Yazıcı tradutor Espanhol
3,841 parallel translation
Ben tanrının yazıcısıyım.
Soy el escribano de Dios.
İnsanların bu bilgileri paylaşmayı kabul etmelerinin tek sebebi anlaşma yazısını yazıcıdan çıkarttırıp okumaya vakit ayırmadıklarından.
La única razón por la que la gente acepta es porque no se toman el tiempo para leer el acuerdo.
Bizim yazıcı yine bozuldu.
Nuestra impresora no funciona otra vez.
Departmanınız benim yazıcımı kullanmayı bıraksa diyorum, başkomiser.
Su división tiene que dejar de usar la impresora de mi oficina, Capitán.
Koskoca katta başka sağlam yazıcı yok. Ayrıca arama izni çıkartmak için kullandık.
Bueno, es la única funcionando en el piso entero y la usamos para una orden de registro.
- Buzz, o şey hem faks hem yazıcı mı?
Buzz, ¿ esa cosa envía fax e imprime?
Sonunda yeni bir yazıcımız var!
Tenemos una nueva impresora.
Hanımlar, beyler bu yazıcı, tire fotokopi makinası, tire faks, tire tarayıcı benim hepinize hediyem. Ödül paramdaki küçük paylarınız.
Damas y caballeros he comprado esta impresora, copiadora, fax y escáner su propia parte de mi premio en efectivo.
Ama üç boyutlu yazıcılardaki gelişmeler sayesinde, isteyen herkesin elinde doğru ölçüler olduğu takdirde bir silah üretmesi işten bile değil.
Pero con los avances de la impresión en 3D, posibilita que cualquiera con las medidas específicas la pueda construir en su propia casa.
Her iddiasına girerim ki ; onlar da bizim gibi, üç boyutlu yazıcılardaki yeni ve ölümcül gelişmelerin farkındadırlar.
Apostaría a que, como nosotros, son conscientes de las nuevas y mortales técnicas de impresión en 3D.
Ayrıca yine her iddiasına girerim ki ; ülkedeki silah karşıtları ve parayonak güvenlik şefleri üç boyutlu yazıcı satışlarını takip ediyordur.
También apostaría que ese tipo de armas desagrada a la nación y al cada vez más paranoico aparato de seguridad y están rastreando las ventas de impresoras de 3D.
"Son 24 ayda satılmış tüm üç boyutlu yazıcıların listesine ihtiyacım var."
NECESITO UNA LISTA DE LAS IMPRESORAS 3D COMPRADAS LOS ÚLTIMOS 24 MESES.
Vay be, görünüşe göre yazıcı işleri bayağı güzel gidiyor.
Vaya, parece que el negocio de impresoras en 3D ha ido bien.
Ama burada yazdığına göre ; Mary Pendry'nin ölümünden bir hafta önce yazıcı almış.
De acuerdo, ahora dice que compró una impresora 3D una semana antes de que Mary Pendry muriera.
Pendry, yazıcıyı alması için Ginn'e para verdi.
Pendry le pagó para comprar la impresora.
Eğer yazıcı hâlâ Ginn'deyse ya da teorimizi doğrulaması için onu ikna edebilirsek. Kanıtlayabiliriz! Haklı olduğumu kanıtlayabiliriz!
Si Ginn aún tiene la impresora, o si podemos obligarlo a confirmar nuestra hipótesis, podemos probar que yo tenía razón.
Herhalde burada yazıcı falan bulmamışsındır?
¿ Supongo que no has encontrado una impresora 3D aquí?
- Belli ki Pendry yazıcıyı ortadan kaldıralı çok olmuş.
Obviamente Pendry la destruyó hace años.
Eğer yazıcı hâlâ elinde olsaydı, sence de Ginn'i öldürmek için yeni bir silah yapmaz mıydı?
Si todavía tuviera acceso a la impresora, ¿ no crees que él hubiera creado otra pistola para matar a Ginn?
Yazıcı hâlâ Pendry'de.
Pendry aún tiene una impresora.
Ve yazıcıyla bir silah daha yapmış.
Y la uso para hacer otra arma.
Mary'i öldürmek için kullandığınız silahı basan yazıcıyı alan adam.
El que compro la impresora que hizo la pistola que usaste para matar a Mary.
Yazıcıyı sakladığınız yere gittiniz ve kendinize bir silah daha bastınız.
Fuiste a donde sea que estés escondiendo la impresora, e hiciste otra.
Tabii cinayetin üç boyutlu yazıcı sayesinde gerçekleştiğini bilmiyordum.
Por supuesto, me quedo al corriente de las capacidades de las impresoras 3D.
Yazıcı, mobil yazıcı.
La impresora, la impresora móvil.
- Yazıcının üstünde...
- Si - Sobre tu impresora.
O tanrının yazıcısı.
