Zevkleri tradutor Espanhol
382 parallel translation
Parti kalabalığının bütün zevkleri.
Todos los placeres de la gente acomodada.
- İnsanların farklı zevkleri vardır.
- La gente tiene distintos gustos.
Her zaman söylerim, İngiliz erkeklerinin tuhaf zevkleri var.
Siempre dije que los ingleses tenían gustos extraños.
Pahalı zevkleri olan genç bir kız oluyordu.
Era una joven de gustos caros.
Sapıkça zevkleri ya da para için binaları ateşe veren kimseye denir.
Un pirómano es una persona que provoca incendios por dinero o perversión.
Leydimin, bir kadının hayatındaki tüm zevkleri tatmasını istedim, bu yüzden bir amacımız olmadan bu dünyaya geri döndük.
Traje conmigo a su alteza y deambulamos aquí abajo.
Ne var ki, kadın kendisine kur yapılmasından hoşlanıyor ve çok pahalı zevkleri var.
Lo único es que le encanta ser cortejada y tiene gusto caro.
Basit zevkleri olan bir kızım.
Soy de gustos sencillos.
İnsanların farklı zevkleri olması normal.
Es normal que las personas tengan gustos distintos.
Her şeyde ince zevkleri olan birine benziyorsunuz.
Es un hombre con buen gusto para todo.
Belki de zevkleri değişmiştir.
Quizá mejoró su gusto por las corbatas.
Anlaşılan Oliver'in zevkleri genç kızlara uymuyor.
Los gustos de Oliver no parecen funcionar con las jóvenes.
Bedensel zevkleri!
¡ Placer!
Zevkleri değil zorlukları vurgulamış olmalısın.
Le habrás indicado todo lo malo en lugar de lo bueno.
Senin gibi seçkin zevkleri olan bir kadın onun için kolay bir yemdir.
Una chica como tú, con sofisticado paladar es muy susceptible a ese tipo.
Crassus'un pahalı zevkleri vardır.
Craso tiene gustos caros.
Müziği ciddiye aldığına inanmıyorum daha çok getirdiği zevkleri istiyorsun.
No creo que sea serio en cuanto a la música. Más bien es por la gloria que esto trae.
Yandakilerin müzik zevkleri çok ileri.
Los vecinos tienen unos gustos muy raros. Me gusta.
Tüm zevkleri paylaşacağız, ikimiz!
¡ Qué delicias que compartiremos!
Müzik zevkleri de çok iyi.
Y tienen muy buen gusto.
Elveda dünya zevkleri.
¡ Adiós, placeres de la carne!
Erkeğin zevkleri yemek ve cinsel ilişkidir.
Los placeres del hombre son comer y hacer el amor.
Mademki bütün zevkleri ellerinden alındı giyotin artık ebedi sıkıntıdan kurtarabilir onları.
Ahora que sus placeres se les han arrebatado la guillotina los salvará de un aburrimiento eterno.
Bunlar, işçi sınıfının en önemli tarihi misyondan uyarladığı ve onun, rahatlık ve zevkleri tanımlamak için kullandığı sözler oldu.
Esas son las palabras que él usó para describir las comodidades y placeres con las que se intenta desviar al proletariado de la más importante misión.
Kesinlikle iyi zevkleri olan bir adamsın.
Se nota que tiene buen gusto.
Ve Paris'in bu tarafına geldim. Şunu fark ettim bütün kadınlar kendi zevkleri vs. için aynı şeyi yapıyor.
Y mientras cruzaba París... he observado que todas las mujeres habían hecho lo mismo.
Şehrimizin zevkleri her şeyi unutturabilir.
El placer de nuestra ciudad puede hacerlo olvidar.
Sizin gibi meslekte dirsek çürüten birinin eminim çok pahalı zevkleri vardır.
Tratando a los mejores ladrones me convertí en un hombre de gustos caros.
Şeytan onlara asla bilemeyeceğin zevkleri öğretti. Cezayı uygulamak ve cezaya çarptırılmak. İşkence ve ölüm.
Adoraban el diablo y él les mostró placeres inconfesables de dar y recibir castigo, de tortura y muerte.
Biliyor musun sevgili Milo, televizyonun olmadığı eski güzel günlerde insanlar kendileri için hayattaki zevkleri yaratırlardı.
¿ Sabe, querido Milo? En los viejos tiempos, antes de la televisión, la gente se tenía que divertir por sí misma.
