English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zarfın

Zarfın tradutor Espanhol

1,006 parallel translation
Tüm bu süreç zarfında, de Winter'in elini tutacaksın çünkü buraların kodamanı o ve sana kendisiyle yemek yeme iznini veren de o.
Piensa apoyar a de Winter en este proceso. Sólo porque es un pez gordo en la zona y le permitió cenar con él.
Lütfen anahtarı alıp 237 numaralı posta kutusunu aç beni zarfın içinden çıkartıp öp.
Toma tu llave, abre la casilla de correo 237 sácame de mi sobre y bésame.
John zarfın içindeki, laboratuarımda - D- olarak işaretli dolabın anahtarı. Hemen oraya gidip A-M-S ve Z olarak işaretli örnekleri evine getir.
John - adjunto la llave del cajón del laboratorio marcado D, ve y coge los frascos marcados A, M, S y Z y tráelos a tu casa.
Zarfın üzerinde yazıyordu, gördüm.
Espera. Lo he visto en el sobre.
Düşürdüğün zarfın üzerinde gördüm.
Lo he visto en uno de los sobres que se te cayeron.
Bu zarfı korumak. Başıma bir şey gelirse, bu zarfın Sherlock Holmes'ün eline geçmesini sağla.
Guarda este sobre y si me pasa algo... haz que llegue a manos de Sherlock Holmes.
Zarfın içindekileri analiz ettiğinizde hangi sonuca ulaştınız?
Cuando Ud. analizó el contenido de este sobre ¿ qué encontró?
Adres zarfın üzerinde.
Sí, señor. Buenas noches, señor.
Ama aksiliktir ki, kederinin yarattığı basiretsizlik sebebiyle Paul, zarfın üzerine Agathe yerine kendi ismini yazmıştı.
La desgracia es que Paul, trastornado por su dolor, en vez de poner el nombre de Agathe, puso el suyo.
Parayı bir zarfın içine koy ve herhangi bir şey yazmadan masasına bırak.
Ponlo en un sobre sin nombre y déjaselo encima de la mesa.
- Mühürlü zarfınız var mı? - Tabi.
- ¿ Tiene un sobre con sello?
Bu zarfın içinde gidecek numaraların listesi var.
En este sobre hay una lista de números de los que irán.
bu zaman zarfında kimse bir yere kaybolmasın.
Esta vez no se perderá nadie.
Güney Amerika'nın derinliklerine olan bu gezide o uzun süre zarfında gözden uzaktı.
En este viaje a la Sudamérica más profunda, él sencillamente desaparecía durante largos periodos.
X-C yoğunlaştırıcıları bir zarfın içinde mi?
Lo hice. ¿ Condensadores X-C en un sobre?
Boncukların içinde olduğu zarfın üzerindeki adres ne?
¿ Qué remite llevaba la carta en que venían las esferas?
Suratsız'ın parası şu cepteki sarı zarfın içinde.
Dinero de Sin Rostro... en un sobre amarillo que llevas en el bolsillo.
Paranın yarısı zarfın içinde, diğer yarısını da iş bitince alacaksın.
La mitad de la pasta está en el sobre. Tendrá la otra mitad al acabar el trabajo.
Zarfın üstünde numara yazılı.
- Hay un número en el sobre.
Direkt zarfın üzerine yazmış, " Yaz boyunca İtalya'da olacağım.
Sólo ha escrito en el sobre : Me voy a pasar el verano a Italia.
- Evet, ama ben bu süre zarfını diyorum.
Ya, pero a veces, esto...
"Sayın beyefendi, " Adıma yaptığınız tüm harcamalar kalem kalem bu zarfın içinde listelenmiştir. "
Adjunto una lista detallada de todos los gastos que le causara.
Pul yerine öpücüklerimi koyarım zarfın üstüne
En vez de un sello, le puse un beso
Bu zaman zarfında sen de yazın dondurma satmaktan daha iyi bir iş bulmalısın.
Tú, a estas horas, podías tener un buen empleo,... en vez de tener que dedicarte a vender helados en verano.
Bu zaman zarfında bana sık sık mektup yazdın ve mektupların senin gibiydi, onlar yazılmıştı :
Durante ese tiempo me escribiste a menudo y tus cartas se parecían a ti, que era quien las escribía :
Hep gözümüzün önündeydiler, ama kimse zarfın üzerine bakmadı. Bayan Lampert, Beni dinleyin.
El dinero estaba a la vista de todos, pero a nadie se le ocurrió pensar en los sellos.
