English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zeuthen

Zeuthen tradutor Espanhol

187 parallel translation
3-2-Alfa. Sekiz kişiden oluşuyormuş. Raben takım lideriymiş.
La niñera ha llamado, dice que Maja Zeuthen ha recogido a los niños del colegio.
- Neden? - Neden onu göremiyorum? Myg Poulsen öldürüldü.
La policía continúa buscando a la hija de Robert Zeuthen, Emilie Zeuthen.
Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor. Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor.
Al igual que el PM, Kamper ha comenzado su gira electoral por las provincias... hemos recibido confirmación de que la hija de Robert Zeuthen ha sido secuestrada.
Kısa süre önce. Bakalım. Belki patikayı seçmişlerdir.
Sólo hoy la compañía de Zeuthen, Zeeland, ha confirmado su apoyo a los planes económicos del Primer Ministro para la crisis.
- Sadece bir iskele var. Thomsen'ın teknesi var!
Acabamos de recibir noticias de la desgracia que ha caído en la familia Zeuthen.
Ama bir uzlaşmaya varmayı başardık.
No creo que a Emilie Zeuthen le importe eso. Si crees que la cagué no tienes que defenderme delante de Brix.
Ve sonuncusunun da şahidi iyi.
- Y termina perjudicando a tu salvador Zeuthen.
Benim aklım başka yerdeydi.
Estoy investigando el secuestro de Emilie Zeuthen y los asesinatos del barco.
Maja Zeuthen telefonda. Acil diyor.
Maja Zeuthen está al teléfono, dice que es urgente.
Robert Zeuthen şu anda kurulla toplantıda. Ne kadar sürer bilmiyorlarmış.
Robert Zeuthen está reunido ahora con la junta, no saben por cuánto tiempo.
... kurul Robert Zeuthen'a çalım atmaya çalışıyor.
La junta está intentado hacer un final de carrera alrededor de Robert Zeuthen.
Ama masanın başında hâlâ Zeuthen oturuyor.
No, pero es todavía Zeuthen quién está al mando.
Kaynağım bu akşamki toplantıda Zeuthen'ı tuzağa düşürmeyi planladıklarından emin.
Mi fuente es cierta y planean maniobrar con Zeuthen en la reunión de esta noche.
Niels Reinhardt. Robert Zeuthen'ın özel asistanıyım. Bir şey buldunuz mu?
Niels Reinhardt, asistente personal de Robert Zeuthen. ¿ Encontraste algo?
Bu durum Zeuthen'ı endişelendiriyor.
La situación preocupa a Zeuthen.
Bakıcı aradı. Diyor ki çocukları okuldan Maja Zeuthen almış.
La niñera ha llamado, dice que Maja Zeuthen ha recogido los niños del colegio.
Birçok Zeeland kaynağı Robert Zeuthen'ın kendi yoluna gideceğini doğruluyor.
Varias fuentes de Zeeland confirman el testimonio, que Robert Zeuthen está en su camino de salida.
Polis hâlâ Robert Zeuthen'ın dokuz yaşındaki kızı Emilie Zeuthen'ı arıyor.
La policía continúa buscando a Emilie, la hija de Robert Zeuthen.
Emilie Zeuthen'ın kaçırılması olayını ve gemideki cinayetleri soruşturuyordum.
Estoy investigando el secuestro de Emilie Zeuthen, y los asesinatos del barco.
Zeuthen'ın kızı kaçırıldı, Başsavcı Yardımcısı öldürüldü.
La hija de Zeuthen secuestrada, el fiscal general adjunto asesinado.
İçinde Emilie Zeuthen'ın adı geçiyor mu? Hayır.
- ¿ Se mencionaba a Emilie Zeuthen?
Emilie Zeuthen'ın başına bir şey geleceğini öngöremedik. Aksi hâlde harekete geçerdik.
No podíamos predecir que algo ocurriría a Emilie Zeuthen, o habríamos actuado.
Zeuthen bizim destekçilerimizden biri.
Zeuthen es uno de nuestros apoyos.
Bu olayı en ince ayrıntısına dek araştırın ve hiçbir şeyin kız aleyhinde bir komploya işaret etmediğini gösterin.
Mira esto con lupa, y demuestra... que nada indicaba un complot contra Emilie Zeuthen.
Bay Zeuthen, ne yazık ki gitmenizi rica etmeliyim.
Sr. Zeuthen, me temo que tengo que pedirle que salga.
