Zindanlar tradutor Espanhol
165 parallel translation
Hmm. "Çatışma sırasında, Omdurman zindanlarındaki mahkumlar... gardiyanlarını alt edip cephaneliği ele geçirerek İngiliz-Mısır güçleri tarafından... - kurtarılana dek ellerinde tuttu."
Los prisioneros redujeron a sus guardias, tomaron el arsenal y lo mantuvieron hasta que llegaron nuestras tropas.
MacNeil'ın davet verdiği salonu gördüm ayrıca zindanları ve duvarların kalınlığını da.
Vi el salón donde MacNeil hacía las fiestas, y la mazmorra de muros gruesos es horrible.
Mutluluk içerisinde ileri atılmak için Kendi duvarlarını ve aklının kasvetli zindanlarını aş. Ve dünyanın uzak ucuna taş.
Rompe los muros del ser y la triste prisión de la mente, para arrojarme en un éxtasis de placer y fluir hasta los confines de la Tierra.
Kalenin zindanlarında tanıştık.
Nos conocimos en los calabozos.
Zamora zindanlarına kadar.
Los calabozos de Zamora.
Peki ya Dona Chimene ve çocuklarını en kuytu zindanlarımıza atarsam?
¿ Y si metiéramos a Doña Jimena y a sus hijas en una celda?
Karım ve çocuklarımın zindanlarında ölmesine izin vereceğimi mi?
¿ Dejar que mi familia muera en sus mazmorras?
Ama Chimene... Zindanlar, çocukları... Hepsini biliyor?
Pero sabía que su familia estaba en un calabozo.
Tepedeki Ev'de zindanlar, gizli odalar yok.
En Hill House no hay mazmorras ni cámaras secretas.
Siz de Prospero'nun zindanlarını görmemişsiniz.
Tú no has visto los calabozos de Próspero.
Zindanlar, lanetler, iskeletler ve demir bakireler.
Mazmorras, maldiciones, esqueletos y damas de hierro.
Zindanlar, kaleler ve siyah kediler.
Mazmorras, castillos y gatos negros.
Kendi derin ve cansız zindanlarımızda nasıl da çürüyoruz.
Cómo languidecemos en los profundos calabozos de nuestro ser.
Hayal gördüren zindanlar Her sokakta karşımızda
Mazmorras psicodélicas, surgiendo en cada calle.
Bir değiş tokuş karşılığında. Tüm tutuklu ve hükümlü tutsakların ayrıca düşünce suçlularının serbest kalması başkentteki ve ülke içindeki zindanların boşaltılması.
a cambio de la liberación de todos los detenidos inculpados o condenados por delitos políticos o ligados a delitos políticos detenidos en las prisiones de la capital y del interior.
Ama Bastil'e gönderilmek istemiyorum, çünkü derin zindanları ve kocaman işkence aletleri var, çok korkunç adamlar çalışıyor.
Pero yo no quiero que se me lleve a la Bastilla, porque allí hay sótanos profundos y terribles instrumentos de tortura, manejados por gente despiadada.
" Gotik toprağın yedi sütunu var, Chillon zindanlarının eski derinliklerinde
" Hay siete pilares góticos en los calabozos de Chillón.
Bedenlerini Paris'in terk edilmiş zindanlarına götürdük.
Llevamos sus cuerpos a unos panteones abandonados en París.
Benim içinse Pretoria zindanlarına tek yön bileti.
Y yo iré al pabellón de la muerte.
Sivil Hapishaneler, Zindanlar, Katakomplar. Dantel işleri, Yapbozlar, Güneşlikler, Şemsiyeler. Kumarhane, Atış Poligonu, Askeri Müze, Botanik Bahçesi.
sombrillas y paraguas, casino, tiro al pichón, Museo del Ejército, jardín botánico, galería de los ancestros,
- Brian, bu gece Zindanlar ve Ejderhalar oyunu?
- Brian, ¿ un Dragones y Mazmorras?
- Öyledir. Hawai yemekleri yaparlar. Otantik ortaçağ İngiliz zindanları tarzında döşenmiştir.