Başlangıçta kendisini eşimin pahalı zevkleri olduğuna, kendisinin gerçekten yoksul bir adam olduğuna ve bu sorunu kasamda duran birkaç değerli mücevheri çalarak çözebileceğine ikna ettim.
Primero, le convencí de que mi mujer tiene gustos caros y él era un muerto de hambre. Para resolver su problema, le propuse robar unas joyas que yo tenía en mi caja fuerte.
Peki. "Yakışıklı, varlıklı erkek, eşdeğeri, sıradışı zevkleri olan, yetenekli bayan arıyor."
Bien. "Hombre apuesto, bien dotado... desea mujer igualmente dotada con gusto por lo inusitado".
Aslında, bir erkeğe gücünü zevkleri verir.
De hecho deriva de ellos.
Umarım beklediğiniz ve hak ettiğiniz tüm zevkleri bulursunuz.
Espero que ambos encontréis todo el placer y beneficio que esperais y mereceis
Zevkleri, keyif aldıklarıdır, günahlarıysa itiraf ettikleri.
Los placeres son lo que disfruta y los pecados lo que confiesa.
Bazen dünyevi sorunlar aklımızı o kadar meşgul eder ki gerçek mutluluğun kaynağı olan küçük zevkleri unuturuz. Evet, evet, evet.
A veces, nuestra preocupación por los asuntos mundanos nos hace olvidar los placeres más sencillos, que son la base de la verdadera felicidad.
Onun zevkleri edebiyatla hiç örtüşmedi.
LiviIa no tiene gustos literarios.
Dünyevi zevkleri fazla olan bir adam için en uygun son oldu.
Un final apropiado para un hombre que vivió por la carne.
Şeytan, kontrol etmek istediği kişinin bedenine girer. Organlarını kendi zevkleri için kullanır. Ve böylece ele geçirilmiş kişi, kapasitesinin üzerinde güç ve yetenekleri başarıyla sergiler.
El demonio entra en el cuerpo de la persona que quiere controlar usa los organos de ese cuerpo para su propio placer se apodera de el por encima de la fuerza, la capacidad y la habilidad de la persona que ha sido poseída.
Baronun da mösyö gibi bazı küçük zevkleri vardı beklenmedik ve sıradışı.
Digamos que el barón tenía pequeños placeres tan sorprendentes como chocantes. Por ejemplo, su pasatiempo favorito era inventar cientos de pequeñas torturas y estas pequeñas humillaciones, todas y cada una de ellas lo llevaban al placer.
Oğlumun zevkleri olduğunu biliyordum ama bu kadar iyi beklemiyordum.
Sabía que mi hijo tenía buen gusto, pero...
Orta çağdan kalma bir Arap gibi görünebilir ama muhteşem zevkleri vardır.
Podrá ser solo un viejo necio, pero sus gustos son exquisitos.
Siz, çok özel zevkleri olan bir adamısınız, Çavuş.
Es usted un hombre con un gusto excepcional. Un gusto excepcional.
Beyaz camdan gelen gamma ışınları yüzünden..... zevkleri sistemli bir biçimde azaltıldı.
Su intelecto ha ido disminuyendo con los años. Miran sus aparatos y los rayos gamma les comen las células blancas de sus cerebros.
Egzotik zevkleri vardı.
Tenía un gusto exótico.
André'yle telefonda konuştuğumuzda ve bilhassa bu restoranda buluşmak istediğinde işin aslı şaşırmıştım, çünkü André'nin zevkleri her zaman çok estetikti ve bununla beraber bir yerlerde parası olduğunu herkesçe malumdu.
Cuando André sugirió que cenáramos en este restaurante... me sorprendió. Siempre tuvo unos gustos sencillos... aunque se sabía que tenía dinero en algún sitio.
en tatlı zevkleri yaşadıktan sonra keşfettik ki o kızım Mathildemiş ve ben onun babası... "
Tras gozar de las mieles del placer descubrimos que era mi hija ".
Yeni sevgilinin pahalı zevkleri varmış.
Tu nueva novia tiene gustos caros.
Kızın pahalı zevkleri var, ama bakalım şarkı söyleyebiliyor mu?
La chica tiene gustos caros, pero ¿ sabe cantar?
Beyler, kaliteli zevkleri olan eğitimli adamlara benziyorsunuz.
Señores, parecen Uds. caballeros de buen gusto.
Zevkleri var. Hadi dışarı.
Venga, Alex.