English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yoksun

Yoksun tradutor Espanhol

2,327 parallel translation
- Islanmamam lazım. - Oh, demek yoksun.
- No me puedo mojar.
Sen yoksun ki.
Tú ni tan siquiera estás en ello.
3 haftadır yoksun ve özel hiçbir şey olmadı mı?
Estuviste ausente por tres semanas ¿ y no pasó nada especial?
Hayır, sen yoksun!
¡ No, tú no existes!
... klastan yoksun kaçtı.
Sí. ¿ Me pasé?
Ortalıkta yoksun.
Hace mucho que te has ido.
Ben döndüm, ama sen yoksun.
Lo hice, pero tú no.
Şükrandan yoksun hislerimiz, büyük bir aile kavuşmasındaki sarhoş kuzenimiz gibidir.
Sentimientos no reconocidos son como un primo borracho en la reunión familiar.
"Ne kadar zamandır ortada yoksun farkında mısın?" dedi.
"¿ Te das cuenta de cuánto tiempo te has ido?"
- Ne için? Onun devamlı görüştüğü kadından, bu sevgiden yoksun evlilikten kurtulmasını nasıl istemezsin?
¿ Cómo podías no querer salir de sus recurrentes infidelidades, de la prisión de vuestro matrimonio sin amor?
"Polis ; sorgulamalarını, iyi aydınlatılmış odalarda, kanuni zorunluluklardan ötürü kimliğini gizleme olanağından yoksun olarak yapar." "Kötü adamlar, siz soru sormaya başlamadan önce kim olduğunuzu öğrenirler."
Los polis tienden a hacer sus interrogatorios en cuartos brillantemente iluminados con luces fluorescentes, y la ley les impone que los chicos malos sepan quiénes son ellos antes de comenzar con sus preguntas.
Bazı şeylerin anlam ifade etmesi veya anlamdan yoksun olması gerekmiyor.
Las cosas no tienen que significarlo todo, ni tampoco tienen que carecer de significado.
Sen filmde yoksun.
Tú no sales.
Bay Sanborn evli ve yükümlü olduğu 2 çocuğu var. Kazanacağı ücretten ve şefkatinden yoksun olacaklar.
" El Sr. Sanborn está casado y tiene dos dependientes adolescentes que sufrirán la pérdida de sustento y afecto.
Sen yoksun artık.
Estás fuera.
Bu işte yoksun artık Mickey.
Estás fuera, Mickey... fuera del negocio.
Bir süredir yoksun.
Ha pasado mucho tiempo para ti, ¿ eh?
Emin olduğum bir şey var Can-dice o da kendini kontrol edebilmekten yoksun kişilerin olayları suistimal ediyor olduğu.
De una cosa estoy seguro, Candice los abusadores de los que estamos hablando carecen de esa clase de autocontrol.
Stafford gibi adamların yaptığı seni avlayıp, senin o olmadan bir şeylerden yoksun olduğun ve bütün cevapların onlarda olduğunu düşündürmek.
El problema son los tipos como Stafford, predican, te hacen sentir que te falta algo y que solo ellos tienen la respuesta.
Senin gibi, nazik çizmelerden ve yumuşak bakışlardan yoksun.
Como tú, sin las amables botas y los suaves ojos. ¡ Ja!
Empatiden yoksun.
Cansados de la compasión.
Neredeyse bir aydır yoksun.
Has estado fuera al menos un mes.
- Dün gece yoksun sanıyordum
¿ Estás aquí? Pensé que dormirías en casa de Kinsey anoche.
Yolsuzluk yapmakla mahkum edilen Bayan Davis, suçunu kabul ettiği için hafifletilmiş hapis cezasına çarptırılmıştır. Charlotte Bobcats, halen yeni sözleşme imzaladığı Nathan Scott'tan yoksun.
La señora Davis se declaró culpable del cargo de conspiración para cometer fraude económico, lo que conlleva una reducción de pena, y estará menos tiempo en prisión. " " Los Bobcats de Charlotte, aún no han confirmado el reciente fichaje del base Nathan Scott.