Robert Zeuthen geldi. Sorumlu biriyle görüşmeden gitmeyi reddediyor.
Robert Zeuthen está aquí, rechazó irse... hasta que haya hablado con alguien a cargo.
"Zeuthen'ın Kızı Kaçırıldı"
"Secuestrada la hija de Zeuthen".
Bir şeyler yapmalıyız. Ağabeyin Zeuthen olayına odaklandı.
Tenemos que hacer algo, tu hermano se centra demasiado en el asunto Zeuthen.
Kızı kaçıran adamla görüşmeler tekrar başlamış. Bir de Emilie Zeuthen'ın bir resmini almışlar.
Han reanudado el diálogo con el secuestrador, y recibido una foto de Emilie Zeuthen.
Bu olayla Emile Zeuthen'ın kaçırılması olayı arasında bir bağlantı var mı onu araştırıyoruz.
Estamos investigando si hay una conexión... entre esto y el secuestro de Emilie Zeuthen.
Gördüğünüz gibi, Emilie Zeuthen'a karşı bir tehdit olduğuna inanılması için bir neden yokmuş.
Como puedes ver, no había base para creer... que había una amenaza sobre Emilie Zeuthen.
Zeuthen büyük bir fidye miktarı belirlemiş.
El SIS me acaba de informar que Zeuthen se ha decidido por una cantidad considerable.
Zeuthen bir rakam belirledi mi?
- ¿ Eligió un número Zeuthen?
Zeuthen fidye rakamını yükseltmek zorunda kaldı. Vakti de dar. Onun için dua ediyorum.
Zeuthen necesita recaudar una gran suma de dinero... en un tiempo determinado, así que cruzaremos los dedos.
Zeuthen'dan haber var mı?
- ¿ Alguna noticia de Zeuthen?
Zeuthen'ları uzak tut.
Mantén a los Zeuthen a distancia.
Zeuthen'lar geliyor.
Los Zeuthen están llegando.
Zeuthen hangi cehennemde?
¿ Dónde demonios está Zeuthen?
Zeuthen nerede?
¿ Dónde está Zeuthen?
Çocukları okuldan Maja Zeuthen almış.
La niñera ha llamado, dice que Maja Zeuthen ha recogido a los niños del colegio.
Polis hâlâ Robert Zeuthen'ın dokuz yaşındaki kızı Emilie Zeuthen'ı arıyor.
La policía continúa buscando a la hija de Robert Zeuthen, Emilie Zeuthen.
Zeuthen ve Zeeland neredeyse kraliyet ailesi kadar önemli sayılır.
La importancia de Zeuthen y Zeeland es casi la misma que la familia real...
Tam Başbakan Kamper taşrada seçim kampanyasına başlamışken Robert Zeuthen'ın dokuz yaşındaki kızının kaçırıldığı doğrulandı.
Al igual que el PM, Kamper ha comenzado su gira electoral por las provincias... hemos recibido confirmación de que la hija de Robert Zeuthen ha sido secuestrada.
Robert Zeuthen düzenli olarak hükümete verdiği destek ve yaptığı işbirliğiyle biliniyor.
Robert Zeuthen es conocido como uno de los principales apoyos del gobierno.
Daha bugün Zeuthen'ın şirketi Zeeland,.. ... Başbakanın krize karşı hazırladığı ekonomik plana destek verdiğini açıklamıştı.
Sólo hoy la compañía de Zeuthen, Zeeland, ha confirmado su apoyo a los planes económicos del Primer Ministro para la crisis.
Zeuthen ailesinin başına gelen bu talihsiz olayın haberini daha şimdi aldık.
Acabamos de recibir noticias de la desgracia que ha caído en la familia Zeuthen.
Zeuthen mümkün olan her şeyi yaptığımızı bilsin.
Haz que Zeuthen sepa que hacemos todo lo posible.
Tamam. Aileye ve kıza olan saygımdan ne Zeuthen, ne de Zeeland hakkında tartışmak istemiyorum.
Por respeto a la familia y la niña no quiero debatir sobre Zeuthen o Zeeland.
Emilie Zeuthen'ın umurunda olduğunu sanmıyorum.
No creo que a Emilie Zeuthen le importe eso.
Buradaymışlar.
Robert Zeuthen es conocido como uno de los principales apoyos del gobierno.
Bu toplantının konusu Emilie Zeuthen'ın kaçırılması ihtimaliydi.
Sobre el tema de que era posible el secuestro de Emilie Zeuthen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]