Oh, estoy adolorido.
- Hasta değilim, yaralıyım!
- ¡ No estoy enfermo, estoy herido!
- Yaralandın mı? - Evet, yaralıyım.
- ¿ Te has hecho daño?
İnanmak için çok yaşlı ve çok yaralıyım.
Soy demasiado viejo... y estoy muy herido para creerlo.
Yaralıyım.
Estoy herido.
Ben İngiliz'im, yaralıyım!
Soy inglés y estoy herido.
Yaralıyım görmüyor musunuz?
¿ No ves que estoy herido?
Yaralıyım.
Me hirieron.
Rahatsız ettiğim için kusuruma bakmayın, lâkin yaralıyım da.
Perdonen ustedes si les molesto, pero estoy herido.
Yaralıyım! - Neredeydin?
Estoy herido.
Yaralı olduğun için sana acımıştım.
Y yo que sufría porque estaba herido.
Aşağımızdaki vadide, ölü ve yaralılar tam 12 katlı bir yığın oluşturuyordu.
En aquel barranco se apilaban 12 capas de hombres muertos y heridos.
Stewart Uçak Fabrikası'nda yangın çıktı. Yangında bir kişi öldürüldü, çok sayıda yaralı var. Hasar yarım milyon dolar civarında.
El incendio de la fábrica Stewart, en el que murió un hombre y provocó muchos heridos, además de causar cuantiosos daños, ha sido declarado sabotaje.
Sevgili kardeşimiz Hamlet'in ölümü, bütün acılığıyla içimizde henüz. Yüreğimiz yaralı ve bütün krallığımız, kederli çatılmış bir tek kaş sanki. Bize de bu yakışır.
Si bien de la muerte de nuestro hermano Hamlet está fresco el recuerdo, y propio es que el dolor habite nuestro corazón y que el reino todo frunza el semblante, afligido,
Yola çıkmadan önce yaralılarımızla ilgilendik.
Antes de seguir, hemos estado curando nuestros heridos y arreglando el daño.
Yeniler sahile geldi, yaralılara ilk yardım yapıldı, ve saldırı birlikleri geri çekildi.
Nuestros suplentes llegaron a la costa. Nuestros heridos fueron atendidos... y las tropas de asalto pudieron descansar.
... ve ona Rio Bravo tarafındaki yaralı yoldaşlarımıza bakmasını söyle.
... y atienda a nuestros camaradas de la orilla del río Bravo.
Ve burada yardım isteyen yaralı birisi var.
Y hay un oficial herido que necesita atención médica.
O bir kadın, efendim, ve yaralı bir adam. Benim mahkumlarım.
Se trata de un hombre herido y una mujer, señor.
Bu yaratık yeni bir dünyadan çalışma arkadaşlarımızdan ikisi öldü, biri yaralı.
Dos colegas murieron y uno está herido.
- Yaralıyım.
- Me emboscaron.
Benim nadide Zambak'ım, benden daha yaralı.
¡ Ay! Flor de Lis ha sido herida aún mas que yo. ¡ Y por culpa mía!
- Yaralı alacak mıyım?
- ¿ Llevo a algún herido?
- Güzel ama 1 ölü ve 3 yaralımız daha var.
- Otro muerto y tres heridos más.
Ve gece için tertibatımızı aldık,... yaralılarla ilgilendik.
Mantuvimos la posición durante la noche... y cuidamos a los heridos. A ver si entiendo, Rutledge.
Bir yıl kadar önce, bir Alman devriyesine, yaralılarını hastaneye götürmesi için güvenli geçiş sağladım.
Hace un año di un salvoconducto a una patrulla alemana para llevar a los heridos al hospital.
Dört ay önce bu savaşa başladığımızdan beri 37 yaralımız ve 156 ölümüz var.
Desde el inicio de la campaña hace cuatro meses tenemos 37 heridos y 156 muertos.
İnsanlar yaralı bir şekilde yatarken, onlara yardım edecek kimse yok?
¿ La gente está ahí fuera herida y no hay nadie para ayudarlos?
Yaralılara ve hastalara tıbbi yardım sağlanacaktır.
Se les concede dos horas, para que reflexionen sobre este ultimátum y lo acepten.
Oh, şey, savaş boyunca Tabip Sınıfında görev yaptım, ve orada, sizin ifade ettiğiniz biçimde iğnenin ucunda... Tanrı'nın merhametini bulan... kaç tane ölü ve yaralı insan gördüğümü sizlere anlatamam.