Zarfın içinde hizmetlerimiz ve yaptığımız masrafların ayrıntılı bir faturasını bulabilirsiniz. "
"Adjuntamos nuestra factura junto a la lista de gastos".
Evet, zarfın üzerindeki 4 penilik pulu görmemle desteklenmiş bir tahmin.
Sí, apoyada en el hecho de que el sobre llevaba un sello de cuatro peniques.
Bu süre zarfında senden bir haber alamazsak, devre dışı bırakılacaksın.
Si no oigo de usted en tres días, voy a escribir.
Zarfın içine küçük bir defter kondu.
Ese sobre contiene una pequeña libreta...
Bu zarfın içinde 800 dolar var. Senin 100 tanesini muhafaza edebilirsin,
Hay $ 800 en este sobre, son suyos o quédese con las 100 cabezas, todas de primera calidad.
Farz et ki o süre zarfında yürüyüşte olduğumu söyledim. Bana inanır mıydın?
Y que eso era lo que hacía, ¿ me creería?
Oradaki memur da bizden zarfın içeriğini tamamlamamızı istedi. Bu arada A bürosunun yazısının üstünden aylar yıllar geçmişti.
De forma que este servicio nos pidió completarlo, pero entretanto habían pasado meses, o incluso años.
- Yerde bir zarfın içindeydi.
Estaba escondido en un sobre en el suelo.
Bir zarfın içinde 60.000 dolar ile uçağa bindi.
Así que ella se subió a un avión con 60.000 dólares en un sobre.
Bir zarfın içinde zümrütlerin adresini gösteren bir harita bulacaksın.
Te dejaré un sobre a tu nombre diciendo dónde está.
Mektup ve zarfın üzerinde sadece benimkiler var.
¿ Y las huellas dactilares? Sólo las mías en la carta y el sobre.
Zarfını çıkar ve saçları topla.
Saque el sobre para guardar cabellos.
- Buldum... Buraya ilk geldiğimizde, üstünde adının yazılı olduğu bir zarf buldum sanırım.
Encontré... creo que encontré un sobre para él.
Sevgili Bay Stone. Ayrı bir zarf içinde planların kopyalarını yolluyoruz. Ayrıca sizi temin etmek isteriz ki...
Estimado señor Stone : en sobre aparte, les enviamos una copia de los planos y nos es grato comunicarles que...'
Delil kabul edilen zarfı göstereyim. Tanıdınız mı?
Le enseño este sobre. ¿ Lo reconoce?
Polly masada bir zarf içinde bir sonraki haftanın kirasını buldu.
polly encontró en Ia mesa un sobre con eI importe de otra semana.
Karınız için bir zarf var. İşten ayrıldıktan sonra geldi.
Tengo algo para su mujer, llegó después de irse al trabajo.
Ve yanılıyor olabilirim ama para talep eden, hiç böyle bir zarf aldın mı?
¿ Ha recibido un sobre como este pidiéndole dinero?
Compton'ın sandığında bu zarfı buldum ve buharla açılmıştı.
Encontré este sobre en el cofre de Compton. Ha sido abierto con vapor.
Ölümünden sonra Compton'ın kamarasında bu zarfı buldum.
Encontré este sobre en el camarote de Compton tras su muerte.
Raporu ele geçirdi, buharla zarfı açtı ve görebileceğiniz gibi dolandırıcının yılda ne kadar kar ettiğini hesapladı.
Interceptó ese informe, abrió el sobre con vapor y como podrá observar, calculó la cantidad de la que se estaba beneficiando nuestro delincuente al año.
Benim için sakladığınız zarfı alabilir miyim, lütfen?
¿ Puede darme el sobre que me está guardando, por favor?
Evraklar için dönerken, adamının da gördüğü Beaumont'un verdiği zarf.
El sobre que le dio Beaumont a cambio de los planos.
Zarf açacağının üzerine... Tuhaf gerçekten.
Parece un tanto extraño.
Bauer Bey varislerimi çağıracak, ve onların huzurunda, bu kapalı zarf açılacak. İçinde sahip olduklarımın bir listesi ve üç torunumun tercihleriyle ilgili verdiğim kararlar olacak.
El primer día del año que viene, el Sr. Bauer reunirá a mis herederos, y en su presencia, abrirá el sobre aquí cerrado, que contiene una lista de mis posesiones y mis instrucciones en lo concerniente a la división

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]