English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zayıflar

Zayıflar tradutor Espanhol

471 parallel translation
Neden onu savunmasın? Tipik kadın davranışı. Zayıfları korumak.
Es propio de las mujeres el instinto de protección al débil.
Zayıflar elenir.
La supervivencia del más fuerte.
- Sadece kedi gibi zayıflar.
- Algo débiles.
Pis demokrasiyi ve zayıfları yeniyoruz.
Hemos derrotado a esas sucias democracias, a esos alfeñiques.
Zayıfların kendini korumak için güçlülere ihtiyacı vardır.
Los débiles siempre tienen a los fuertes para protegerles.
Oldukça zayıflar.
Están nerviosos.
Hep şöyle derdi : "Güçlüler hayatta kalır, zayıflar ölür."
Solía decir... que los fuertes sobreviven y los débiles mueren.
Güçlüler yaşasın diye zayıflar ölür.
Los débiles son destruidos y los fuertes sobreviven.
Birinin, zayıfları öldürecek cesareti olmalıdır.
Hay que tener el valor de dejar morir a un débil.
Güçlüler zayıfların ihtiyaçlarını karşılar.
El fuerte provee para el débil.
Bir öğretmen zayıfların ihtiyaçlarını nasıl karşılar?
¿ Cómo les provee un profesor a los débiles?
Zayıflar, güçlüyü alt etmek için hep bir arada dururlar.
Los débiles siempre se unen para derribar al fuerte.
Zayıfların kuvvetlilere göğüs germesi için onları kutsa tanrım.
LO QUE NO ES NADA, PARA ANULAR LO QUE ES ".
Senin gibi pek çok iyi adam, yani iyiler ama zayıflar.
Existen muchos como usted. Tienen buenas intenciones pero son débiles, me decepcionan.
Günaha karşı koyamayan zayıflar için ve zayıf olanlardan yararlananlar için dua ettim.
He pedido por los que no han podido resistirse a la tentación... y por los que manipulan a los débiles.
Biz, zayıflarız.
Y nosotras adelgazaremos más.
Zayıflar, güçlülere hizmete zorlandı.
Los débiles fueron obligados a servir a los poderosos.
Tuğlacıların ayaklarının çamur ve samanı, Firavun'un tuğlaları için karıştırdığı çamur bedenlerin oluşturduğu bir cehennem ve her yerde ustabaşıların kamçısı zayıfların sırtını haşlamaya hazır.
Un infierno de cuerpos cubiertos de barro, donde los pies revuelven el barro y la paja, preparando la mezcla para los ladrillos del Faraón. Y por todas partes, el látigo de los estrictos vigilantes se prepara para azotar las espaldas de los cansados.
Yardıma muhtaçlar, zayıflar için, evet.
Para los indefensos y los débiles... sí.
Anlıyorsun değil mi? Bu doğanın kuralıdır. Güçlüler zayıfları avlar.
La ley del fuerte es intentar Al débil siempre despojar
Yine de hasta ve zayıflar için ilave araba temin edeceğim.
Sin embargo, proveeré más carros para los enfermos y los viejos.
Bana göre bunlar tam ari ırk değil ve biraz zayıflar. Bir askeri birliğin oraya konuşlandırılmasından sonra bolca sağlıklı, güçlü, kuvvetli safkan çocuklar dünyaya geldi.
La población no era pura desde el punto de vista racial, pero después de un año de permanencia del regimiento Leibstandarte, nacieron muchos niños sanos y vigorosos.
Sağa sağlıklılar, gençler, güçlüler, sola yaşılar, zayıflar, hastalar.
A la derecha los más jóvenes y fuertes, a la izquierda los más débiles, los viejos y los enfermos.
Kan incelir. Vücut zayıflar. Ve hafızanın unutkanlığa başlamasına insan sonunda minnettar kalır.
La sangre se diluye el cuerpo falla y finalmente, agradecemos una memoria que falla.
