Yaşıyor musun tradutor Espanhol
527 parallel translation
Bir farklılık yaşıyor musun?
¿ Hay alguna diferencia?
Yaşıyor musun yoksa öldün mü?
¿ Estás vivo, o qué?
Yaşıyor musun, Olexich?
¿ Estás vivo, Olexich?
- Sen hala yaşıyor musun?
- ¿ Sigues aquí?
Hey, hala yaşıyor musun?
- Eh, ¿ cómo no estás muerto?
Hey, Tamura, hala yaşıyor musun?
Eh, Tamura, ¿ sigues vivo?
Sen yaşıyor musun ya?
¿ Aún no estás muerto?
Bir eşcinsel olarak, mutlu bir hayat yaşıyor musun?
¿ Eres feliz viviendo como un travesti?
Merhaba Roy. Sen hâlâ yaşıyor musun?
Hola, Roy. ¿ Tú sigues vivo?
Tanrı aşkına, yaşıyor musun?
Por Dios, ¿ estás vivo?
Peki sen yaşıyor musun ve iyi misin?
¿ Tú estás vivo y bien?
Huntington! Yaşıyor musun?
Huntington, ¿ estás muerto?
- Yemekle ilgili sorunlar yaşıyor musun?
- ¿ Tiene problemas con la comida?
Yaşıyor musun, Gedya?
¿ Estás vivo, Guedio?
Sen yaşıyor musun?
¿ Estás vivo?
Herhangi bir özel his yaşıyor musun?
¿ Sientes algo en especial?
Hâlâ yaşıyor musun?
¿ Sigues vivo?
"Hala yaşıyor musun?"
"¿ Todavía estás con vida?"
- Hey, Briny, yaşıyor musun?
Hey, Briny, estás muerto?
Hala yaşıyor musun?
¿ Aun vives?
Yaşıyor musun?
¿ Estás vivo?
D, sen hâlâ yaşıyor musun? D! Kardeş, kardeş, uyan!
D no mueras... tienes que curarte.
Hâlâ yaşıyor musun?
¿ Puede ser verdad que esté usted vivo?
Üçkağıtçı hala yaşıyor musun sen?
¡ DiddIer! ¿ Todavía vivo y coleando, zorro viejo? ¿ Y Meat Hook?
- Yaşıyor musun? - Evet.
- Estás vivo?
- Sen yaşıyor musun?
- Ah, estás vivo. ¿ No estás muerto?
Yaşıyor musun? Yaşayacak mı doktor?
¿ Estás viva ¿ Va a vivir?
Yaşıyor musun? !
¿ Estás vivo?
- Hâlâ yaşıyor musun?
- ¿ Sigues vivo? - Eso parece.
Hala yaşıyor musun?
¿ Aún vives?
Yaşıyor musun, küçük böcek?
insectito?
On yaşındayken okul tiyatrosundaydı.Hatırlıyor musun, Hubert?
Estuvo en una producción escolar cuando tenía 10. ¿ Lo recuerdas, Hubert?
Biliyor musun Jack, bir adam 60 yaşına geldiğinde kan damarlarda eskisi kadar hızlı akmıyor.
Ya sabes, Jack, cuando un hombre llega - llega a los 60... la sangre ya no fluye tan rápido.
Helen Bobby'nin iki yaşındayken ve cam parçasına basıp ayağını kestiğini hatırlıyor musun?
Helen, ¿ recuerdas cuando Bobby tenía dos años y se cortó con un cristal?
Altı yaşındanken New York'a gitmek istediğini hatırlıyor musun? Seyahatin sıkıcı bir iş olduğu hakkında seni uyarmıştım.
Ya te advertí que eso de viajar resulta algo fastidioso.
- Artık 21 yaşındayım, anlıyor musun?
- ¿ Sabe que tengo 21 años?
Ya sen, karımla yaşıyorsun, peki çocuğuma bakıyor musun?
Tú vives con mi mujer y mantienes a mi hijo.
- Burada kim yaşıyor biliyor musun?
- Querías saber quién vive aquí.
- Bu yaşında utanmıyor musun?
¿ No te avergüenzas de nada a tu edad?
- Kendi yaşında bir kız tanımıyor musun?
¿ - No conoces ninguna chica de tu edad?
Altı yaşındayken, hatırlıyor musun?
¿ Recuerda que a los 6 años...
- Onları 14 yaşından beri yapmıyor musun? - Evet.
Usted ha estado haciendo esas cosas ya que lo que se, 1 4?
8 yaşındayken gemiden düştüğün zamanı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cuando tenías ocho años y te caíste del barco?
19 yaşındasın ve aşka inanmıyor musun?
¿ Y con 19 no crees en el amor?
- Hatırlıyor musun? - Kaç yaşındaydık?
- ¿ Cuántos años teníamos?
Senin yaşındayken büyükbaban ile burda kalmak hakkında sana söylediklerimi hatırlıyor musun?
Recuerdas? cuando te dije que estube aquí. Con el abuelo Cuando tenía tu edad..
- Bu hafta sonu yaşıyor olur musun?
- ¿ Vivirás este fin de semana?
Bu yaşında... Hiç utanmıyor musun?
A tu edad, ¿ no te da vergüenza?
Şimdi, George, altıncı yaşına girdiğinde ziyaret etmek için size uğradığımı, hatırlıyor musun?
George, ¿ recuerdas cuando fui a visitarte cuando cumpliste 6 años?
Senin Al Bundy imzan, çekin kendisinden bile daha değerli. Aslında bana çok yardımın dokundu. Hatırlıyor musun, 7 yaşında iken, Bobby sırf sarışın diye Terry'i tercih edince, ağlamıştım.
Lo se Al, pero lo importante es, las mujeres deben trabajar para su autoestima.
- Bayan Hudwalker'ı hatırlıyor musun? Üst dairede yaşayan doksandört yaşındaki kadını.
- ¿ Recuerdas a la señora de 94 años que vivía arriba mío?