Yoyo tradutor Espanhol
84 parallel translation
Bir ebeveyn, altı ay diğer ebeveyn alıyor... - bir yo-yo gibi. -
Pasan seis meses con su padre y seis con su madre. - Como un yoyo.
Bana ne zaman yoyo alacaksın?
¿ Dónde está mi yo-yo?
Bana bir yoyo alacağına söz vermiştin.
Prometiste cómprame un yo-yo.
Sana yoyo alacağım diye söz verdiğimden emin misin?
¿ De verdad prometí comprarte un yo-yo?
Babama yoyo hakkında bir şey söyleme ben de senin hakkında konuşmayım.
Si tú no se lo dices... Yo no se lo diré.
Yoyo nerede?
¿ El yo-yo?
Bernini kardeşler, canlı yoyo gibiler.
Los hermanos Bernini, los yoyó humanos.
O Muzzy, canlı yoyo olarak harikaydınız.
Oh, Muzzy, habéis estado maravillosos, tú y los yoyó humanos.
Şu beyaz ceketli yoyo kim?
¿ Quién es el idiota de la bata blanca?
Sam, eğer bu akşam eğlenmek istiyorsan yanında yoyo götürsen iyi olur.
Sam, si quieres pasarlo bien esta noche, más le vale que a lo largo de un yo-yo.
Fırdöndü yutan çocuğu sen de işittin mi?
¿ Oíste del tipo que se tragó un yoyo?
Fırdöndü mü yutmuş?
- ¿ Se tragó un yoyo?
Kimse 20 feetlik bir yükseklikten yoyo gibi geri gelmez.
Ni siquiera nos hemos acercado a él.
Elemanım da nerede?
 ¿ Dà ³ nde està ¡ el yoyo?
Yoyo bile oynayamazsınız.
No puedes jugar con este yo-yo.
Biliyor musun, kendime bir yoyo almayı düşünüyorum.
Creo que compraré un yoyo.
Son bir yılda neredeyse 45 kilo aldım, verdim. Yo-yo gibi bir aşağı, bir yukarı ama sen tek kelime etmedin.
Bajé y subí más de 50 kilos en el último año... estuve como un yoyo, de talla 16 a talla 10 a la 16... y tú nunca dijiste ni una palabra.
Kendi isteklerimle benden beklenenler arasında bir yoyo gibi gidip gelmek hiç de kolay olmadı.
no es fácil sentirse zarandeado entre lo que quieres y lo que deberías querer.
Yoyo'nun doğum günü.
¡ Es el cumpleaños de Yoyo!
Peki, kadehimi, Yoyo'nun 35. yaş günü şerefine kaldırıyorum tabii sizce de sakıncası yoksa.
¡ Ahora voy a brindar por el cumpleaños 35 de Yoyo, si no les molesta!
Yoyo'ya içelim...
Bebamos por Yoyo...
Evet, 15 yıldan beri hep yanımda olan asla şikâyet etmeyen, her daim neşeli çocuklarımın annesi Yoyo'ya.
Por Yoyo, la madre de mis hijos, siempre a mi lado durante 15 años, sin una queja, siempre alegre...
Yoyo için bir güzellik yapmanı istemek, sana çok mu fazla geliyor?
¿ Hacerle un gesto a Yoyo es pedirte demasiado?
Teşekkürler Yoyo.
Gracias Yoyo.
Affedersin Betty, ne diyorsun?
Betty - ehh, Yoyo - ¿ Qué estás diciendo?
Teşekkürler Yoyo.
Gracias, Yoyo.
Hayır, yarın erken kalkıp hallederim. - Yoyo...
No, mañana me levantaré temprano y limpiaré yo.
- "Papayoyo's" gibi görünüyor.
- ¡ Parece que dice "Papa Yoyo ´ s"!
- "Papayoyo's" yazıyor.
- Dice "Papa Yoyo ´ s".
- JoJo 9 yıldır köpeğim.
- Hace nueve años que soy amo de Yoyo.
Ya da en azından penisimi bir yoyo gibi kullanıp etrafta gezinebilirim.
O por lo menos podría usar el pene como resorte para moverme dando saltos.
O bacaklarla insanı yoyo gibi oynar.
Caracoles. Tiene piernas desde aquí hasta "ya-ya".
Bırak rol yapmayı.
Yoyo - - Deja de actuar.
Durun. Ben yoyo değilim!
Esperen. ¡ No soy un yoyo!
Elinde bir yo-yo ve lolipop olmalıydı. Bir de pervaneli bir şapka takmalıydı.
Debía haber traído un yoyo y una paleta... y llevar puesta una gorrita con una hélice.
Yoyo uyuyor.
- El yo-yo duerme.
- Bizim için en iyi 50 program arasında.
- Es uno de mis 50 preferidas sólo después de "Holmes y Yoyo" y "Hee Haw Honeys".
Borsa yo-yo gibi bir düşüp bir yükseliyor.
La Bolsa que sube y que baja como un yoyo, todo el mundo sabe
İş fırsatları azaldı, internet şirketleri patladı, bir şeyler yo-yo gibi inip çıkıyor.
Y el paro, internet y una cosa que hace el yoyo
Yoyo, gözünü bunlardan ayırma.
Yoyo, vigila a estos dos por mí.
Tuvalete birlikte gitmemize izin verirler mi sanıyorsun?
Y Yoyo, por supuesto, nos va a dejar ir a mear juntos.
Hayır, ama Taha'yı görmek için iyi bir bahane bulursak... Yoyo bizi asansörün oradan geçirmek zorunda.
Pero si pensamos en una buena razón para ir a ver a Taha él nos llevará hasta el ascensor.
Lana ile arandaki bu yoyo olayı var ya?
¿ Esa tonta relación intermitente con Lana?
- Yo yo yoyo.
No, no, no.
Ülkem için savaştığım için çok mutluyum.. böylece şu koca adam zıp zıpıyla oynayabiliyor.
Me alegra tanto aver peleado por mi país para que ese hombre grande juegue con ese yoyo.
YoYo için sıraya girebilirsin.
Bueno, puedes hacer la fila para el yo-yo.
Asık suratlı bir Yoyo gördün mü buralarda?
¿ Has visto a un pequeño Yoyo con la cara larga?
Yaramaz yaramaz Yoyo!
¡ Malo, Yoyo malo!
- Yoyo?
- ¿ Yoyó?
Bak, yo - yo.
Un yoyo.
- Hava sıcak, Yoyo.
Hace calor, Yoyo.