English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zirveye

Zirveye tradutor Espanhol

1,131 parallel translation
O kızı zirveye taşıyacağım, zirveye, Jerry.
Llevaré a esta chica a la cima. ¡ A la cima, Jerry!
Zirveye çıkma gibi.
Es como una peonza.
- Bütün yollar Zirveye.
Arriba del todo.
Zirveye çıkana kadar
Para que me mueva al principio de la línea
Zirveye mi?
¿ A la cima?
Baksana, Fawn. ... Seven Eleven kadrosunda zirveye doğru yolculuğa başladın mı?
Entonces, Fawn ¿ todavía sigues ascendiendo en tu meteórica carrera trabajando en el supermercado?
Tıpkı bu şekilde önce zirveye yerleştim, sonra yeniden dibe vurdum.
Así, el último, se convirtió en el primero, y luego regresó al último lugar.
Ve bu zirveye çıkacak bir plaktır diyorum.
Pienso que este disco va a triunfar.
Bak, zirveye çıkacak plak iyi bir güveç gibidir.
Un disco de éxito es como un guiso.
Zirveye çıkacak plak.
Es un buen disco.
Zirveye tırmanan biri var karşında... ve beni kaçırmaman için bunun iyi bir zaman olduğunu düşünüyorum.
Voy para arriba y creo que es un buen momento para agarrarme.
Yol boyunca ortalığı batırmadan zirveye varamazsın.
No llegas a la cima sin causar un destrozo a tu paso.
Zirveye kadar çıkabilir değil mi?
Ella puede llegar, ¿ verdad?
O kadar genç yaşta zirveye çıkmak için adam nelere katlanmıştır.
Puedes imaginarte la tortura del hombre al haber alcanzado el éxito a tan temprana edad?
Bugünkü şovunun horlama-metreyi zirveye çıkardığını söylemek istedim.
Oh, no me va decir que su programa de hoy fué el más aburrido de todos,
O çocuğu zirveye taşıyacağım.
Lo llevaré al éxito.
Bak ne diyeceğim. Şu Jerry Lewis insanlar nasıl zirveye çıkar biliyor musun?
¿ Te has preguntado cómo es que gente como Jerry Lewis triunfa?
- Zirveye kadar onca yolu çıkmayı başardım.
Consegui llegar hasta la cima.
Çünkü zirveye çıktım.
Porque yo he estado en la cima.
Ve O beni zirveye çıkarttı.
YÉl me ha permitido subir a la montaña.
- Çekici ve hırslıydım... - Doğru. - Açıkça zirveye doğru ilerliyordum.
Era carismático, ambicioso... y tenía, claramente, un gran futuro.
Kahraman! Zirveye çıktı! Kimse tutamadı!
Llegó a la cumbre a la velocidad del rayo, de cero a héroe...
Görünüşe göre Başkan her şeye rağmen zirveye katılacak.
así, Larry, parece el Presidente va a ser su cumbre después de todo.
Bu adam gözünü zirveye dikmiş.
- Este tipo arriesga todo, ¿ eh?
Zirveye çıkmak senin için önemli.
Ser una gran estrella es importante para ti.
Bizden önce, dört Alman ekibi daha zirveye çıkmayı denemiş.
4 expediciones alemanas han tratado de escalarlo.
En nihayet zirveye vardım.
Arriba no había vegetación.
Eğer bu denkleme televizyon ekleyebilirsem, zirveye ulaşırım.
Si le agregara televisión a la ecuación eso sería lo máximo.
Tekrar zirveye çıkma yolundayım.
Estoy en camino de regreso a la cima.
Matt ve müzik grubu meşhur oldu. Albümü zirveye hemen oturdu. Kahramanı Kurt Loder onunla MTViçin röportaj yaptı.
Matt y su grupo se hicieron famosos y su disco subió a lo más alto... e incluso tuvo una entrevista con su ídolo Kurt Loder.
O kadar çok karı peşinde koşmasaydı... ... zirveye çıkabilirdi.
Si no hubiera andado a la caza de tantas hembras lo hubiésemos logrado.
Eminim zirveye çıkacağız.
Confío en que podríamos...
İkimiz zirveye çıkacağız.
Somos usted y yo, - hacia la cima.
Eğer zirveye ulaşamadan ölürsem beni alternatif yiyecek kaynağın olarak kullanacaksın.
Si muero antes de que alcance la cumbre,... me usarás como fuente alternativa de alimento.
50 veya daha fazla yıldır zirveye tırmanmayı deneyenler ya başarısız oldu ya da öldüler.
50 años atrás, y más, los que intentaron su ascensión, desistieron, o perecieron.
Ardından, 1953'te, zirveye ulaşan ilk dağcılar...
En 1953, 2 alpinistas llegaron a la cima,
Babam ve Edmund Hillary'nin 1953'te zirveye giderken izledikleri aynı yolu izlemeyi umuyoruz.
Nuestro deseo es seguir el mismo itinerário que Hillary y mi padre tomaron en 1953.
Zirveye gitmek için hazırlar.
Están preparados para subir a la cima.
Neredeyse yıl boyunca fırtınalar ve kuvvetli rüzgarlar Everest'i tırmanılamaz kılar ama Mayıs ayında bazen bir haftalığına dingin ve açık bir hava görebilirsiniz bu da bir şekilde zirveye sokulmanıza izin verir.
Casi cada año, los fuertes vientos y las tormentas convierten la ascensión en impracticable. Cuando llega el mes de mayo, tenemos una semana de calma. Podemos entonces subir hasta la cima.
Diğer ekiplerin yukarı çıkmasını izlemek ve belki, zirveye ulaşmanın tek fırsatını kaçırdığın için endişelenmek zor bir durum.
No es fácil ver subir a las otras expediciones y uno se pregunta si no estará dejando pasar su única oportunidad de subir a la cima...
Zirveye ulaşmak için üç günlük tırmanışa göğüs gerdiler.
3 días de ascensión para alcanzar la cima.
Daha yükseğe çıkmaya karar verdik böylece, rüzgar durursa, zirveye çıkma durumunda olacaktık.
Decidimos subir más arriba, con la idea de estar bien situados para intentar la cima... en el caso de que el viento aflojara.
Bu videoyu aldığınızda zirveye yöneliyor olacağım.
Cuando recibas este video, ya habré salido hacia la cima.
Yüksek Kamp'tan zirveye çıkmak yaklaşık 12 saat sürer.
Para ir desde el campo de altura hasta la cima, se necesitan alrededor de 12 h.
Gece yarısı gibi yola koyulmalısın, böylece öğlene doğru zirveye ulaşırsın.
Salida a media noche para llegar a la cima a mediodía.
Zirveye ulaştığımda yorgundum ama sonra gerçekten bunu başardığımı fark ettim mutlu hissetmeye başladım.
Una vez en la cima, estaba agotada. Pero era consciente de que lo había conseguido. Y era feliz.
Zirveye ulaşmanın hayatımı değiştireceğini düşünmezdim, ama değiştirdi.
Nunca hubiera creído que esta experiéncia cambiaría mi vida. Pero, sí.
Zirveye çıkacaksın.
Vas a tener un enorme éxito.
ZİRVEYE 10000 MERDİVEN BASAMAĞI
10.000 ESCALONES HASTA LA CIMA
Tekrar zirveye çıkacağım!
¡ Voy a volver a estar en la cima!
Zirveye bayrak dikmeye hazır mısın?
¿ Listo para clavar la bandera?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]