English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yargıçlar

Yargıçlar tradutor Espanhol

606 parallel translation
"Franz Heinemann'ın" Almanya'nın Geçmişinde Ayinler ve Haklar " kitabından engizisyon yargıçlarının iş üzerindeki fotoğraflarını inceleyebiliriz.
En "Ritos y derechos en el pasado alemán" de Franz Heinemann, podemos observar imágenes de jueces de la Inquisición trabajando.
Eğer boğulursa, yargıçlar sanık masum olduğu için Tanrı'ya şükrederler.
Si se hunde, los jueces darán gracias a Dios por su inocencia.
Ve şehir meydanındaki odun yığınında bir infaz daha gerçekleştikten sonra yargıçlar başka bir şehrin yolunu tutarlar.
Y una pira tras otra arde en la plaza de la ciudad, hasta que un día los jueces se vayan a otra ciudad.
Cadıların cinneti ruhsal bir vebaya benzer, yargıçların gittiği her yeri harap eder.
La locura de la brujería, como una plaga espiritual, hace estragos dondequiera que acudan estos jueces.
Yargıçların soruları ve Jeanne'ın cevaplarından oluşan tüm metinler.
Las preguntas de los jueces y las respuesta de Juana fueron transcritas al pie de la letra.
Ortodoks teologlar ve güçlü yargıçlar karşısında, kendisini savunan, genç ve dindar bir kadının dramına...
una joven, piadosa muchacha enfrentada a un grupo de teólogos ortodoxos y poderosos jueces.
Bırakalım da, buna yargıçlar karar versin, öyle değil mi?
¿ Deberíamos dejar que los jueces decidan?
Yargıçları bulun!
¡ Encontrad a los jueces!
Mac Keefer, Sullivan'a neden 100 bin dolar ödedi? Savcılar, yargıçlar ve polis idaresine karşı elindeki politik silah ne?
¿ Por qué el notorio Mac Keefer pagó a Sullivan $ 100000 y qué espada sostiene sobre ciertos fiscales, jueces y policías?
Beyler, yargıçlar Fransız olacak, jüri Fransız olacak... mahkemedeki herkes Fransız olacak.
Caballeros, el juez será francés, el jurado será francés... todos en la sala de audiencia serán franceses.
İşte bunun için yargıçlar var.
Para eso tenemos jueces.
Saha yargıçlarının yaptığı resmi açıklamaya göre az önce koşulan yarışta 7 numaralı Diablo diskalifiye edilmiştir.
Los jueces tienen el siguiente comunicado que hacer : ... en la carrera que se acaba de celebrar el numero 7 Diablo. Queda descalificado.
Yargıçlar olmalı.
Eso es para Ud.
Majestelerinin yargıçlarından biriyle böyle konuşmaya nasıl cüret edersin?
¿ Cómo te atreves a hablar así a un juez?
Artık yargıçların bizleriz ve bize cevap vermelisin.
¡ Ahora somos vuestros jueces y debes responder ante nosotros!
Ama yargıçlarım olacak konumda değilsiniz.
Sus Señorías no son quiénes para ser mis jueces.
Yargıçlar olarak bizi seni zincire vuruyoruz, çünkü kaçma cüretini gösterdin.
Nosotros, vuestros jueces, os tenemos encadenada porque pretendéis escapar.
Yargıçlarım olduğunu söylüyorsunuz.
Decís que sois mis jueces.
Söylediklerinden dolayı yargıçların seni ayıpladığı şeyleri geri alacak mısın, almayacak mısın?
¿ Os retractáis de los actos a los que os impulsaron vuestras voces y que nosotros, vuestros jueces, condenamos?
Suçlarından dönmüşsün fakat biz yargıçlar imzaladığımız fermanla Joan, yani genellikle Bâkire olarak bilinen seni yalancı vahiy bildirimi konusunda suçlu bulduk.
Has reincidido en tus crímenes, por consiguiente este tribunal decreta que tú, Juana, comúnmente conocida como la Doncella, al insistir en tus supuestas revelaciones divinas
Yargıçlar nerde?
¿ Dónde están los jueces?
Yargıçlar bu tarz itirafları her gün pencereden dışarı atıyor.
Los jueces no aceptan ese tipo de confesiones.
