English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yt

Yt tradutor Espanhol

183 parallel translation
Yani sen bana gidip... o kıytırık rolü...
Me estás pidiendo que haga... un papel que no es...
Herhalde o kıytırık ödülün peşinde değiliz.
¿ Crees que nos interesa esa miseria de recompensa?
Şeytan dürtecek ya... Bir gün kasabadaydım, yapacak bir işim yoktu bir sigara fabrikasındaki çalışma koşullarını araştıran kıytırık bir heyete katılmıştım.
Quiso el diablo... que un día estuviera en el pueblo sin nada que hacer... y me uniera a una tonta comisión que investigaba... las condiciones laborales en una fábrica de cigarrillos.
Yeteri kadar paramız da var. Eğer bu kıytırık Orta Batı şehrine bağlanıp kalmış olmasaydık...
Nada nos ata a este pueblo del Medio-Oeste.
Hayat boyu kıytırık bir detektif olarak kalamayacak kadar hoşsun.
Eres demasiado apuesto para ser un sucio detective toda tu vida.
Beni iyi dinle Earp, taktığın o kıytırık rozet, sana, benim kişisel işlerime burnunu sokma hakkını vermez.
Oye, esa placa que llevas no te da derecho a meterte en mis asuntos.
- Beni dinle kıytırık işportacı.
- Escucha, vendedor de pacotilla.
Sizin gibi kıytırık işportacılara kapılarımızı açmak bizim suçumuz.
Es culpa nuestra por dejar a vendedores baratos como tú sueltos en las calles.
3 yıldır New York'ta kıytırık bir rol bile kapamadım.
Tres años en Nueva York y ni un papel en una obra mala.
Özellikle buraya gelen bütün kıytırık çiftçileri korumaya başladıktan sonra.
Sobre todo cuando se puso a defender a cada destripaterrones que llegaba.
Kıytırık bir asker kaçağı için bunun gibi yakışıklı bir askeri, gerçek bir kahramanı bıraktıysa o kız beş para etmez zaten.
¡ Si ella ha cambiado a este buen mozo, un verdadero héroe, por una rata de la retaguardia, no vale ni un kopek!
- Tüm bu eziyet kıytırık bir 20 papel için.
Todo por veinte miserables dólares.
540 tane saat için kıytırık bir % 25 indirim ha.
¿ 540 relojes y consigue un misero 25 %.
O kıytırık şey 2250 dolar etmez.
¿ 2.250 $ por esa reproducción?
Bu kıytırık laflara inanmak aptalca, Af buyurun, abicim...
Es absurdo escuchar a este majadero... Perdone, Hermano...
Bir adam tüm ömrünü uygar, vakur düzenli bir yaşam uğruna harcasın, sonra bir kıza rastlasın beş gün sonra bornoza sarılı olarak New York'ta tur atsın ölü tavuklarla dolu bir arabada dolaşsın kızı şu kıytırık Taj Mahal bozuntusuna kadar izlesin.
Un hombre pasa toda la vida tratando de llevar una vida civilizada, digna, y ordenada, entonces conoce a una chica, y 5 días más tarde, está corriendo por Nueva York en una toalla de baño, viajando en un camión lleno de pollos muertos, y persiguiéndola hasta este Taj Mahal.
Nasıl olur da kıytırık bir sabun senin hayatını kurtarabilir?
¿ Cómo rayos va salvarle la vida un jabón?
Hâlâ o kıytırık arabanı alıp gidebilirsin. Yumruklarını direksiyondan daha iyi kullanabiliyorsan tabi.
Pero aún puedes largarte, a no ser que pelees mejor que conduces.
Altı üstü bir bebekti. Kıytırık bir bebek, o kadar.
Sólo era una muñeca estúpida.
Tüm bu koruma önlemleri kıytırık bir yüz kremi için ha?
Todas esas cosas protegen algo insignificante como una crema facial.
Değil mi? - Kıytırık mı?
- ¿ Insignificante?
Dahi adamın "kıytırık" mucizelerini yarattığı koltuğa oturun bakalım.
Siéntese donde se sienta el genio cuando crea sus milagros insignificantes.
"Kıytırık bir yüz kremi" ymiş!
