Yaratıklar tradutor Espanhol
4,212 parallel translation
Eğer yaratıkların cennetinde bir yaratık öldürürsen nereye gider?
Si matas a un monstruo en el cielo monstruoso, ¿ A dónde va?
Uzun zaman önce benim gibi, senin şimdi olduğun gibi yaratıkları tarafından öldürülmüş.
Fue eliminado hace mucho tiempo por monstruos como yo... como en el que te has convertido.
Ejderhalar komplike yaratıklar, Hiccup.
Los dragones son criaturas complejas, Hipo.
Bu yaratıkların yaptığı her şey sana yansır, senin yaptıklarında bana yansır.
Lo que sea que esas bestias hagan se refleja en ti, y lo que sea que tu hagas se refleja en mí.
Bu yaratıklar hakkında bir şeyler yapman ne kadar sürer, Stoick?
¿ Cuánto tiempo pasará hasta que se haga algo con estas criaturas, Estoico?
Yani tüm yaratıklar geldikleri yere geri döndü.
Entonces, ¿ todas las criaturas ya están volviendo al lugar de donde vinieron?
Böcek ya da veba değiller, umut yaratıklarılar.
No pestes o plagas, criaturas de esperanza.
Bu gemideki yaratıklar satılmaz ya da takas edilmez.
- Las criaturas a bordo de esta nave no son objetos para ser vendidos o comerciados.
Değil misin? Şakakların garip sualtı yaratıkları gibi zıplıyor.
Las venas de tu sien laten como una extraña criatura submarina.
Asla unutmayın sizler benim küçük yaratıklarımsınız!
Nunca lo olvidéis, todos vosotros sois mis Pequeños Monstruos!
Bir! # Küçüklerken # # Küçük yaratıkların hepsi korkunç olduklarını öğrendi #
¡ Uno! * Cuando eran jóvenes * * todos los Pequeños Monstruos aprendieron que asustaban, * * que eran feos, estúpidos, rechazados por cupido, obesos y peludos *
# Bütün yaratıklarım güzeldir #
* Todos mis monsters son preciosos *
# Yaratıkların implantlara ihtiyacı yoktur veya bir arabaya #
* Los monstruos no necesitan implantes o un maldito coche monstruo *
# Yaratıkların sadece onları olduğu gibi sevecek birine ihtiyacı vardır # # Evet # # Gaga #
* Los monstruos solo necesitan amar al monstruo que son * * Gaga *
Kutup Ayısı, suda oldukça usta olan bu yaratıkları dikkatle takip ediyor.
El Oso Polar está cazando una criatura adaptada al agua.
Yüzyıllarca doğaüstü yaratıklar aramızda yaşadılar.
Por siglos, criaturas sobrenaturales han vivido entre nosotros.
Doğadaki yaratıklar nasıl ahenk içinde davranacaklarını, nasıl tek bir ruh ile, tek bir yönde hareket edeceklerini bilirler.
En la naturaleza, muchas criaturas saben cómo actuar en unísono para moverse con un solo espíritu, en una sola dirección.
güçler arası bir çatışma vardı ve Kibaou adında biri buna bir son verdi. Kibaou ve grubu oldukça gelişti. En iyi yaratıkların çıktığı yerleri tekeline bağladı ve insanlardan haraç almaya başladı.
y un hombre llamado Kibaou logró conseguir mucho poder. e incluso comenzó a extorsionar a las personas con impuestos.
Ama burada doğan yaratıklar seviye 60 civarında.
Pero los monstruos que salen aquí son del mismo nivel que los del piso 60.
insanlara ihtiyaç olmadan çalışmak üzere tasarlanmış. SAO'daki dengeyi sağlıyor. Yaratıkların ve NPC'lerin yapay zekâları para ve eşya düşme oranları gibi şeyler Cardinal'in kontrol ettiği programlar tarafından hesaplanıyor.
El sistema fue diseñado para operar sin intervención humana. el índice de dropeo de ítems y dinero.
Drake senin de arkadaşındı ve paramparça oluşunu görmene rağmen hala bu yaratıkları kovalıyorsun.
Drake era tu amigo... y aunque lo viste despedazado sigues persiguiendo estas cosas.
Eğer ki bu yaratıkları her seferinde anomalilerden geri göndereceksek ne zaman tam olarak kapandıklarını çözmemiz gerekiyor.
Si queremos poder devolver éstas criaturas por las anomalías, tenemos que saber cuándo se van a cerrar.
Onlar gölü siyaha boyacaklar, yaratıklar değil.
Ellos dejan que la laguna vuelva, pero no la criatura.
İğrenç yaratıklar.
Criaturas repugnantes.
Yüzyıllarca, doğaüstü yaratıklar aramızda yaşadılar.
Por siglos, criaturas sobrenaturales han vivido entre nosotros.
Gecenin yaratıklarına bakınıyordu işte bu yüzden onun etrafında gündüz yüzüklerimizi takarak kendimizi güvende hissettik.