Yaşlı ve zayıflar...
Los ancianos, los débiles...
Senin gibi insanlar bile bizim gibi insanlar, burjuvalar, zayıflar...
Como nosotros, burgueses, cobardes.
Bence evlilik, zayıflar, benciller veya kendine güvenmeyenlere.. ... göre değil.
El matrimonio no es adecuado para los débiles... los egoístas... o los inseguros.
Zayıfları kollamak?
¿ salvar a los débiles?
Nadirdir güçlünün... karşısına dikilip, zayıfları koruyan birileri!
qué raro es encontrar a alguien que protege a los débiles y se opone a los fuertes.
Sakinleştiricinin etkisi ne kadar süre sonra zayıflar?
¿ Cuándo se pasarán los efectos de este sedante?
Bir galaksideki zayıfların kaderi.
Es el destino de los inferiores, en cualquier galaxia.
Yeterli protein almaz, çok zayıflar kemikleri çıkmaya başlar ve yüzgeçleri kopmaya başlar.
Cuando les faltan proteínas, se les marca la espina... y les caen las aletas.
Benim gibi insanlar her koşulda zayıfları korur, kim olurlarsa olsunlar.
La policía representa la fuerza, y los hombres como yo siempre defienden al débil. Sea quien sea, y esté en la situación en que esté.
Beni yenemeyecek kadar zayıflar.
Son demasiado débiles para vencerme.
Sıcak yemek olmazsa zayıflarız.
No podemos comer sin condimentos, pues enflaquecemos.
O zayıfların şampiyonuydu.
Fue el campeón de los débiles.
Bir şövalye olmak. Dışarı fırlayıp macera arayışıyla dünyayı dolaşmak. Yanlışları düzeltmek, bir cihat düzenlemek zayıfları ve ihtiyaç içinde olanları ayağa kaldırmak.
Convertirse en un caballero andante y arrancar hacia el mundo en busca de aventuras para hacer bien de todo mal y organizar una cruzada y reclutar a los débiles y a los necesitados.
Zayıflar güçlüleri böyle yener.
Así el déb1i vence al fuerte.
İsyancılar ise amatörler, ayrıca savunmada deneyimsiz ve zayıflar.
Los rebeldes son aficionados, inexpertos y con una defensa débil.
Şu anda çok zayıflar, ve kurumuş göl, uçsuz bucaksız.
Ahora están muy débiles, y el lago seco es interminable.
Ama eşim okuldaki yemeklerinin kötü olduğunu düşünüyor. Çocuklar zaten yeterince zayıflar.
Mi marido cree que son malos y ellos están muy flacos.
Sadece, korkusunu yenebilen bir kişi, o yüksek dağlara tırmanabilir. Zayıflar ise, bunu, göze bile alamaz.
Solo alguien con los nervios para superar su miedo... puede escalar la montaña más alta... cuando otros no se atreverían.
Zayıfları mı dövüyorsunuz?
¿ Pegáis al más débil?
Zayıflar için kaçacak yer yoktur.
No hay santuario para los débiles.
Deneyin bu evresinde itaat düşüncesi genellikle zayıflar.
A veces, en este caso, disminuye la obediencia.
Erkeklerden daha zayıflar, daha dayanıksızlar.
Ellas son más débiles que los hombres, menos duraderas.
Ne kadar sık olurlarsa fırtınanın onlara ulaşması o denli zor oluyor. Sadece zayıflar ve kenardakiler fırtınaya dayanamıyor.
La tormenta no les afecta, sólo a los de afuera y los débiles.
Solan kol ve bacakların zayıflar.
Tus marchitas piernas y brazos se debilitan.
Ve bizden sonraki yaşam için bir o kadar da zayıflar.
Y demasiado buenos para el tipo de vida que vendrá después.
Zayıfların hayatı, güçlüler için!
La vida del debil para fortalecer al fuerte.
- Güç nezaketle zayıflar.
- La nobleza cancela la fuerza.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]