English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zanaatkâr

Zanaatkâr tradutor Espanhol

47 parallel translation
Düşmüş olabilirim, ama ben bir zanaatkârım.
Yo soy artesano.
"Ben hâlâ bir zanaatkârım!"
"¡ Yo soy un artesano!"
Bir zanaatkâr, tek başına kelimeleri peş peşe sıraya koyuyor. Mekanize edilemeyecek bir iş bu.
Este trabajo tan solitario, artesanal..... el meter esforzadamente una palabra tras la otra..... este trabajo imposible de mecanizarse.
Zavallı zanaatkârı anlattım sana...
Te hable de un pobre artesano...
Kendi toprağına sahip 254 çiftçiye ek olarak, 39 zanaatkâr, 92 topraksız rençber ve 11 asker bulunuyordu Ljuder'de.
Había 254 terratenientes 39 artesanos, 92 granjeros y 11 soldados, todos estos arrendatarios.
Yani, senin baban zanaatkâr mıydı?
Tu padre era un hombre de la profesión.
Ben - - Ben bir espiri zanaatkârıyım.
Soy un... perfeccionista del chiste ahora, así que...
Ve sizler farkında olsanız da olmasanız da işte busunuz ; birer zanaatkâr.
Y se den cuenta de ello o no, éso es lo que ustedes son. Artesanos.
Sizde bir zanaatkârın elleri var, sanatçının değil.
Tiene manos de artesano no de artista.
200 yıl önce bir zanaatkâr tarafından yapılıp yüzüne mükemmel oturan bir antika.
Si, una antiguedad hecha por artesanos hace 200 años y perfectamente esculpida a tu cara.
O zanaatkâr... oyuncakları bitki boyasıyla boyuyormuş.
Es artesano... trabajaba en una fábrica pintando juguetes a mano.
Ben bir zanaatkârım.
Solo soy un artesano.
Bu kılı kırk yarıp özen gösteren zanaatkâr neden vücudu alelade şekilde kesip biçmiş?
¿ Por qué este artesano puntilloso daría cuchilladas tan descuidadas?
Dünyanın asla tanımayacağı en iyi 9 zanaatkâr bu muhteşem parçaların oyma sürecinde parmaklarını, bacaklarını ve yaşamlarını kaybetti.
Nueve de los más finos artesanos que el mundo llegará a conocer perdieron sus dedos, miembros y vida... en el proceso de esculpir estos gloriosos pilares.
Harika bir adam, köyün zanaatkârı.
Es un gran hombre, y el artesano del pueblo.
Önemsiz bir zanaatkârım sadece.
No soy más que una mera artesana.
Beni zanaatkâr olarak tanımasını istemem değil mi?
No quiero que ella sepa que soy un comerciante, ¿ no?
- Bir zanaatkâr.
- Es un artesano.
Bir zanaatkâr heykel yaparken bunu takardı hakikaten.
Esto es lo que un artista usaría mientras esculpe.
Oh, evet. Zanaatkâr elinden çıkmış bir içki fabrikası. - Olurda oğlun susarsa diye.
Vale, una destilería artesanal, por si tu chico tiene sed.
- Zanaatkâr, Bay Reid.
- Artesano, Sr. Reid.
Destekçisi olduğunuz düzenbazın izini ısrarla süren bir zanaatkârı.
Un artesano que persigue a una empresa fraudulenta que usted auspicia.
Bir zanaatkâr yapmış.
Yo diría que es un especialista.
Belki, varoşlardaki bir zanaatkâr.
Quizás un especialista del suburbio.
Zanaatkâr mı?
Especialistas.
Ya bütün bunların arkasındaki zanaatkârı bulursam?
¿ Qué pasa si encuentro al especialista detrás de todo esto?
Kafayı yemediğini kanıtlamanın tek yolu üniteyi başkalaştıran zanaatkârı bulmak.
La única manera de probar que no estás loco es encontrar al especialista que alteró esa unidad.
Gördüğün şey ancak bir zanaatkârın işi olabilir.
Lo que viste sólo pudo ser obra de un especialista.
Zanaatkârı kim bunun?
Vamos. ¿ Quién carajo es el especialista?
- Yok zanaatkârı. - Dışarı!
¡ No hay especialista!
Dışarı! - Zanaatkârı kim?
¿ Quién es el especialista?
Zanaatkârın orada olacak.
Tu especialista estará ahí.
- Zanaatkârını buldun mu Jacq?
¿ Encontraste a tu especialista, Jacq?
En sonunda. Majesteleri. Zanaatkâr.
Por fin, su majestad, el especialista.
Zanaatkârın.
Su especialista.
Zanaatkâr yokmuş.
No había especialista.
Her sabah zanaatkâr kapuçino fotoğraflarına bakmak zorunda değilim.
No tendré que ver cada mañana tus fotos de capuchinos artesanales.
Kötü bir zanaatkâr, suçu aletlerine atar.
Un mal artesano culpa su herramienta.
- Bir zanaatkârın yanındaymış.
- Trabajando para un artesano.
- Bir zanaatkârın yanında çalışmaya.
- A trabajar como esclavo de un artesano.
Zanaatkâr işi.
Artesana.
- Zanaatkâr tostu o.
Son tostadas artesanas.
Bizler zanaatkârız.
Y somos comerciantes.
Tam bir zanaatkâr, detaylara muazzam dikkat eder.
Una verdadera artesana, con excelente atención al detalle...
Bıçak yerine kaşık yapan bir zanaatkârı işe almalısın.
Yo le encargaría a un artesano que te pusiera una cuchara en lugar de la cuchilla.
Amatör zanaatkâr ve sanatçılar için evrensel bir İnternet satış yeri.
Es un mercado global online para artesanos.
Zanaatkâr, alim.
Artisan, estudioso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]