Zehirden tradutor Espanhol
201 parallel translation
- Vahim ve öldürücü bir zehirden.
- De un veneno virulento y mortal.
Laf zehirden açılmışken, almam gereken bazı ilaçlar var.
Hablando de veneno, debo tomar unas pastillas.
Sodayı zehirden daha fazla fark edersin.
Se nota más que el sabor del veneno.
Alexander Borgia zehirden çarpılıp simsiyah öldü. İspanyol Carlos yavaş yavaş delirdi.
Alejandro Borgia murió envenenado, Carlos de España, enloquecido.
Daha önce zehirden ölen başkasını gördünüz mü?
¿ Ha visto alguna vez morir a alguien más envenenado?
Fincanı falan boşverin. Şu zehirden bir kaşık verin bana, yeter.
No, no se moleste por la taza, deme una cucharadita de polvo.
Kavgada kızışıp susadığınız zaman, Hamlet bir şey içmek ister nasıl olsa, öyle özel bir içki hazırlarım ki ona, bir yudum içmeyegörsün, istediğimiz olur senin zehirden kurtulacak olursa.
Cuando estéis acalorados y sedientos y él pida de beber,... tendré preparada para él una copa. Un sorbo bastará,... si por casualidad escapa a vuestro veneno,... para nuestros propósitos.
- Demetrius, şu zehirden bize de koy.
- Demetrio, sírvenos ese veneno.
Galliano ve Fabio zehirden öldüler.
Galiano y Fabio murieron envenenados.
Eğer size bu zehirden bir havuz bulduğumu söyleseydim ne derdiniz, Doktor?
¿ Qué diría si le dijese que encontré charcos de ese veneno?
Sorun çıkaranlardan korkmuyorum. Kılıçtan, zehirden veya ihanetten de korkmuyorum.
No temo la sedición, ni el puñal, ni el veneno, ni la traición.
Fareler zehirden ölüyordu. Ama yüzleri, insan yüzüydü.
Había ratas muriendo envenenadas, pero tenían caras humanas.
Bayan Bates ilişkide olduğu adamın evli olduğunu öğrenince onu zehirledi ve sonra aynı zehirden kendi de içti.
La Sra. Bates envenenó al hombre con quien tenía una relación cuando se enteró de que estaba casado, y luego ella misma se tomó un poco de lo mismo.
- Gübre kokusu zehirden iyidir!
Mejor el estiércol que el veneno.
Hangi zehirden alırsınız?
- Gracias. Escoja su veneno, querida dama.
Sefil Marat küvetteki bedenin baştan aşağı sırılsıklam zehirden.
Pobre Marat. Estás en tu bañera, tu cuerpo empapado y saturado con veneno.
Hangi zehirden kattın buna!
¡ Aún te envenenas!
Ama bu zehirden geriye kalanlar felâket, intikam arzusunun cezası ve bu salgından kurtulmaktı.
Pero es un veneno que tiene los efectos de una plaga, es un vengativo azote, un epidémico redentor.
Zehirden olmuş zamansız ölümü.
Es veneno, que ha sido su fin inoportuno.
Zehirden kurtulmanın tek yolu ameliyat.
La única manera de eliminar el veneno es la cirugía.
Hoca bisküvideki zehirden öldü.
El Maestro fue asesinado por veneno en las galletas.
Sanki bir zehirden bahseder gibisiniz!
Lo hace parecer un veneno.
Korkum yok İftiradan ve zehirden.
No esquivo la blasfemia ni el veneno.
Mürettebat bu nedenle zehirden haberdar olamadı ve dışarı çıktı.
Es por eso que la tripulación no sabía sobre el veneno y se fue.
Zehirden daha kötü bişeyle!
¡ Peor que con el veneno!
Senle ölmek bu zehirden ölmekten iyi.
Es mejor morir contigo que con veneno para ratones.
Benim için zehirden farksız o.
¡ Es veneno para mí!
- Kesinlikle zehirden farksız.
- ¡ Es mas que veneno!
Ve hemen geri dönme. Ah, hayır, bu zehirden yeteri kadar içtin.
No, ya has tomado suficientemente de este veneno.
Herhalde zehirden oldu.
Probablemente por el veneno.
Ciğerlerimi zehirden temizlesin... diye temiz hava... soluyorum.
Respiro el aire fresco... para limpiar mis pulmones... - del veneno.
Eğer bu zehirden şüphe ediyorsan, neden kendi üzerinde denemiyorsun?
Si duda de este veneno, ¿ por qué no Io prueba en usted?
Zehirden solunabilir havaya.
De venenoso a respirable.
- Bize zehirden bahsetti- -
- Nos habló del veneno...
Senden zehirden nefret eder gibi nefret ediyorlar, tabii ben de.
Lo odian como al veneno, también yo.
Şu anda saat gecenin 10 : 00'u, ve ani etkili öldürücü bir doz zehirden adam düşüp ölür.
Ahora son las 10 : 00 de la noche, Y cae muerto a partir de una dosis letal de veneno de acción rápida.
- Tam zehirden sözedildiği anda?
- ¿ Al tratarse el envenenamiento?
Zehirden olmalı.
Debe ser veneno... veneno.
Zehirden olmalı.
Debe ser el curare.
Zehirden arınmış gibi görünüyorsun. Kagero'ya teşekkür et.
Al parecer te deshiciste del veneno, gracias a Kagero.
Sokan Peru böceklerinin bu kadar büyük olmasının sebebi vücutlarının yüzde 80'inin tamamen zehirden oluşması.
La razón por la que la picadura del escarabajo de Perú es tan grande Es porque el 80 por ciento de su peso corporal es puro veneno D.
Vücudundaki yüklemeyi önemli ölçüde azaltan,... zehirden arındırılmış bir alan.
Una zona libre de materias tóxicas... donde su carga se ha reducido significativamente.
Kafama koydukları zehirden haberin var mı?
¿ Sabías del veneno que pusieron en mi cráneo?
Yani bu Celia Austin'i öldüren zehirden daha mı önemli?
¿ Cree usted que es más importante que el veneno que mató a Celia Austin? No.
Muhtemelen buna neden olan bir zehirden, ama zehir olsa incelemede görülürdü.
Una agente coagulante hubiera aparecido en la toxicología.
- Ne kadar çok vardı. Bu zehirden.
Cielos. ¡ Había tantas!
Zehirden olmuş demek sevgilimin vakitsiz göçmesi.
El veneno ha sido la causa de su prematuro fin.
artık ne hançerden korkusu var, ne zehirden.
¡ Ni el puñal, ni el veneno, ni los temores interno, ni la invasión extranjera,
Sonuçta zehirden kurtuldum.
¡ Pero yo tiré el veneno!
Zehirden arta kalanları.
Restos de veneno.
- Şu zehirden- -
Despáchame una dosis de veneno.