English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yunan

Yunan tradutor Espanhol

2,320 parallel translation
Yunan mitolojisinde, Perseus ve Medusa isimleri sonsuza dek birlikte anılacaktır.
En la mitología griega, los nombres de Perseo y Medusa están siempre unidos.
Şehrin yapıları o kadar büyüktür ki, sonraki Yunan nesilleri bu şehrin tanrılar tarafından inşa edildiğine inanmışlardır.
Las estructuras de la ciudad eran tan grandes que generaciones de griegos creyeron que los dioses las construyeron.
Yunan mitolojisindeki birçok benzerleri gibi bu hikâye de genel anlamıyla gökyüzünden inmiş olabilir.
Esta historia, como muchas otras en la mitología griega, pudieron haber caído del cielo, literalmente.
Titanlar antik Yunan tanrılarıdır...
- Los titanes eran dioses griegos- -
Odesa Destanı olarak anılan Odesa'nın hikâyesi, M.Ö. 8. yüzyılda Homeros isimli bir Yunan şair tarafından kaleme alınmıştır.
El relato de Odiseo, llamado La Odisea fue escrita por un poeta griego llamado Homero en el siglo VIII a.C.
Yunan denizcilerin Akdeniz boyunca uzak yerleri keşfettikleri zamanlarda,
En una época en la que los navegantes griegos exploraban tierras lejanas viajando por el Mediterráneo..
Odesa hikâyesi, kendisinin yönettiği efsanevi Yunan adası İtaka'da başlar.
El relato de Odiseo comienza en Ítaca..... la mítica isla griega que él gobernaba.
Bu zamanın birçok kahramanı Yunan tarihinde ve mitolojisinde göklere çıkarılıyorlardı çünkü onlar büyük savaşçılardı, güçlülerdi ve iyi ok atıyorlardı. Fakat Odesa onlardan farklıydı.
Muchos de los héroes de ese periodo en la historia y mitología griegas eran admirados porque eran grandes guerreros eran muy fuertes, hábiles con el arco Odiseo era diferente.
Burada, Yunan karakterinin içyüzüne bir çeşit bakış söz konusudur.
Y aquí hay una introspección del carácter griego.
Bu durum, antik Yunan toplumunda bir gelenektir.
Esto es tradicional en la antigua sociedad griega.
Hikâyenin tümünde bir Yunan korkusu göze çarpmaktadır ve Odesa'nın etrafındaki adamlar korkularına yenik düşme eğilimindedirler,
Hay un miedo griego que rodea todo el episodio y los hombres a su alrededor tendían a desmoronarse bajo este miedo.
Şimdi bu hareket bize ne kadar aptalca görünse de, bir Yunan kahramanı için en önemli şey "kleos" yani şöhretti.
Ahora, para nosotros eso parece un movimiento estúpido pero lo más importante para un héroe griego era algo llamado "kleos", fama.
Truva'daki Yunan kuvvetlerinden hayatta kalan diğer tüm kahramanlardan biri hariç hepsi evlerine dönmeyi başarmışlardır, tek dönmeyen Odesa'dır.
Todos los otros héroes que aún viven de la fuerza griega en Troya, han vuelto a casa. Sólo uno no está en casa aún, y ése es Odiseo.
WEBSİTEMİZİ ZİYARET ET "Cevap", antik Yunan filozofları tarafından keşfedildi.
La respuesta fue descubierta
Rahiplerin sadakati için olmasaydı, Yunan Edebiyatı'nın en nadide parçalarından birini sonsuza kadar kaybetmiş olurduk.
Si no fuera por la devoción de los monjes, habríamos perdido una de las obras más importantes de la literatura griega.
Soter'in Baylamyos hükümdarlığı, Cleopatra'nın ölümünden sonra bitti M.Ö. 30 yılında Roma'nın fethiydi, Yunan değil.
El reinado de Soter en el Egipto Ptoloméico terminó tras la muerte de Cleopatra, y la Conquista Romana en el treinta a.c., no la Griega.
Düzenli olması, herkesin sorumluluğunu bilmesi ve önem hiyerarşisi bakımından Yunan Panteon'u gibi değildir.
En el sentido de la organización no era como el Panteón griego, en donde todos conocen sus responsabilidades y quien es más importante que el resto.
Yunan mitolojisinde ise, Typhon isimli yılankavi bir canavar yıldırım tanrısı Zeus'la savaşmıştır.
Y en la mitología griega, una bestia serpentiforme llamada Tifón lucha con Zeus, el dios del rayo.
Antik Yunan'ın en ünlü macera hikâyesi olan Odesa Destanı'nda da görmek mümkündür.
