English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zehiri

Zehiri tradutor Espanhol

440 parallel translation
Bana kalsa çocuklar bir kutu sıçan zehiri gibidir.
Me gustan los niños tanto como una cuba de veneno.
Hani sıçan zehiri diyordun.
Ésa es tu cuba de veneno.
Paralı tipler benim yaptığım zehiri almak istemiyor.
La gente de dinero no compra mi veneno.
Hint zehiri.
- Una flecha india envenenada.
Bıyığında fare zehiri varmış gibi görünüyordu.
Siempre pensé que debía llevar matarratas en el bigote.
Kendine özgü zehiri damlamış.
Chorrea su tipo de veneno.
Bu yağ zehiri bozmak için olacak, buraya geleceğim ve kusup rahatlayacağım.
Este aceite detendrá el veneno hasta que vuelva aquí y tome este vomitivo.
Evet, yılan zehiri gibi bir şey var.
Sí. Es una especie de remedio curativo.
Ve onlara sana yardım ettiğimi söyle ve sana zehiri veren Joanna idi ve seni öldürmeğe çalıştı.
dígale que yo Ie ayudé y que fue Johanna... quien Ie envenenó e intentó asesinarle.
O lapa, kesinlikle zehiri dışarı emecek olan şey.
Este cataplasma succionará todo el veneno.
Sokrates zehiri içti.
Sócrates bebió veneno.
baldıran zehiri, çok öldürücü.
Jugo de cicuta, muy mortífero.
Tohumluk mısır... sıçan zehiri.
Maiz de siembra... veneno para ardillas.
Zehiri kalbine pompalamaya mı çalışıyorsun?
¿ Quieres que el veneno te llegue al corazón?
Fare zehiri koysam mı üstüne?
¿ Debería frotar veneno para ratas en ella?
Zehiri koyan kişi aileden biriyse o da hastalanmalıydı.
Si el envenenador es miembro de la familia tenía que enfermar él también.
Güller için böcek zehiri aldım.
Te traje insecticida para las rosas.
Hintller den zehiri ve panzehiri,
En la India, venenos y antídotos.
Ben, zehiri çaldım Ve Plotters ile bir anlaşma imzalamışlardı.
Robé el veneno y un pacto firmado por los conspiradores. No te rías.
- O zehiri senin çaldığını bilseydi, Hayatın tehlikeye girerdi.
Si supiera que robaste el veneno, tu vida correría peligro.
O zehiri bulmakta çaresizdi.
Está desesperado por hallar el veneno.
Clement Tonnel, Conde'nin casusu, Anjelik'in zehiri çaldığını biliyordu. - O planlarına kulak misafiri oldu, Bu yüzden onun hayatı tehlikede. Ama, onu elde etmek için, Beni yok etmek gerekliydi..
Clément Tonnel, el espía de Condé, sabía que Angélique lo había robado y oído sobre la conspiración, así que su vida corría peligro, pero, para llegar a ella, yo debía ser eliminado.
Çocuğunu sucuk alması için gönderdi sonra da içine ot zehiri koydu.
Envió a su hijo a comprar media libra de salchicha con ajo y luego la llenó de herbicida.
Conde'yi gördüğün zamanki, zehir kutusunu - İçirilecek zehirin kutusunu komplocuları birbirine bağlayan zehiri,
Viste a Condé tomar posesión de la caja conteniendo el veneno y el pacto que unía a los conspiradores.
Acı çeken insanlık adına, bu konvoyu durdurmanız ve taşıdıkları zehiri imha etmeniz için size yalvarıyorum.
En nombre de la humanidad que sufre, le suplico que los detenga y que destruya el veneno que llevan.
Zehiri ter ile bünyesinden dışarı atacağız.
El veneno saldrá de su cuerpo en forma de sudor.
Ona pan zehiri verin!
Dale el antídoto.
Borgia bitkisi, en ölümcül özelliği alkaloid zehiri.
Planta Borgia. Su única propiedad mortal es el veneno alcaloide.
Vulcanlılar için en hızlı, en ölümcül zehiri.
El veneno más fuerte para un vulcano.
Ondan pan zehiri iste!
Pídale el antídoto.
şimdi bana pan zehiri ver neden vereyim ki?
Dame el antídoto. ¿ Por qué te lo iba a dar?
Pan zehiri ver bari de, evime geri döneyim!
Dame el antídoto y regresaré al Pantano del Dragón.
Sana pan zehiri vermeyeceğim!
No te daré el antídoto.
benimle savaşamayacak kadar güçsüzleştin, ama eğer pan zehiri verirsem... tekrar güçlenip beni engellemek istersin!
Ahora estás demasiado débil para luchar contra mí. ¿ Qué podrías hacerme?
Hadi ona pan zehiri verip serbest bırakalım!
Déjanos darle el antídoto y dejarla libre.
"Fare zehiri" olarak bilinir.
Comúnmente se le conoce como "veneno para ratas".
zehirleyiciler, zehiri çorbaya ya da çaya koyamazlar.
Los envenenadores no pueden echarlo en la sopa o en el té.
Garajda fare zehiri buldum.
Encontré veneno para ratas en el garaje.
Zehiri ilacına karıştırdım.
Lo eché en su medicina.
Yeri gelmişken, o sarmaşık zehiri idi.
De hecho, era hiedra venenosa.
Bende sarmaşık zehiri olduğunu bilmiyorsunuz bile.
Ni siquiera sabe si tuve una erupción por hiedra venenosa.
Borgia bitkisi- - en ölümcül özelliği alkaloid zehiri.
Planta Borgia, contiene únicamente veneno alcaloide.
Zehirli hava soluduğumuzu, ama senin, zehiri rayihaya çevireceğini söylüyor.
Dice que el aire que respiramos está envenenado. excepto tú, que conviertes el veneno en bálsamo.
derenin yukardaki akıntısından... zehiri döktüm
Puse veneno corriente arriba en el arroyo.
"Romeo ve Juliet" de anlamadığım tek şey neden Romeo'nun zehiri içmekte acele ettiği.
Lo que nunca he entendido de Romeo y Julieta, es por qué Romeo se tomó el veneno tan rápido.
O günlerde zehiri o şekilde içerlermiş.
Bueno, así se envenenaban en aquella época.
Susturan zehiri... sesini kısacaktır!
Droga silenciadora Esto matará tu voz
Her tankta farklı gübre ve böcek zehiri var.
Cada tanque tiene un fertilizante y pesticida diferente.
Birinin üstünde fare zehiri var.
Uno de ellos tiene matarratas.
Zehiri emmeye hazırdın.... Bunun için müteşekkirim....
Sam Hollis usted estaba dispuesto a extraerme el veneno y le estoy agradecido.
"FARE ZEHİRİ"
MATARRATAS

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]