Está buscando criaturas de la noche, razón por la cual nos sentimos muy seguros junto a él llevando nuestros anillos de luz diurna.
Yüzyıllarca doğaüstü yaratıklar aramızda yaşadılar.
Durante siglos, las criaturas sobrenaturales han vivido entre nosotros.
Yüzyıllarca doğaüstü yaratıklar aramızda yaşadılar.
Por siglos, creaturas supernaturales han vivido entre nosotros.
Demek yaratıklar ile ilgilisin.
Estás metido en cosa de monstruos.
Bütün o yaratıklar. İnsanları korkutmayı ve korkutulmayı sevdim. Sanırım 5 yaşında başladı.
Disfruté de tener miedo y asustar a otros, yo era hijo único.
Sonradan bu korkunç yaratıkların efsane olmadıklarını öğrendim.
Pronto aprendí que estas bestias aterradoras no son un mito.
Bu yaratıkların bizi boşluktan çıkaracaklarını nasıl bildiniz Albay?
¿ Cómo supo, coronel, que estas criaturas nos sacarían del vacío?
Senin programın var benim ise eğitimim. Fakat bu yaratıklar, onların içgüdüleri var.
Tú tienes tu programación, y yo tengo mi entrenamiento pero estas criaturas tienen instinto.
Bu çılgınlık. Çok uzaklarda ve oldukça güçlü yaratıklar var.
Es imprudente... y habrá un montón de monstruos fuertes a lo largo del camino.
Bahsettiğin yaratıklar.
Las criaturas de las que me contó.
O yaratıkların, onları benim yüzümden mi götürdüğünü söylüyorsunuz?
¿ Es culpa mía que esas criaturas se las hayan llevado?
Daha hızlı sizi uyuşuk yaratıklar, daha hızlı!
Más rápido, criaturas perezosas. ¡ Más rápido!
Ormanın yapraklarını ve soluduğumuz havayı kutsa. Her gün eğitimin, kuvvetin ve hayatın birliğini anlamam yardımcı ol. Bütün yaratıkların seni yücelttiği gibi benim de her sabah seni yüceltmeme izin ver.
Benditas sean las hojas de los árboles y el aire que respiramos cada día me ayudan a darme cuenta que la simplicidad divina nutre, fortalece y vigoriza permitiéndome honrarte cada mañana como tú honras a todas tus criaturas.
Yüzyıllarca, doğaüstü yaratıklar aramızda yaşadılar.
Por siglos, creaturas supernaturales han vivido entre nosotros.
Tanrının yarattığı en vefasız ve hain yaratıklar.
Las criaturas mas desleales, incredulas que Dios ha creado.
Bu tarz bütün yaratıkların Büyük Temizlik sırasında yok edildiğini sanıyordum.
Creí que todas esas criaturas habían sido destruidas en la Gran Depuración.
Zamanda bir anı parçalıyor ve bu iblisler,... yaratıklar canlanıyor.
Se rompe o algo por el estilo en el momento en que esos demonios, estas gárgolas, pueden volver a la vida.
Bu yaratıklar belgeleri düzenlemekten sorumlu devlet görevlilerinin vücuda gelmiş halleri işte böylece bunların ne kadar sinir bozucu yaratıklar olduğunu anlıyoruz. Yardım edin!
Esas criaturas son la personificación de los oficiales del gobierno que tienen que corregir el papeleo y es, ya sabes, es como lo horribles e irritantes que son estas cosas. ¡ Ayuda!
- Müthiş değil mi? Ve oradaki ormandan sürekli yaratıklar çıkıyor.
Y critters venir a partir de ese bosque más allá.
Sizi savunması için bu kayıp yaratıkları çağırıyorsun.
...... que llamaste a esas criaturas perdidas para que te defiendan.
O olmadan bu yaratıklar çığırından çıkabilir.
Sin él, estas cosas perderán toda disciplina.
Diğer insanlardan aldıkları doku örnekleriyle tamamen yetişkin insanlar yaratıyorlar.
Simplemente crean seres humanos adultos a partir de muestras de tejido de otra gente. Lo que es raro.
Kafaya takıldıklarında da farklı bir şey olmuyor. Ayrıca hepsine Bay Jackson'ın güzel şemsiyelerinden bir tane yaratıcı şekilde konulacak.
Y siempre habrá una delicada sombrilla del Sr. Jackson a la que dar un uso imaginativo.
Bazı çiftler, birbirleri için yaratıldıklarını hemen anlarlar.
Algunas parejas saben de sobra que están hechos el uno para el otro.
"Seksen yedi yıl önce atalarımız bu kıtada, bütün insanların " eşit yaratıldıkları ilkesine dayanan, özgürlük içinde yeni bir ulus yarattılar. "
"Hace 87 años, nuestros padres fundaron en este continente una nueva nación según el principio de que todos somos creados iguales".
Varlıkları, yaratıcılık ve manik depresifliğin çarpıcı birleşmesinden olur.
Existe una alarmante asociación entre la creatividad y el trastorno bipolar.