Zannetme tradutor Espanhol
181 parallel translation
Kendini bir şey zannetme.
Tú tampoco luces tan bien.
Ama sakın kendimi koruyamayacağımı zannetme.
Pero no crea que no me voy a proteger.
- Beni aslında neşeli zannetme bu sadece, 20 yıla elveda demenin en az zor yolu.
No se deje engañar por mi aire feliz. Es la forma menos difícil de decir adiós a 20 años.
Beni Johnny zannetme ihtimalleri var.
Puede que me tomen por Johnny.
Bundan bahsetmeyeceğimi zannetme.
No creas que no hablaré de ello.
Zannetme ki benim çiftliğimi neden istediğini bilmiyorum, Campbell. Çünkü biliyorum.
Y no crea que no sé por qué quiere precisamente mi rancho, porque lo sé.
Seni kınadığımı zannetme sakın, ama hasta numarası yapanlar olabilir.
No es por usted, pero siempre hay listillos.
20 yıldır yaptığın kaçak avcılığı bilmediğimizi zannetme.
A mí, que durante 20 años le he comprado capturas con la caza cerrada.
Seni görmedim zannetme.
No crea que no la he visto.
Bu hayatta beni tutan ne var? Şaka yapıyorum zannetme.
Qué más puedes pedir a la vida, hasta me parece imposible.
Senden korktuğumu zannetme.
¿ Piensas que tenía miedo de tí?
Düşünmediğimi zannetme.
No creas que no lo sé.
Zannetme.
No pienses.
Yüzbaşısın diye buranın patronu olduğunu zannetme.
Aunque sea capitán, no crea que es usted quien manda aquí.
Aklımı kaçırdığımı zannetme.
Sólo que, no pienses que me he vuelto loco.
Toplayacağımı zannetme!
¡ Y no pienses que voy a arreglar esto!
Yarattığımız bu kopyaların boktan robotlar olduğunu zannetme sakın.
No crea que los duplicados creados son simples robots.
Sakın kendini samimi zannetme ya da dürüst.
Oh, no creo que seas particularmente sincer.
Kendini bir bok zannetme.
¡ Oye! No creas que tú tienes la llave de oro en este lugar.
Daha iyi biri olduğunu zannetme.
No creas que eres algo mejor.
Tatlı yiyeceğini zannetme.
Ojalá no esperes postre.
Herkesle yattığımı zannetme.
Porque no me voy acostando por ahí.
Aklından geçenleri bilmediğimi zannetme.
No creas que no sabía lo que estabas tramando en tu mente.
Direklere tırmanıp senin kıçını kurtarmaktan başka... yapacak işim yok zannetme.
Crees que no tengo mejor cosa que hacer que andar subiendo torres... y arrastrar tu peludo trasero abajo.
Adi bir çift küpe göndererek bir şeyler yapabileceğini de zannetme. Fakir bir kızın kulaklarına bir çift küpe.
No te creas que puedes hacer lo que quieras por haberme regalado un par de pendientes.
Bunu o kadar zor zannetme.
No te lo tomes tan mal.
Benimle s.kişeceğini zannetme!
¡ No me jodas!
Onunla beraber Tanrı'yı bulacağını zannetme.
- No creas que vas a ir con él.
Duymadım zannetme.
Escuché lo que decían.
Bak, evime gelip, bana kendimi kötü hissettirmeye çalışacağını zannetme.
Oye, no creas que vas a venir a vivir a mi casa... para hacerme sentir mal.
Kendini bir şey zannetme.
No se eche flores.
Bitti zannetme.
Actúas como si todo hubiera acabado.
Annemle bir kez bademcik tenisi yaptın diye onu tanıdığını zannetme.
Sólo porque le repasaste las anginas con la lengua no significa que la conozcas. Créeme, no puedes hablar con ella.
Kazanamayacağımı zannetme. Öz babalar her gün bu tür davaları kazanır.
Muchos padres biológicos ganan casos como éste todos los días.
Sırf bugün sarayında yatmayacaksın diye kötü olmadığını zannetme.
Sólo porque no tienes que dormir en tu palacio de una sola pieza... no empieces a pensar que eres malo.
Hey. Beni kandırdığını zannetme.
No creas que puedes engañarme.
Bu yazıyı yazıyorum çünkü sinirliyim... ve ailelerinize bir şeyler söylemek istiyorum, çocuklarınızı hetoroseksüel zannetmeniz... onlara acı verebilir.''zannetme'de iki tane n kullanmamış mı?
"Escribo esto porque estoy enfadado y..." "... quiero que los padres sepan que asumir que sus hijos... " "... son heterosexuales puede causarles dolor. "
Sadece hamile oldugun icin son sözü senin söyleyecegini zannetme.
Aunque estés embarazada, no te saldrás siempre con la tuya.
Aşkı dünyadaki tek önemli şey zannetme.
No apuestes todo en el amor.
Bölgende iki üç kişi öldü diye kendini bir şey zannetme.
No te hagas el moralista porque tienes dos cuerpos sin vida en el jardín.
Ve buraya senin için geldiğimi zannetme, hayır!
Y no caer en la ilusión que he venido aquí para ti... no!
Zannetme, beynini kullan.
Oh, pensé que no lo hicieron No habla ruso
Birlikte 150 yıl geçirdik diye, beni tanıdığını zannetme.
Hemos estado 150 años juntos, pero no me conoces.
Bu arada o golf sopalarını son kullandığımda kötü atış yapmıştım. Bu yüzden, onları lanetlediğini bilmediğimi zannetme!
A propósito, la siguiente vez que usé esos palos jugué 110, así que no creas que no sé que los maldijiste.
Öyle olduğunu zannetme.
No te halagues.
O yüzden, saygınlık bunalımında önceliğin olduğunu zannetme.
Así que no creas que tienes la mayor autoestima baja.
Telefonda dediğim gibi, taraf tuttuğumu zannetme.
Como dije por teléfono, no quiero parecer parcial.
Benden o kadar kolay kurtulacağını zannetme!
¡ No creas que te libraras de mi tan fácil!
Ellerini onun üzerinde gezdirdiğini fark etmediğimi zannetme sakın.
Pero si incluso fingía no ver cuando le ponías las manos encima.
Kendini aslan zannetme Kenyon.
Te estás pasando.
Şaka zannetme, John.
- Voy a volver.