English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yazık

Yazık tradutor Espanhol

23,492 parallel translation
Ne yazık.
Una pena.
Altı senelik emeğinin boşa gittiğin görmek çok yazık olacak.
Será una lástima ver cómo arruinas tus últimos seis años de trabajo.
Ne yazık ki plânım bağlılık yemini ettiğim kişiler tarafından bozuldu.
Desafortunadamente, a mi plan se opuso el cuerpo al que juré lealtad :
Kıyafetlere yazık olmuş.
Lástima la ropa.
Ne yazık ki plânım bağlılık yemini ettiğim kişiler tarafından bozuldu.
Desafortunadamente, a mi plan se opuso el cuerpo al que juré mi lealtad :
Ne yazık ki plânım bağlılık yemini ettiğim kişiler tarafından bozuldu.
Desafortunadamente, a mi plan se opuso el cuerpo al que juré lealtad : los Amos del Tiempo.
Ne yazık ki plânım bağlılık yemini ettiğim kişiler tarafından bozuldu.
Por desgracia, mi Plan se opone por el organismo Me había jurado mi lealtad a, los tiempos maestros,
Çok yazık çünkü turumuzun sıradaki durağı orası olacak.
Es una lástima, porque esa es la próxima parada en nuestro pequeño recorrido,
Ne yazık ki kayıtta değillermiş.
Desafortunadamente, no estaban grabando el audio.
- Yazık oldu.
Es muy malo.
O da birkaç şey söyleyecekti ama ne yazık ki kendisi...
Iba a decir unas pocas palabras, pero por desgracia que ha estado...
- Ne yazık ki hayır.
Es improbable.
Ne yazık ki, Steph, Emile'in bilinen dostları listemiz 12 yıl eskiye dayanıyor.
- Por desgracia, Steph, nuestra lista de socios conocidos de Emile es más de 12 años de edad.
Bilmiyorduysan çok yazık olur, çünkü o zaman bu parayı deliller arasına koyar seni de eve yollarım.
Uf. Sería una pena si no lo hizo porque entonces me voy a poner este dinero en pruebas y enviar a casa.
Peter Goldman'ı serbest bırakmak zorunda kalmamız yazık oldu.
Pena que tuvimos que liberar Peter Goldman.
Çok yazık. UZI'yi Emile'e yardım etmek için kullanacağını sanıyordu.
Ella pensó que con la Uzi ayudarías a Emile.
Evet, ama daha çok kaput arması görevini görüyorlar, ne yazık ki.
Sí, pero me temo que la mayoría son adornos para el capó.
Profesyonel yakın korumalar bu türden hizmetle sunmaz ne yazık ki.
Me temo que un guardaespaldas profesional no ofrece ese tipo de servicios.
Çok yazık olurdu.
Sería muy mal, ¿ no crees?
Ah, Alex'e yazık oldu..
Qué pena lo de Alex.
Oh. Ne yazık.
Qué pena.
Shane Heywood, Polisten kaçmaya çalışırken piste daldı ne yazık ki at çiğnedi... aldığı yaralar sonrası hastanede öldü.
Shane Heywood, para evadir a la policía, corre a la pista... es pisoteado y lamentablemente... muere en el hospital por la gravedad de sus heridas.
Ne yazık ki en sevdiğin hobbit piyasadan çekildi.
Qué pena que tu hobbit favorito ya no esté disponible.
Ne yazık ki, görünüşe göre kombinasyon McTamney ile beraber yok olmuş.
Por desgracia, parece que la combinación murió junto con McTamney.
Yazık oldu.
Es una lástima.
Hayır ne yazık ki, kan dökmenin sınırı vardı ki her zaman bu daha avantajlı.
No, por fortuna, hubo un derramamiento de sangre limitado. El cual siempre es favorecido.
Ne yazık ki diğerleri farklı düşünüyor.
Por desgracia, otros piensan diferente.
Yazık, zavallı Yorick.
¡ Pobre Yorick!
Yazık oldu Victor çünkü az önce Wallace kendini yedeğe aldırdı!
