English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zevkine

Zevkine tradutor Espanhol

429 parallel translation
Onlarla geçen yaz tanışma zevkine erişmiştim.
Tuve el placer de conocerlos el verano pasado.
Ama ben sizinle tanışma zevkine erişemedim.
Yo no tengo el placer de conocerle.
Umarım bir gün, yeteneğimi sizin üzerinizde de gösterme zevkine erişirim.
Yo también espero tener algún día el placer de demostrar esa habilidad con Vd.
Bay Carmichael, dün sizinle tanışma zevkine eriştiğimde Şanghay Zambağı hakkında şaşılacak derecede doğru bir teşhiste bulunmuştunuz ve şimdi bu görüşünüzü değiştirmenizin nedenini anlayamıyorum.
Sr. Carmichael, cuando ayer tuve el placer de conocerle me brindó un diagnóstico asombrosamente exacto de shanghai Lily y no veo ninguna razón para que lo haya cambiado ahora.
Egbert. Bugün kendi zevkine göre giyinmesine izin verdim ve neye benzediğini görüyorsun.
. ¡ Hoy dejo que se vista a su gusto y ya ves que parece!
Sanırım daha önce size hizmet etmek zevkine nail olmadık madam...
Creo que no hemos tenido el placer de servirla anteriormente, Madame...
Maalesef onunla tanışmak zevkine nail olmadım.
Por desgracia, no he tenido el placer de conocerlo.
Ama yöre halkının zevkine hitap etmek için bilete kısa bir opera ilave ettik.
Pero, para adaptarnos a los gustos del lugar, hemos añadido una pequeña ópera.
Yöre halkının zihniyetine ve zevkine hitap etmek çok güç.
La mentalidad y los gustos del público local son difíciles de complacer.
Gelecekte bir zaman onunla tanışma zevkine nail olacaksınız.
En el futuro tendrá el placer de conocerla.
Bu mücevher senin zevkine ve uzmanlığına bir övgü niteliğinde, Pépé.
- Esta joya es un tributo a tu gusto y experiencia, Pepe.
Artık Haziran gelmeden İngiltere'de denize girme zevkine eremiyorum, ya siz?
No recuerdo haber podido nadar en Inglaterra antes de junio, ¿ y usted?
Sizinle tanışma zevkine erişmeyi ne kadar uzun süredir arzuladığımı anlatamam.
No puedo expresar cuánto tiempo he estado esperando poder tener el placer de conocerle.
Bu gece küçük Bayan Fairfax'i görme zevkine kavuşacak mıyım?
¿ Tendré el placer de conocer a la Srta. Fairfax esta noche?
En azından rakibimin kalbine kurşun sıkma zevkine ulaştım.
Al menos, tuve el placer de poner una bala en lo pulmones de mi rival.
"Oyun yeniden başladı ve yaklaşık 50.000 kişilik kalabalık yağmurluklarını ve şemsiyelerini kaldırıp, kendilerini, bütün dünyanın İngiltere ile özdeşleştirdiği bu güzel oyunun zevkine verdiler."
"Se reanuda el juego y el público, unas 50000 personas..... han guardado sus paraguas..... y se disponen a disfrutar de este juego, que para el mundo entero..... es el auténtico representante de lo típicamente inglés."
Etkileyici yeteneğinizi alıp, kitlelerin zevkine sunacaksınız.
Tomará su espectacular talento y lo someterá al gusto de las masas.
Bu onun zevkine uygun mu?
Quizá sea su marido.
Kaçığın biri emekli olana kadar iliğini kurutmuş, şimdi de zevkine çalıştırıyordur. Düşünebiliyor musun?
Con algún vejestorio que ganó una gran fortuna y ahora trabaja por diversión. ¿ Qué te parece?
Rio de Janeiro'yu zevkine uygun bulamayabilirsin.
Puede que a usted no le guste Río de Janeiro.
Senin gibi editörlere. Bir yayıncının zevkine.
Por redactores jefe como tú, la delicia de cualquier editor.
