Yasalar tradutor Espanhol
3,821 parallel translation
Yasaları çiğniyorsun.
Estás rompiendo la ley.
Fiziğin temel yasalarıyla ilgili bir şeyi anlamaktı.
Es para comprender algo sobre las leyes básicas de la física.
Emirleri dinlemediysen diye söylüyorum, Yıldız Filosu yasaları dışına çıkmıyoruz.
Si no estabas escuchando nuestras órdenes esto no tiene nada que ver con las regulaciones de la Flota.
Yasalar bir yana bu saldırı ahlaki açıdan da yanlış.
Las regulaciones indican que esta acción es moralmente incorrecta.
Yasalar bir yana, seni yanardağdan kurtarmak ahlaki açıdan doğruydu.
Deja las regulaciones a un lado sacar tu trasero fuera del volcán era moralmente correcto.
İma ettiğin şey, Amiral'in sırf senin zekanı kullanmak için uygulamaya yemin ettiği tüm yasaları çiğnediği oluyor.
Está sugiriendo que el almirante violó todas las normas que juró obedecer simplemente porque quería explotar su intelecto.
Yıldız Filosu yasalarına göre, Khan'ı mahkemeye çıkması için Dünya'ya götürmeyi planlıyorum.
Según el reglamento de la Flota Estelar, planeo devolver a Khan a la Tierra para que se lo juzgue.
Üzgünüm küçükhanım ama yasalar gereği kedinize el koymak zorundayım.
- niña tú puedes seguir pero los gatos están prohibidos - está confiscado.
Çünkü dünya yasalar olmadan çok karmaşık.
Porque el mundo es demasiado complicado sin leyes "
İğrenç! Çünkü sizi yaratan bu aptalca yasaların aptalca sistemidir.
Porque eso es lo que este sistema insensato leyes de tontos los han convertido.
Birlikte onlara ne kadar zayıf olduklarını gösterebiliriz ve zavallı yasaları kılıçlarınızın karşısında hiç kalır.
Juntos podemos mostrarles lo débiles que son. Que sus leyes patéticas son nada en contra de nuestras espadas.
- Her şey için yasa yapmaya başladığında seni neden durdurmadıysak ondan. Üstelik insanları mutsuz eden yasalar.
- ¿ Por qué no le detenemos, cuando empezaste a hacer las reglas para todo.
O yasalar hepimizi eşit yapıp birlikte yaşamamıza yardımcı oldu.
Esas normas hacen que todos parezcamos iguales. nos ayuda a vivir en armonía con los demás.
- Yasaların dediği yalnızca...
Esas normas dicen lo que es justo...
Yasaların seni yaşatıp zengin tutmayacak fakir olma, bunun için yasayı çiğne
Ni da ley que te haga rico. Conque no seas pobre y quebranta la ley por esto.
Makul bir şüphe dışında değil, ama neden sen de diğer hödükler gibi davranıp iki tonlu gömleğin, kol düğmelerinle kravatını düzeltip yasaların hepimizi eşit derecede koruduğunu söylemiyorsun?
no mas alla de una duda razonable, pero por que solo no le muestras a esos patanes tus camisas bicolor, tus gemelos, arregla tu corbata, y di que la ley proteje a todos por igual?
Vurmak üzerine düzinelerce yazı yazdım ve onun iki katı kadar da saçma oyun yasalarını yermek üzerine.
He escrito docenas de artículos sobre el tiro y dos veces más que eso, censurando esas malditas y absurdas leyes de caza.
Orada yasalar basın özgürlüğüne daha olumlu yaklaşıyordu ve Assange'ın giderek artan bir hayran kitlesi vardı.
Las leyes eran mas favorables a la libertad de prensa, y los fans de Assange eran cada vez más. Julian Assange :
Eğer Julian Assange Amerikan yasalarına göre bir suçtan dolayı tutuklanırsa, o zaman The New York Times editörü de onunla birlikte hapiste olmalıydı.
Si Julian Assange debía ser acusado por algún delito según la ley estadounidense, entonces, también el director de The New York Times.
Nick'in, kuralları ve yasaları çiğnemeden, yaptığımı yapması mümkün değil.
Nick tiene que doblar reglas y romper leyes. El nunca hara lo que yo hice.
Gizli yabancı yasaları kullanarak Almanya, İsviçre ve Birleşik krallıktaki... güçlü ve varlıklı dallamaların paralarını saklıyorlar.
Usa leyes de paraísos fiscales para esconder dinero de los peces gordos imbéciles adinerados de Alemania, Suiza y Gran Bretaña.
Bu gece bütün yasaları çiğniyorsun.
Parece que estás rompiendo todo tipo de leyes esta noche.
Arkamda bir dizi büyük makine göreceksiniz ama emin olun, hepsi de son çevre yasaları ve standartlarıyla yüzde yüz uyumlu.
Verán que detrás de mí hay una variedad de grandes maquinarias pero quédense tranquilos, es tecnología avanzada de conformidad con las últimas normas ambientales.