"Algo insignificante como una crema facial". ¡ Esa mujer!
Kıytırık araba soyguncuları. Hepsi bu.
¡ No es más que una pandilla de hispanos ladrones de coches!
Kıytırık, kısa şiirlerinle ait olduğun yer belki de Philadelphia'dır.
Deberías irte a Filadelfia... a hacer jingles para espumas de afeitar. ¿ En serio?
Bu iş iyi. Kıytırık bir davaya, Kıytırık bir tanık.
Un testigo y un juicio de poca monta.
Serpico'daki gibi kıytırık değil, gerçek polisler.
- Se lo diré. - No de ese Serpico, de policías de verdad.
Ona o kıytırık şarabı almamasını söylemiştim.
- Le dije que no comprara vino barato.
Kıytırık polisliğine ölene kadar devam etsen anca kazanırsın.
Tú tendrás que trabajar toda la vida para ganarlos.
Senin kıytırık penilerini saymaktan başka işim olmadığını mı sanıyorsun?
¿ Crees que no tengo nada mejor que hacer que contar tus condenados centavos?
Ona bu kıytırık yüzüğü veremem.
Esto es terrible. No puedo darle este insignificante anillo.
Havaalanındaki... hediyelik eşya dükkanından aldığın kıytırık bir şeyle beni tavlayamazsın.
Crees que vas a sobornarme con un vestido... de regalo comprado en un aeropuerto de un free shop.
Kıytırık bir de not bırakmış, "Ben pencereden atlıyorum" diye.
Y dejó una nota, una simple nota : "He salido por la ventana".
Tam işler yoluna giriyor sen o kıytırık kampa gitmek için bırakıyorsun.
Nos empieza a ir bien y tú te largas a un camping.
Şu giydiği kıytırık kıyafete bir bak.
Mira cómo se viste.
Kıytırık çoraplar, kıytırık gömlekle uyumlu.
Los calcetines hacen juego con la camisa.
50`lerin kıytırık bir tv şovunda kazandın.
La ganaste en un programa en los 50.
Kıytırığı ben yazdım.
Yo soy ése.
Benim yazılarım kıytırık değil.
Mis artículos no son boberías.
Ben kocaman, dört gözlü kıytırık bir adamım ve her gün her gün aynı salak kazağı giyiyorum, ve...
Soy un gran y cuatro ojos imbecil... y uso el mismo estúpido sweater todos los días y -
Keje'yi alıp gitseydin, aşkın için bir şey yapacaktın. Ama sen Keje'yi bir insan hayatına feda ettin. Sevdiğin kadını kıytırık bir herifin hayatı için harcadın gitti.
Sacrificarás a Keje para salvar a un don nadie.
Baba, o şekilde sana kıytırık bir kahvaltı ısmarlamamızı sağladın.
Bien papá, nos engañaste en algunos de los restaurantes donde íbamos.
Biraz cam kırılır ve biraz da bazı kıytırıktan adamlar ölür.
Se romperán varios cristales y puede que varios gamberros mueran.
Yeniyetme züppelerin kıytırık müzikleriyle uğraşmaktan yorgun düştüm.
Estoy cansado de esa mierda de quinceañeros.
Yoksa niye biri bu kıytırık barı soymaya kalkar ki?
Por que otra razón podrían ellos atacar este bar de mala muerte!
Bu korkunç. Ona bu kıytırık yüzüğü veremem. Şu eve baksana!
Esto es terrible, no puedo darle este insignificante anillo. ¡ Mira su casa!
3 kilo çekebilen, kıytırık bir oltayla kılıçbalığı yakalamaya gidilmez.
No pescas un pez espada con una patética caña que soporte tres kilos.
Kolayca kurtuldu... haçta bir gün, cehennemde bir hafta, ve sonsuza kadar meleklerin bütün haleluyaları onun için.
se salio facil... un dia sobre la cruz, un dia en el infierno, yt todos los haleluyas angeles legionarios para la eternidad.
Kıytırık herifler!
¡ Escoria inmunda!
Hava alanı ve kıytırık limanlar güvenliğinde.
En puertos y aeropuertos.
Kıytırık ve ne?
¿ Qué le pica?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]