Es el escriba de dios.
- Ben tanrının yazıcısıyım.
- Soy el Escriba de Dios.
Tanıma göre sanırım o, yazıcı.
Por la descripción, Creo que era él... el escriba.
Neden yazıcı bir anda gölgelerin içinde çıka geldi?
¿ Por qué el escriba salió de repente de las sombras?
Bu bir 3 boyutlu yazıcı.
Se llama impresora 3D.
3 boyutlu yazıcıyı ofisine götürüp 100 dolar basan levhaları tıpatıp kopyaladı.
Se llevó la impresora 3D a la oficina... e hizo réplicas exactas de... las planchas de billetes.
- Yazıcı ile ne yapacaksın?
- ¿ Qué sucede con la impresora?
Yazıcı ile ne yapacaksın?
¿ Qué pasó con la impresora?
CIA tüm hafızayı sildi ama eğer yapabilirsem yazıcıdan çıkan son çıktıyı tekrar oluşturabilirim.
La CIA sacó toda la memoria. Pero ¿ y si pudiera recrear la última imagen que se imprimió? Ghosting.
Evet ve kıyılmış çamaşır deterjanını yazıcının tonerinin yerine koyup çalıştır.
Sí, y poner detergente triturado en la impresora en vez de tóner.
Onun yazıcısından gelen son fotoğrafın izi.
Es un fantasma de la última foto que salió de esta impresora.
Umarım sormamda sakınca yoktur Scarlett'la birlikte yaşıyorsunuz beraber söz yazıp birlikte sahneye çıkıyorsunuz.
Espero que no te moleste mi pregunta, pero... Scarlett y tú vivís juntos, escribís juntos, actuáis juntos.
Dr., daha iyi el yazısı olan bebekler biliyorum.
Doctor C, conozco a bebés con mejor letra.
Ne yazık ki, ağızlarından çıkan her kelime yalandı.
Por desgracia, cualquier palabra que salió de su boca era mentira.
Arabamı garajdan çıkarırken sonunda evinin önündeki "satılık" yazısını görünce günüm güzel başladı.
Y el día empezó tan bien... cuando saliendo de mi entrada... al fin vi un cartel de "vendida" en tu césped.
Bu yaz Augustus Teyze'ye gideceğiz fakat şöyle bir düşündüm de sevişmeden ne kadar da sıkıcı olacak öyle.
Vamos todos a ver al tío Augustus este verano lo que será ahora aburrido de cojones sin el tema del folleteo.
Ne yazık ki çıkarmak için oldukça pahalı bir ameliyat gerekli ve TGI Friday hediye çekiniz bunu karşılamaz.
Desafortunadamente, la eliminación se requeriría una cirugía muy caro eso no está cubierto por su tarjeta de regalo de TGI Friday.
Kapıyı tarayacak,... ve hesaplamaları yazılım mimarisinde kalıcı bir altyordam olarak yürütecek. Ardından, gerçekten aynı kişiysek,... senin spor ayakkabıların ve senin çarpık papyonunla ve o tornavida hala benimse hesaplama hala devam ediyordur.
Si escaneo la puerta, e implanto el cálculo como una subrutina permanente en la arquitectura del software y... si realmente sois yo, con tus playeras y tu pajarita, y ese destornillador aún es mío,
Sayın Yargıç, Jesse Martin'in yazılı ifadesi var,... videodaki çocuklardan biri, doğruluyor...
Señoría, tenemos una declaración jurada de Jesse Martin uno de los chicos del video, autentificando- -
Şeytan çıkarma ayini burada yazıyor.
Veamos, tengo el exorcismo aquí.
Sevgili azizlerimizin yaşamlarına ve vücutlarına dokunmuş başka kutsal emanetler. En kutsal kurtarıcımızı anlatan nutuksal kutlamalar, ilahiler henüz yazılacak.
Reliquias que hayan tocado las vidas y los cuerpos de nuestros amados santos oratorios que celebran la vida de nuestro bendito Salvador himnos por escribirse.
Bu basın açıklamasında öyle yazıyor. 11 : 00 haberlerine ve yarınki gazetelere çıkacak.
Lo dice muy bien en esta conferencia de prensa que me hizo sacar para el noticiero de las 11 : 00 y los periódicos de mañana.
Kurbanların adına yazılmış reçeteler müvekkilinizin mülkünden çıktı. Bir de bagajdaki kelepçeler var tabii.
Ahora, poner eso con las prescripciones a nombre de las víctimas terminando en posesión de su cliente y las esposas en su baúl...
Belki de bu yaz gıkımızı çıkarmayıp Jellystone'a gitmeliyiz.
Si, quizás solo debamos soportarlo e ir a Jellystone este verano.
Bu yaz geziye çıkamam.
No puedo ir de viaje este verano.