Bueno, yo fui enfermero militar en la Segunda Guerra... y sé que muchos hombres moribundos y heridos... encontraron la piedad de Dios... en la punta de una jeringa como la que acabas de describir.
Buna mahfolan elbiseleri yaralıların masrafları, ve sinirleri bozulmuş eski arkadaş komşularımız dahil değil. Evet, tamam.
Además de lo que tendremos que pagar por ropa arruinada y medicinas para los nervios de nuestros ex amigos y vecinos.
Silahsızım, bir elim de yaralı. Savunmasız bir Yahudi kadını bile boğamam.
Sin un arma y con una sola mano, ni siquiera podría estrangular a una judía indefensa.
Yaralı var mı?
¿ Y los suyos? ¿ Algún herido?
Sırf şimdi köprüyü yıkalım diye mi yaralıları 300 km boyunca yanımızda taşıdık?
no nos manifestamos por 300 km y arrastre los heridos, de modo que ahora podemos tirar de ella hacia abajo?
5 Ekim'de Sphinx'le İngiltere'den döndüğümden beri Narvik ve Dunkirk'teki yaralılara eski müttefiklerimiz iyi davrandığına hâlâ inanan yurttaşlarımın çokluğu beni çok şaşırttı ve bu yüzden anılarımı sizinle paylaşmaya karar verdim.
Desde mi retorno de Inglaterra a bordo de "La Esfinge" el 5 de Octubre, Me había sorprendido el número de compatriotas que todavía creían que los heridos en Narvik y Dunkirk fueran todos bien tratados por nuestros ex-aliados y por esto he decidido compartir mis recuerdos con Ud.
Trenden sabah 10'da indim ve yaralı olduğum için sedyeme bağlandım.
Este es el edificio principal. Este es el andén, y el campo estaba en frente de él.
Şey, bana öyle geliyor ki, eğer... biri içeri girip karıma arabamı uçurumun dibinde bir mermi deliği ile birlikte bulduğunu söyleseydi, bilirsiniz ya, sanırım arabada olup olmadığımı, yaralı olup olmadığımı, yaşayıp yaşamadığımı sorardı...
- Me parece que si alguien viniera y le dijera a mi esposa que encontraron mi auto en el fondo de un cañón con un balazo ella querría saber si estaba adentro, si estaba herido, si estaba vivo.
Bu uçağı düz ve dengede tutmak için zorunluydu. Lövyeyi geriye çekmek için silahçının yardımı lazımdı çünkü bu el zayıftı. Omzumdan yaralıydım.
El bombardero tuvo que ayudar a tirar porque esta mano estaba muy débil mi hombro había sido impactado y estaba manteniendo la palanca de mando hacia atrás poniendo mis manos al frente.
Gidip Kardeşlerimizle buluşacağız. Ama ben yaralı olmalıyım.
Nos uniremos a los hermanos que van a embarcarse, pero yo debo... presentarme herido.
Herkesi bulamadım, üç kişi kayıp. Albay Steiner, İrlandalı Devlin ve yaralı olduğunu bildiğimiz bir Alman subayı.
Hay tres supervivientes. y otro oficial alemán que sabemos que está malherido.
Doğrusunu söylemek gerekirse, kontrolü yeniden ele aldığımızda yönetim ve bakım kadromuzdan toplam 95 kişinin ya öldürüldüğünü ya da yaralı olduğunu gördük.
De hecho, antes de poder recuperar el control.. 95 miembros técnicos y de mantenimiento resultaron muertos o heridos.
Bir miktar levazım ve ilaç gönderebilmeyi ve yaralılardan bazılarını kurtarmayı başardık, fakat tek yapabildiğimiz bu. Batı Yakası'ndaki savunmayı kırmadıkça, Panama Kanalı...
Lograremos entregar las municiioes, medicinas, y evacuar algunos heridos, pero no podemos hacer mas nada a menos que quiera... desmantelar las defensas de la costa oeste, del canal de Panama...
Şey, efendim, Dikebilirim, Ve kırık kemikleri düzeltebilirim. Ama Burada üç tane başından yaralımız var..
Señor, saldré adelante con las suturas y con las posibles fracturas, pero hay tres con heridas en la cabeza y Richards está muy mal.
Yaralılarımız var, Bazılarının durumu kritik.
Y varios heridos, algunos muy graves.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]