Yürek tradutor Espanhol
1,291 parallel translation
Yürek ile ilgili.
Esto es corazón.
Ama gözleri yürek hoplatıcı Toninho'ya takıldığında, bütün düşleri uçup gitti.
Pero cuando se fijó en el bello Toninho todos sus sueños se desvanecieron.
"Cinzas" çalın yürek yakan.
Toquen "Estaciones" la rompedora de corazones.
Ve yürek... asla yanlış olamaz, değil mi, Bay Webster?
¿ El corazón, nunca se puede equivocar? . ¿ no es así, señorWebster?
Orada hep birlikte otururuz ve ahlaki değerlerin ne olduğunu anlatacak bir Tanrıya ihtiyaç duymayız... işte bana bu yürek, bu beyin, bu kilise gerek.
Y no necesito que Dios me diga cuales son mis principios. Necesito mi corazón, mi cerebro y a esta iglesia.
Korkusuz ve atak, tek yürek gibi
Intrépidos y prácticos, actuaron como uno.
Afrika Kraliçesi'ni çeken John Huston'u kurgusal bir öykü ile anlatan... Beyaz Avcı, Kara Yürek adlı bir diğer kişisel projesi... eleştirmenlerin kafasını karıştırdı ve seyircinin ilgisini çekmedi.
Otro proyecto personal, Cazador blanco, corazón negro, una versión del rodaje de John Huston de La Reina de África, desconcertó a la crítica y no consiguió atraer al público.
Yürek yok, sadâkat yok.
¡ No hay garra, ni compromiso!
Cesur yürek hiç bir zaman kabul etmez
Los que aman no son derrotados.
Sizi çağırıyoruz. AkıI, yürek ve ruh birleşsin.
Que estemos unidos de corazón, mente y espíritu.
Bu bir sersemletici bir dâhinin yürek parçalayıcı çalışması.
Ésta es la conmovedora obra de un genio asombroso.
- Ucuzdu. Bu rakamlardan belli, ama bütün bu duygu göstermeyen "Fırtına ve Atılım" ın altında gümbürdeyen harika bir yürek var.
Y se hizo según una fórmula, pero muy en el fondo había mucho sentimiento.
Yürek acısından başka bir şey değil.
No te causará más que dolor.
Ve anlık bir yürek acısının sahip olduğun fırsatları yok etmesine izin vermeyeceğim.
No quiero que un dolor eche a perder lo que se te pueda presentar.
Peki ya bende işimi bırakacak yürek olsaydı?
Si hubiera tenido agallas para dejar mi empleo...
Yürek acısı, kahkaha...
Pena, risa...
Hal'deki yürek bende yok.
Yo nunca me pelearía así con alguien.
- Teşekkürler, cesur yürek.
Gracias, estúpido.
Daha yürek parçalayıcı olanlar bir nisan akşamı yaşandı.
Todavía más angustiosos fueron los acontecimientos de una tarde de abril.
- Nerede sende o yürek bücür!
¡ No tienes las agallas, hombrecito!
Nerede sizde o yürek!
No tienen agallas.
Ben Aslan Yürek Richard. Memnun oldum.
Soy Ricardo Corazón de León.
Sende yürek yok, K-Mart.
No tienes agallas, baratija.
Haydi, Cesur Yürek.
Vamos, Braveheart.
Bence bu korkutucu bir şey. Cesaret, yürek isteyen bir iş. Siz kanun kaçağısınız değil mi?
Y si eso los asusta o va en contra de las leyes del hombre o lo que sea no sé, igualmente están al margen de la ley, ¿ no?
Ama yaralı bir yürek, yaralı bir bedenden daha geç iyileşiyor.
Pero el alma tarda más en curarse que el cuerpo.
- Bende kangal gibi yürek var.
Tengo muchas agallas.
Onda aslan gibi yürek vardı.
Ella tenía el corazón de un león.
Hey, cesur yürek, biz de oyuna girsek?
Oye, "Corazon Valiente", ¿ Podemos jugar?
Çünkü sende yürek yok.
Porque no tienes cojones.
Kolay gelsin diyorum çünkü böyle bir kızla yaşamak yürek ister.
Te lo decía porque hace falta con una chica así.
Bizim cesur yürek Smith mi bu?
Pero si es Pow-Wow Smith.
Çelik Yürek'le tanıştın mı?
Es Bolas de acero.
Amonyum fosfat yüküyle uçmak yürek ister.
Volando solo por ahí con una bodega llena de fosfato de amonio?
Çünkü o sadomazoşistik derinin ve o sert kız imajının altında sadece bir yufka yürek.
¿ Sabes qué? Debajo de todo ese cuero sadomasoquista... y de esa imagen de chica ruda, es muy sensible
Aynı yürek hoplatan gülümseme. Muhtemelen 15 kilometrelik inat damarını gizliyordur.
La sonrisa de rompecorazones que esconde una gran testarudez.
Kaptanlik demek, önsezi ve yürek demektir.
Es cosa de intuición y corazón.
Çünkü sende o yürek yok!
Porque no tienes el valor necesario.
Lisa böyle bir yere gelmek iyi yürek ister.
Ése es un acto difícil de superar, Lisa.
Eminim çok yürek yakmışsınızdır.
Seguramente fue el rompecorazones.
- Yürek.
- Qué pelotas.
Buraya gelip bunu söylemek yürek isterdi. Anlayışın için teşekkür ederim.
Tú hiciste la cama y yo no quiero dormir en ella.
Şimdi kırıldı bir aziz yürek, iyi geceler tatlı prens ve meleklerin uçuşları şarkılar söylesin sonsuz istirahatinde.
se rompe un noble corazón, buenas noches, dulce principe y volando los angeles cantarán en tu descanso, amigo.
Soğur yürek, bilek kemik olur Soğur, evinden uzak yolcu olur
# Frío el corazón, la mano, el hueso Frío sufren los viajeros lejos #
Tanrı sana çelik gibi bir irade ve Meryem aşkıyla çarpan bir yürek versin.
Que Dios ponga el acero del Espíritu Santo en su espina y el amor de la Virgen en su corazón.
- Yürek! - Yürek! Yürek mi?
¡ El corazón!
Yürek papaz intihar demek.
Rey de corazones gana.
Cesaret ve yürek.
Agallas y valor.
... kılıcımı ve yüreğimi ortaya koyarak yaşayacağım. Kenshin'in ismi kılıç ve yürek kanjilerinin birleşmesinden oluşur. Tomoe'nin gülümsemesinin bana gösterdiği kefaretimin yanıtı.
Es la única respuesta que tengo para Tomoe.
Çelik Yürek.
Bolas de acero.
Bu çocukta yürek yok.
- ¿ El corazón?