Yazmış tradutor Espanhol
4,877 parallel translation
Ben çoktan yazdım ama adını yanlış yazmışsın bu yüzden kabul etmediler.
Ya "escribiste" una, pero anotaste mal tu nombre, así que no la aceptaron.
E.H. Carr'ın Sovyetler Birliği'nde uzun süre yaşamış bir komünist olduğunu yazmışsınız, değil mi?
Usted escribió que E.H. Carr es un comunista viviendo en USSR.
Adamlar bunun bilimini yazmış.
Es toda una ciencia.
Bir de pasta sardığı kağıda birkaç kelime yazmış.
Y unas palabras en la envoltura de un pastel.
Twitter'a bile "Yaşamak çok zor" yazmış.
Incluso dejó en su Twitter'La vida es dura'o algo así.
Derler ki, bir şeylerden kaçmaya çalıştıkça kendini sürekli kaçarken bulurmuşsun. Kaçmalar üzerine tamamen yeni bir tarih yazmış olursun.
Sabes, dicen que si te alejas de las cosas, entonces seguirás alejándote y empezarás todo un historial de alejamientos.
Adını koluna oyarak yazmış.
Él se grabó el nombre de ella en el brazo.
Zeminden taşmamak için son harfleri sıkışık yazmış.
Se quedó sin sitio y tuvo que apretujar las últimas letras.
Tirynler kralının bu gece olacakları hangi tarih yazmış...
¿ Qué historia de coraje tendrá para contar el próximo Rey de Tirinto?
Hatta Mick Jagger bunun hakkında bir şarkı yazmış.
Mick Jagger escribió una canción :
Muhabirin biri benim hakkımda yanlış şeyler yazmıştı.
Un reportero escribió cosas malas sobre mí.
Bayan Priss ne yazmış sana?
Entonces, ¿ qué te testeo la señorita Priss?
- Ne yazmış?
- LÃ © emelo.
Günlüğüme yazmışım. Carol, üstünden kaç sene geçti.
Carol, fue hace décadas.
Ne yazmış?
¿ Qué escribió?
- Ne yazmış?
¿ Qué decía?
T.S. Eliot adında bir adam yazmış ;
Un hombre llamado T.S. Elliot escribió,
Şimdi fakülte aşk hakkında yazmış Wordsworth, Keats ve Coleridge'in romantik çağı tanımladığını öğrettirirdi.
La facultad quiere que enseñe a Wordsworth, Keats y Coleridge quienes definieron el Romanticismo al escribir sobre el amor.
Topu topu bir şarkı yazmış.
Escribió una canción.
Bir kitap yazmış.
Y escribió el libro :
Doktorlar, eczacılar falan yazmış.
Está escrito por médicos, farmacéuticos y demás.
Bu sözleri yazmış mıydın yoksa az önce mi aklına geldi?
¿ Lo habías escrito o se te ha ido ocurriendo así?
Bulduğumuz bir mektupta size yazmış.
Eso decía en una carta que le escribió.
Ona bildiği gibi yazmasını söyledik o da yazmış.
Le dijimos que escribiera lo que sabía, y lo hizo.
Bunu eski sevgilisine mi yazmış?
Qué escribió esta mierda de su novio?
Çok şaşırtıcı ama benim hakkımda çok kötü şeyler yazmış.
Sorpresa total... dice cosas horribles sobre mí.
Kendisinin bir pislik olduğunu yazmış.
Dice que es un... idiota.
Evet, sanki kurallarını o yazmış gibi.
Sí. Parece que él escribió el reglamento.
Ölmeden önce göndermiş ve üzgün olduğunu ve beni sevdiğini yazmış.
Que me envió antes de morir, y decía.. .. que lo sentía y que me amaba.
Seni görmek istediğini yazmış.
Dice que le gustaría verte.
Zarfın içine koymuş ve üzerine de yazmış...
Ese chico lo metió en una tarjeta y escribió :
Köpeğine mektup mu yazmış?
¿ Es ésta una carta de despedida a su perro?
Kentucky'dan rahibimize bir mektup yazmış.
Le escribió una carta a nuestro Reverendo desde Kentucky.
Okula kayıt olurken yazmış olduğun
Con el que te registraste en la escuela...
Bunu kim yazmışsa tam beni anlatmış.
Quien escribió eso sólo... Simplemente me entiende.
Ama her şeyi yazmış, bana öyle söyledi.
Pero lo tiene todo por escrito, ella me lo contó.
Mal, ona bir dosya yazmış.
Mal... escribió un reporte de ella.
Ne demek "ona bir dosya yazmış"?
¿ Qué quieres decir con eso?
Aynı zamanda yönetmeniydi, oyuncuları o bulmuş senaryoyu yazmış ve düzenlemesini yapmıştı.
También fue el director, y él trajo al reparto, y el decorado, y la orquestó.
Her ne kadar Çıplaklar Vadisi'ni Roger yazmış olsa da bence Gene o hayatı bir süreliğine bizzat yaşamıştı.
A pesar de que Roger escribió... "Beyond the Valley of the Dolls", creo que Gene vivió la vida por un tiempo.
Burada hakikaten öfkeli yazmışım ama..... o sıralarda Siskel-Ebert etkisine göre bir filmin iyi ya da kötü olması ve geri kalan her şeyin pek bir öneminin olmamasına takmışım.
Realmente sonaba enojado allí, pero me pareció que el efecto Siskel-Ebert... era que una película era buena o mala... y el resto no importaba tanto.
Uzun metraj film tarihinin yarısını yazmış durumda.
Él ha estado escribiendo por mitad... de la historia de los largometrajes.
- Yanlış yazmışlar.
- Lo imprimieron mal.
Şöyle yazmış : " Sevgili Casey, benim adım Patrick.
i ‰ l escribe : Querido Casey, mi nombre es Patrick.
- Evet, kardeşim bu haftasonunun detaylarını yazmış.
- Sí, es mi hermano... mandándome mensajes de texto con detalles sobre este fin de semana.
Biri bloguna yazmış Jo-Ann'in Londra'da oynamas sebebinin Chris olduğuna dair.
Alguien escribió en un blog que era la verdadera razón, de Jo-Ann para hacer la obra en Londres.
Sekiz yaşındayken yazmış.
La escribió cuando tenía... ocho años.
Raporda öyle yazmış.
Lo puso en el informe.
"Kendini koru!" yu yanlış yazmış.
Han escrito mal "cuidado".
Binaların dışına kat numaralarını yazmıyorlar herhalde.
Los números de los pisos no están en la fachada.
Aziz Augustine şöyle yazmış,
Una vez, San Agustín escribió :