Yargıçlarım hakkında hüküm verdi.
Mis jueces han pronunciado sentencia sobre ti.
Ağlayanlar bile vardı, yargıçlar bile ağlıyorlardı.
Algunos de ellos lloraron, incluso los jueces
Savaşçıyı ölümle cezalandırdı. Bizim yargıçlar daha iyisini yapamazdı.
Condenó el asesinato de aquél bravo, como nuestros jueces no podían hacerlo mejor..
Senato üyeleri ve yargıçlar, saatte 9.25 $.
Un congresista y un juez cobran 9,25 dólares la hora.
Altı avukat tutarım, yargıçları rüşvetlerim, ama boşanmam!
Tomaré seis abogados, sobornaré jueces, ipero no habrá divorcio!
Yargıçları bilirsin, hiç zamanları yoktur. Hem seçimlerde iyice yaklaştı.
- El juez ha estado ocupado... con las elecciones.
Yargıçların öngörüsü olmadan, Kral affederse ne olur?
¡ Gracia! ¿ Qué sería de la clemencia de los reyes, sin la clarividencia de los jueces?
Sanığı suçlu bulmanız halinde, yargıçlar heyeti merhamet tavsiyesi için meşgul olmayacak.
En caso de que declaren culpable al acusado, el tribunal no acogerá una recomendación de clemencia.
"Dinledi yargıçların okuduğu hükmü, "... ne bir damla yaş, ne bir iç çekişle :
" Ella había escuchado la lectura de los jueces... sin una lágrima ni un suspiro :
Oh, o halde sen onun yargıçlara son sözlerini bilmiyorsun, o yargıçlar ki, onu sedece ölüme mahkum edecek olan bir gurup soyludan oluşmaktaydı.
Entonces no conoce sus palabras a un grupo de nobles atenienses... que acababan de sentenciarle a muerte.
- Galilei'nin yargıçları...
- Los que enjuiciaron a Galileo...
Galilei'nin yargıçları onun teleskobuna bakmadılar. Neden mi?
Los que enjuiciaron a Galileo no quisieron mirar por su telescopio. ¿ Porqué?
Beni yargıçlar tutukladı da.
Me interesan los jueces.
Bütün yargıçlar birbirine benzer.
Da igual un juez que otro.
Ama en kötüsü yargıçlar.
son los jueces.
Yargıçları seçecek, hayır derneklerine yardımda bulunacak, operaları finanse edeceğim.
Elegir los jueces, contribuir en obras benéficas, financiar óperas.
Yargıçları tanıyor musunuz?
¿ Significa que está conectado con el Tribunal?
Yüksek mahkeme yargıçları buraya gelir mi?
¿ Quiere decir que hay jueces importantes que vienen aquí a verle?
Yüksek mahkeme yargıçları kendilerini iyi saklıyorlar.
Los jueces importantes se esconden bien.
Yargıçlar ona resim yaptırır, çok nüfuzlu birisidir...
Los conoce a todos. Todos van a su estudio para posar para el retrato. Nadie tiene más influencia que Titorelli.
Ama ona dair çok daha iyi bir portreye sahibiz : Rouen yargıçları karşısında sarf ettiği kelimeler.
Pero hay algo mejor que un retrato :
Jüri ve yargıçlar aynı fikirdeler.
Jurados y jueces, todos en uno.
Yargıçlar da çıldırmıştı ve de polisler.
Hay jueces locos, y policías.
- Yargıçlar işten başını kaldıramıyor.
Los jueces tienen sobrecarga de trabajo.
Yargıçları çağırın!
¡ Citen a los jueces!
"Bu nedenle, ey yarğıçlar, ölüm konusunda neşeli olun, " ve kesinlikle bilin ki, iyi adama hiçbir kötülük ilişmez, " hayatta ya da ölüm sonrası.
" Por lo tanto, tengan ánimo ante la muerte... y sepan con certeza que nada malo puede pasarle a un hombre bueno... ya sea en vida o después de la muerte.
Yargıçlar buna tahammül edemez.
Tardan en pasar 20 años.
- Bu en küçük yargıçların bile en küçüğü.
¿ Cuánto sabe de la justicia?
Biz en önemsiz yargıçları tanırız.
Libre en apariencia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]