Es una lástima, Victor, porque Wallace se ha ganado un lugar en el banco.
Ne yazık ki, Cumhuriyetçilerin kapatması sonucunda ikiniz dışındaki herkesin işten çıkarılması gerekiyor.
Desafortunadamente, el cierre republicano obligará a esta oficina a echar a todos menos a dos de vosotros.
Annene çok yazık oldu.
Una pena lo de tu madre.
Yazık olmuş.
Qué pena.
Sadece market alışverişi için 20 yıl hapse girmen yazık olur.
Pero sería una pena ir a prisión por 20 años solo por algunos comestibles.
Gördüm ne yazık ki.
Desafortunadamente, sí.
Bildiğiniz üzere Dwight'ın babası geçenlerde Florida'ya atandı ve amacım Dwight'ın ailemle yaşamasaydı fakat ne yazık ki...
Como todos sabéis, el padre de Dwight ha sido recientemente destinado a Florida y fue mi intención tener a Dwight viviendo con nosotros, pero desafortunadamente...
Fakat ne yazık rakiplerimize Dwight tüm sezon bizlerle olacak çünkü söylenenler doğru.
Pero desafortunadamente para nuestros contrincantes, él va a estar con nosotros toda la temporada, porque los rumores son verdad
Ne yazık ki, insanlar ölüyor.
Lamentablemente, la gente muere.
Hepsi yazıyor, kızım.
Está todo ahí, amiga.
5. Yılık Yaz Klasikleri Gençler ŞENLİĞİ
5to FESTIVAL Anual juvenil de verano
Ayrıca elimizde genç bir kadının, bir çalışanınızın Goodwin'in 8 Mart'ta Cincinnati'deki etkinlikte gönüllü kılığına girdiğini belirten yazılı ifadesi var.
También tenemos el testimonio de una joven del personal, que dice que Goodwin se hizo pasar...
Haftalık sevkiyatlar yazıyor.
Hay envíos semanales.
Kabul, yazımı felaket ama tamamen saçmalık değil.
Es decir, atroz de la escritura, pero no es completa tonteria.
Yaz kış gecesinin rüyasını yaptık.
- Hicimos Sueño de una noche de verano. - Es cierto.
Ne yazık ki yardım edemeyeceğim.
Me temo que no puedo ayudarle.
Yazılan makalelerle sadık güneylileri Jesse James'e destek olmaya ve yaptıklarının yanında olmaya çağırıyorlardı.
Los artículos apelan a que los leales al Sur apoyen a Jesse James y a su causa a un nivel sin precedentes.
Ama eczane kayıtlarından bağışıklık baskılayan ilaçlar yazıldığını söyleyebilirim.
Pero te puedo decir, a través de los registros de farmacia, a quienes se prescribió inmunosupresores.
Bahse girerim bu insanların iyiliği yaz yağmurunu gören kurak tarla gibi kısa sürer.
Cualquier lado bueno se seca más rápido que la lluvia en verano.
Nick kendisini aşırı derecede aşan bir kıza yazıyor. - Ooo... - Ooo...
Nick se enamoró de una chica que está muy fuera de su liga. - ¿ Quieres una radio cassette?
2003 yazını MTV Yazlık Evi'nde geçirmişsin.
Te pasaste el verano del 2003 en la casa de playa de MTV.
Geçen yaz Phil'le beş günlüğüne Cabo'ya gitmiştik ve Tom ve Lisa Delaney'le tanıştık. O kadar çok eğlendik ki her şehre geldiklerinde mutlaka görüşeceğiz diye sözleştik.
El último verano, Phil y yo fuimos a Cabo cinco días, y conocimos a Tom y Lisa Delaney, y nos divertimos mucho, y nos aseguramos de verlos cada vez que están en la ciudad.
CCU'nun mühendislik programına girmek için yazdığım proje yazısının şimdiye kadarki kısmı.
Por lo tanto, esto es lo que tengo hasta ahora para mi ensayo proyecto Para entrar en el programa de ingeniería de CCU.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]