Pek senin zevkine uymuyor, ama ben beğendim.
No es precisamente de tu estilo, pero a mí me gusta.
Güzel Lola Lavery'yi mikrofonlarımıza konuk etme zevkine ulaştık.
Hemos tenido el placer de tener a Lola Lavery en nuestros micrófonos.
Biliyorsunuz, bu hanımefendinin zevkine kalmış.
Entenderá que esto depende de la aprobación de la señorita.
- Senin renk zevkine sahip olmak isterdim.
- Pero tú tienes muy buen color.
Size bir içki sunmanın zevkine varmama izin verin.
- Permítame que le sirva una copa.
Ve halihazırdaki bu olay tam da Goodfellow'un zevkine göreydi.
Del tipo que le gustan a Goodfellow.
Zevkine hayran kaldım.
Tienes buen gusto.
Bir ya da birkaç kadın istersen Ernst, artık orası senin zevkine kalmış. Burada bulursun.
Y si buscas una mujer, Ernst, o varias mujeres si ese es tu gusto, éste es el mejor lugar.
Gerçekten istediğim hiçbir şeyim olmadı ki. Her şey senin zevkine göreydi!
Jamás he tenido algo que deseara de veras. ¡ Todo era para tu satisfacción!
Küstah olmak istemem ama siz karılarla daha önce tanışma zevkine ermiş miydim?
No quiero parecer atrevido, pero ¿ no he tenido el placer de conoceros a las dos, chatis?
Başkanınız Dr. Braun, konuşmanızı dinleme zevkine...
Su presidente, el Dr. Braun, me ha dicho que tendremos el placer...
Keyfine, rahatına, zevkine düşkün yaşama felsefelerine göre yaşıyorsun, Yunanistan'ın çöküşünden sonraki felsefeler. Çok açık.
Vives según las filosofías estoicas y epicúreas... que surgieron tras la caída de Grecia.
- Zevkine bir iki el oynayayım.
- Jugaré un par de partidas, por diversión.
Zevkine güveniyorum.
Me fío de tu gusto.
Bu savaşta çok sayıda İngiliz subayıyla tanışmanın zevkine eriştim.
He tenido el placer de conocer a muchos oficiales británicos en esta guerra.
Evini de kendi zevkine göre yapmış.
Construyó esta casa para satisfacer su mente.
Sultan'ın zevkine sunmak için hükümlü kadınları Sicilya'dan Portekiz'den getiriyorlar.
Traen prisioneras como esclavas desde las costas de Sicilia y Portugal... para complacer al Sultan.
Hem benim hem de kocamın zevkine hitap etmek zorunda kalacaksınız.
Tiene que satisfacer mi gusto y el de mi marido.
Senin zevkine güvenirim.
Me dirás qué comprar.
Sence zevkine mi adam öldürdüm?
¿ Crees que me gusta matar?
Duyularının zevkine var.
Deleite sus sentidos.
Senyor sizi tanıma zevkine sahip değilim.
Señor, no tengo el placer de conoceros.
Hepinizi düğünüme davet ettim. Ki her birinizin kılıcını en az bir kez tatma zevkine ulaşmışımdır, elbette öldürülmeden.
Les he invitado a todos para asistir a mi boda, todos con quienes he tenido el placer de cruzar espadas, al menos una vez, y a quien, por supuesto, no he matado.
Kiminle konuşma zevkine varıyorum, bayım?
¿ Con quién tengo el placer de hablar?
Evi zevkine göre düzenle.
Arréglalo a tu gusto.
Zevkine güveniyorum.
Ud tiene buen gusto.
Biwa'yı ben zevkine çalıyorum.
No, toco el biwa por placer.
Bundan böyle, onun zevkine göre hareket etmeliyiz.
A partir de ahora, sería prudente satisfacer sus gustos.
Ve her dakikanın zevkine varmak için orada bulunacağım.
Y yo disfrutaré de cada segundo.
Salon kızlarının zevkine göre biri...
Actúa en "El encanto de una chica".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]