Bize bir uzaylı gezegeni gibi görünüyor olmalıydı, yaşamı sürdürme kapasitesinden yoksun.
A nosotros, nos parecería un planeta extraterrestre, incapaz de sustentar la vida.
Hayır, Kenzi. Galileo'dan şok haberler - Evrenin merkezinde sen yoksun!
Impactantes noticias de Galileo... realmente no eres el centro del universo.
Rhumor, kendisini temel ihtiyaçlardan yoksun kişilere hayırseverlik yapmaya adamış ve kendi kendini yetiştirmiş bir milyarderdi.
Estoy bien. Rhumor era un multimillonario hecho a sí mismo, cuya filantropía se enfocaba en las necesidades de los desvalidos de su ciudad.
Listede yoksun.
No estás en la lista.
Eve geliyorum, çocukları bırakıyorum. Patronumla telefonumda konuşurken bir bakıyorum yoksun. Anlıyorum ki bana e - posta göndermişsin.
Ahora, vengo a casa, recojo a las niñas, tengo a mi jefe al teléfono, no hay sitio donde encontrarte, y finalmente me doy cuenta de que me enviaste un e-mail.
Döndüm yoksun.
Me di la vuelta y no había nadie. sobre el otro lado de la cama
Savaşçı kalbinden yoksun biri için sadece zaman kaybı.
Las instrucciones son malgastadas si el estudiante carece del corazón de un guerrero.
Sen yoksun artık. Sen yoksun artık.
Estás fuera.
Evde yoksun hiç ama.
Bueno, nunca estás por aquí.
Sanırım yoksun.
No estás ahí.
Tercüme yapabilir ve uygun görgü kuralları konusunda yol gösterebilirim, durumunuza bakılırsa, kusura bakmazsanız şayet, bunlardan oldukça yoksun durumdasınız.
Puedo traducir y dar instrucciones con la formalidad adecuada que en su caso, señor, si no le molesta que se lo diga falta por completo.
Sen kartta yoksun şapkaya ya da büyütece ihtiyacın olmayacak. Kahretsin!
Es difícil resistirse a eso.
- Beden eğitimi dersinde neden yoksun?
- ¿ Por qué no haces gimnasia?
Doğruculuk taslamakta üstüne yok ama siyasi hünerden yoksun.
Domina lo políticamente correcto, pero le falta habilidad política.
Hayal gücünden yoksun sefillere.
Todos los perdedores sin inspiración.
Dürüstlük ve ahlaktan tamamen yoksun olmak nasıl bir şey, bir gün anlat bana.
¿ No tienes moral? Actúa como una profesional, ¡ maldita sea!
Sen artık yoksun.
Usted ya no existe.
Henüz müdür değilim ama Vimi'yi hiçbir şeyden yoksun bırakmamak için ne gerekiyorsa yapacağıma söz veriyorum.
No soy el manager todavía, pero prometo que haré lo que haga falta para mantener a Vimi.
Bu dünya, Daşaratha'nın oğulları yaşadıkça cesur savaşçılardan yoksun değildir!
Esta tierra no está desprovista de valientes guerreros! Siempre y cuando el hijo de Dashrath viva.
Listemizde yoksun. Yasal olarak senin bunu almanı engelleyemem.
Bueno, no estas en nuestra lista, por lo que no puedo legalmente prevenirte de comprar esto.
Viper'ı farklı yapan tek şey elektronik yardımlardan tamamen yoksun olması.
Lo que diferencia al viper es la completa ausencia de ayudas electrónicas.
- Listede yoksun. - Ne listesi?
No estás en la lista.
Sen yoksun.
Tú no.
Yoksun öyle mi?
- ¿ No?
Kendimi yoksun bıraktım.
Me he privado de mucho.
Arkamı döndüm ve bir de baktım yoksun.
Lo próximo que supe es que me di vuelta y no estabas.
Ama sen yine de yoksun, tamam mı?
Todos ganan dinero.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]