Bugün patlayan bir aletten sonra önümüzdeki 1600 saate kadar, sivil yasalar askıya alındı.
Después de la detonación de un dispositivo a las 16.00 horas de hoy, el derecho civil ha sido suspendido.
Bildiğiniz gibi Vitalion bazı belirli Deiran yasalarına bağlı kalmayı kabul etmişti.
¡ Como está usted consiente de que... los Vitalions están de acuerdo en observar ciertas leyes Deiranas!
Tabiatın her milimetresi geometri yasaları ile düzenlenmiş insan yapımı binalarla dolmuştu.
Cada milímetro de paisaje... había sido reemplazado por una construcción... edificada por la geometría.
Aile Yasaları'nı çiğnedin ve babanın emirlerini yok saydın.
Quebrantaste la ley de tu familia e ignoraste las órdenes de tu padre.
Onlar Şahımızın Tanrının yasalarını ihlal ettiğini düşünürler.
Creen que nuestro sah viola las leyes de Alá.
Onların tek suçu Allah'ın kutsal kitabı Kuranın yasalarını uygulamaktı.
Su único delito ha sido seguir las leyes del Corán, Alá.
Çin yasalarına göre havalı tüfek bile kullanmak yasaktır.
Está prohibida la utilización de cualquier rifle de aire por las leyes de Mainland.
- Hayır. Danimarka göç yasalarını yine sıkılaştırmış.
Las leyes de inmigración danesas, al parecer, se endurecieron.
Yani bilerek yasaları mı çiğniyorsunuz?
¿ Así que están cometiendo un delito a sabiendas?
Benim oğlum olmadığını kanıtlayamadığım için insan yasaları adımı taşımana ve renklerimi göstermene müsaade ediyor.
La ley de los hombres te dan el derecho a llevar mi nombre y mostrar mis colores, ya que no puedo probar que no eres mío.
Tanrılar ve insanların yasaları gayet açık.
Tú- - Las leyes de los dioses y de los hombres son muy claras.
Yumruğumun yasaları dişlerini zorlayacak birazdan.
Las leyes de mis puños están a punto de forzarte los dientes.
Bu yasaları şeytan, barışçıl yürüyüşü olan erkekler olmadan uygulayamaz. * * *
Sin hombres para hacer cumplir esas leyes... los terrores del diablo marcharán tranquilos...
Yasaların canı cehenneme.
Al diablo con la ley.
Yasalar kimin umurunda.
A quién le importa la ley.
Yasalar hileli, içleri bomboş.
Las leyes son una farsa, son huecas.
Gizli bir ihbar yoluyla Gece Subayları Floransa Cumhuriyeti yasalarına ilahi ve doğal kanunlara aykırı olan Leonardo Da Vinci'nin işlediği eşcinsellik eyleminden haberdar olmuştur.
Ha llegado a oidos de los Oficiales de la noche, por medio de una denuncia secreta, que un Leonardo de Sir Piero da Vinci ha cometido, en violacion de los estatutos de la Republica de Florencia, y la ley natural y divina, el grave acto de la sodomia.
Floransa yasalarını yeniden düzenleyen o değil miydi?
¿ No fue el quien reviso la constitucion de Florencia?
bir yargıç adalet getirmez, yasaları tatbik eder.
Un juez no hace justicia, se encarga de hacer cumplir la ley.
Ama asıl sorun şu ki, adalet kavramı ve yasalar gücü elinde bulundurmak isteyen insanlar tarafından düzenlenip yönetiliyor Tek düşünceleri gücü ellerinde tutmak.
El problema que las leyes y la noción de justicia, están establecidas por un grupo de personas que lo único que buscan, es sostener su poder.
Yasalar bizi yanlış davranışlardan ya da eylemlerden korumuyor, şayet o eylem gücü elinde bulunduranın menfaatini tehdit ediyorsa,
La ley no nos protege de un hecho aberrante, la ley solo interviene si ese hecho amenaza la voluntad de poder.
Ama, düzenlenmiş bir şeye de ihtiyacımız var, yasalar gibi.
Pero necesitamos algo, algo preestablecido, una ley.
- Ama geri kalanlar yasalarınıza tabi.
Pero todos los demás en su mundo están sujetos a la ley.
Evrenin geri kalan bilinmeyen yasalarına uyarlar.
Obedecen a leyes desconocidas para el resto del Universo.
Elah Bandik'in Castithan yasalarına karşı işlediği tüm suçları affediyorum.
He decidido perdonar a Elah Bandik de todas las violaciones a la ley castithan.
Diyet yasalarını mı bozdum?
¿ Quebré las leyes de alimentos?
Yahudi yasalarına göre, avukat edinme hakkına sahipsin.
Según la ley judía, tienes derecho a un abogado.
- Yasaları ihlal etmeyi değil seni kastediyorum.
No me refiero al negocio, sino a ti.