También pueden encontrarse en la historia de aventuras más famosa de la antigua Grecia : La Odisea.
Antik çağlarda Yunan savaşçıları, düşmanlarını küçük düşürmek için savaşlardan sonra ırzlarına geçer erkekliklerini alırmış.
Los guerreros griegos en la antigüedad sodomizaban a sus enemigos después de la batalla para humillarlos, tomar su hombría.
Eski Yunan'da bahar kutlaması...
Los antiguos griegos recibían a la primavera...
Güreş antik Yunan'dan beridir var ve olimpik bir spor!
La lucha viene de la antigua Grecia. Está en las Olimpíadas.
Yunanlılar sana Kharon derler. ( Yunan Mitolojisi )
- Los griegos te llamarían Caronte.
Fiziğin kökeni Antik Yunan kelimesi "physika" dır.
Física viene de la palabra del griego antiguo "physika".
Ve orada, Antik Yunan'da hikayemiz başlıyor.
Y es allí, en la antigua Grecia, donde empieza nuestra historia.
- Antik Yunan mı?
¿ La Grecia antigua?
2.600 yıllık bir seyahatin başlangıcına beraber göz atacağız. Antik Yunan'dan tut Isaac Newton'dan Niels Bohr'a sonrasında Erwin Schrodinger'den Leonard'ın kazıkladığı Hollandalı araştırmacılara geliriz.
Este es el principio de un viaje de 2600 años que vamos a hacer juntos desde la antigua Grecia pasando por Isaac Newton hasta Niels Bohr a Erwin Schrodinger a los científicos holandeses que Leonard está ahora mismo plagiando.
Söylediğim gibi, Antik Yunan'da ılık bir yaz gecesiydi.
Como iba diciendo, es una calurosa mañana de verano en la antigua Grecia...
Antik Yunan'da ılık bir yaz gecesiydi...
Es una calurosa mañana de verano en la antigua Grecia...
- Yunan'da.
- Grecia.
Antik Yunan'da ılık bir yaz gecesiydi...
Es una mañana calurosa de verano en la antigua Grecia...
Belki Louvre'a gider, birkaç çıplak Yunan heykeli alıp lobiye serpiştiririm.
Tal vez vaya al Louvre a buscar unos desnudos griegos y los reparta por el vestíbulo.
Pratik Fransız stili. Eğer Yunan stili isteseydin iki katını öderdin.
Ahora, un poco de francés v ¡ ene b ¡ en, y sacas el doble s ¡ sabes gr ¡ ego.
Şu Yunan alimin fikriydi bu.
Fue idea del erudito griego.
- O Yunan aparatı!
El aparato griego.
Dile olan istidatından etkilenen manastır reisi, Johanna'yı Yunan tıp el yazmalarını tercüme etmekle görevlendirdi.
Impresionado con su habilidad lingüística el abad asignó a Johanna la tarea de traducir la colección de manuscritos griegos de medicina.
Senin bir kocaya değil bir Yunan tiyatrosuna ihtiyacın var!
¡ Tu no necesitas un marido, necesitas un coro griego!
Bu kadar ruhsuz Yunan olur mu?
¿ Qué griego no tiene espíritu?
Belki yarı Yunan'dır.
Tal vez sea mitad griega.
Komedi budur. Yunan icadı.
Los griegos la inventaron.
Tipik Yunan mantığı.
Ésa es la típica mentalidad griega.
Yunan salatası da yiyelim.
Pediré una ensalada griega.
Vay. Yunan olmadığınızdan emin misiniz?
¿ En serio no son griegos?
... Yunan felsefesi devreye girer.
... aplican la filosofía griega.
Bakın, arkamda çok güzel bir Yunan kilisesi var.
Aquí, tenemos una hermosa iglesia. Es muy griega.
Siz gerzeklere babaannemin yaptığı otantik Yunan parçalarını satabilirdim.
Podría darles, idiotas, artículos griegos auténticos hechos por mi abuela.
Sizlere babaannesinin yaptığı otantik Yunan parçalarını verebilirmiş.
Podría darles artículos auténticos hechos a mano por su abuela.
Gerçekten çok üzgünüm. Nico bunun bir Yunan geleneği olduğunu söylemişti.
Lo siento, pero Nico dijo que era una tradición griega.
Tamam, belki tanrı değilsin ama bir Yunan tanrısı olabilirsin.
Tal vez no seas Dios, pero quizás sí un dios griego.
- Yunan ayak masajını beğendin mi?
- Los pies griegos saben diferente, ¿ no?
Yunan-tadı!
Es griegogenial.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]