Auténtica comida hawaiana... servida en una atmósfera de auténtica mazmorra inglesa medieval.
" Donanımlı zindanlar.
" Mazmorras totalmente equipadas.
Aquila zindanlarından kimse kaçamaz.
Nadie escapa de las mazmorras de Aquila, Marquet.
Aquila zindanlarında yatıp da hikayesini anlatacak kadar yaşayan bir adama.
Alguien que ha visto las mazmorras de Aquila y está vivo para contarlo.
Ben o zindanları gördüm.
Yo he visto esas mazmorras.
Aquila zindanlarında daha rahattım.
Estaba mejor en las mazmorras de Aquila.
Zindanları bulmalıyız.
Debemos encontrar los calabozos.
- Ona gelince en derin zindanlarımda 100 yıl işkence görecek.
- ¡ Y para él! ...... 100 años de tortura en mi más profundo calabozo.
Bütün iyi zindanların Avrupada olduğunu sanıyordum.
Yo pensé que los verdaderos dragones estaban en Europa.
"Londra Zindanları".
"Las Mazmorras Londinenses".
Açlık ve sefalet zindanlarında bir ömür mahkumiyet.
Es una condena a cadena perpetua de hambre y de miseria.
İşe kömür zindanlarını patlatmakla başlayın.
Sería mejor comenzar por volar este presidio.
Bütün o yeraltı trenleri, şehrin iç organları. Yeraltı kanalları, kablo hatları ve kolonlar, sığınaklar zindanlar ve mezarlar.
Los túneles del metro, las vísceras de la ciudad, sus fístulas, intestinos, conductos, mazmorras, tumbas... todo eso.
Zindanlar çok kalabalık.
Mis mazmorra ya esta muy llena.
Zindanlar ve ejderhalar oyunu oynuyoruz sanki.
O juegan a "Calabozos y Dragones", ¿ Y eso qué?
Kendime not : Alt kata giriş bul çünkü zindanlar orada olabilir.
Tengo que lograr acceder al subsuelo porque ahí tienen que estar los calabozos.
Zindanlar nerede? Bu zindanlardaki hücre süresi ne kadar?
Quiero saber dónde están los calabozos ; cómo es estar ahí.
Zindanlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Srta., no sé nada de ningún calabozo.
Zindanlar nerede?
¿ Dónde están los calabozos?
- Zindanları görmek isterdim. - Pardon?
- Quisiera ver los calabozos.
Zindanlar mı?
- ¿ Perdón?
O zaman zindanlar size tanıdık geliyordur.
- Y está familiarizado con los calabozos, ¿ no?
Young'a karşı açılan davanın ortaya çıkardığı gerçekler sonucu Alkatraz'daki zindanlar sonsuza dek kapatıldı.
Y como resultado del juicio de Henri Young los calabozos de Alcatraz se cerraron para siempre.
G'Kar, Kha'Ri'nin özgür olan tek üyesi ve yeraltı zindanlarının planlarını bilen tek kişi.
G'Kar es el último del Kha'Ri que sigue libre... y el único que conoce el plano de esas celdas subterráneas.
Burada, şato zindanlarında bulunmaktadır.
Está detenido aquí, en un calabozo del castillo.
Phillippe Bastille'in alt zindanlarından birine götürüldü.
Phillippe está en el calabozo de la Bastilla.
Sonunda o hastanenin rutubetli zindanlarında ölüp gittiğinde leşini orada fareler ve solucanlar yesin diye bırakın.
Y cuando muera en las entrañas de vuestra institución,... ... que sirva de carroña para ratas y gusanos.
Şehir zindanlarına gidiyorsunuz.
Ustedes van a ir al calabozo de la ciudad.
Macaristan Kralı Yanoş'un zindanlarında kaç yıl geçti?
¿ Y cuántos años pasaron en las mazmorras del Rey Janos de Hungría?
İğrenç zindanlarını da kendileriyle birlikte taşırlar... "
Aunque ande bajo el sol de mediodía, deberá cargar con su condena.