Ziyaretler tradutor Espanhol
171 parallel translation
- Evet, ama ziyaretler için hazır değil.
Está, pero no está preparado para enfrentarse al mundo.
Geçmişte de bazı ziyaretler olmuştu.
Hemos tenido situaciones cercanas en el pasado.
- Gizli ziyaretler ha?
- Visitas secretas, ¿ eh?
İyi ziyaretler, efendim. İyi günler.
Que tenga una estadía agradable y un buen día.
Villa Rosa'ya yaptığım ziyaretler daima kısa, soğuk ve yapmacıktı. . Bütün çocukluğun bunlarla geçti,... akvaryumda bir mahkum gibi arkadaşsız, sırsız ve keşfetmeden.
Las visitas a Villa Rossa cada vez mas breves, frías y de circunstancias se prolongaron por toda tu infancia, que tú viviste como en un acuario.
Ve yakın bir gelecekte, dünya insanları ve Kanamitler arasında karşılıklı ziyaretler ayarlamak istiyoruz.
Y en el futuro, establecer visitas recíprocas entre terrícolas y Kanamitas.
Bu ziyaretler sana yaramıyor.
¿ Sabes una cosa? Las visitas no te sientan bien.
Ama bu ziyaretler için yaşıyorum.
Verla y hablar con ella es por lo que vivo.
Hazırlıksız ziyaretler, bu gizlilik, gözetleme.
Las visitas de improviso, el secretismo, el espionaje.
Annem zamanını, sıkıcı bayanlara sıkıcı ziyaretler yapmakla ve evde sıkıcı bayanların ziyaretlerini beklemekle harcamazdı.
Mamá no perdía su tiempo visitando damas aburridas ni se quedaba sentada en casa esperándolas.
Resmi ziyaretler esnasında daha çok hayranlık görüyorum, ama onlar sadece birilerini cezbetmek için güzel olmamı istiyorlar.
En las visitas oficiales quieren que esté bella para fascinar.
Oh, sadece ziyaretler yapıyorum.
Sólo estoy de visita.
Onun için konuşmalar ve ziyaretler ayarla.
Debería hacer discursos, visitas.
Evimize yaptığı saygı dolu ziyaretler inanın ruhumu okşadı.
sus visitas respetuosas han tocado, lo confieso, mi alma.
Balolar, ziyaretler, toplantılar, çay partileri, sohbetler.
De los bailes, encuentros, las presentaciones, veladas de té y charlas.
Artı, harcadığın zaman, ziyaretler, mektuplar, topladığın fonlar.
Más tu tiempo viajando, visitando, escribiendo cartas, juntando fondos.
Bu ziyaretler sana sıkıntı veriyor, değil mi?
- Venir a verme es un fastidio, ¿ no?
Seni kerata, demek buraya gizli ziyaretler yapıyorsun.
Viene aquí a escondidas.
Süregen gelis gidislerim karsitlik arayisi içinde degil, hayatta kalmanin iki uç kutbuna ziyaretler...
Mis constantes idas y venidas no son una búsqueda del contraste ; son un viaje a los dos polos extremos de la supervivencia.
Yaşadığımız hayat tarzında, bizim yaşlarımızda ve bizim pozisyonumuzda olan kişileri görme şansımız pek olmuyordu, bize sadece kısa ziyaretler için izin veriliyordu.
Llevando la vida que tuvimos, teníamos pocas posibilidades de conocer a... gente de nuestra misma edad y posición. Pero ocasionalmente nos permitían visitas cortas.
İmza vermeler, röportajlar, ziyaretler...
Entrevistas, autógrafos visitas a centros industriales.
Muayenehaneme yaptığın düzenli ziyaretler meslek hayatımın önemli bir parçası.
Tus visitas a esta consulta constituyen la base de toda mi práctica.
Beyni bir süredir geçmişe ziyaretler yapıyordu herhalde ta ki bir gece uyanıp, kendini orada bulana dek.
Está claro que su mente ha estado visitando el pasado durante tiempo, hasta que, por lo visto, una noche desapareció.
Arazide bazı ziyaretler yapacağım.
Tengo que hacer algunas llamadas.
Bu ziyaretler olmadan, bizim geçtiğimiz patikadan kurtulamazsın.
Sin estas visitas, no puedes esperar evitar el camino que seguimos.
Ziyaretler hafta sonları ve yalnızca ailelere ayrılmış durumda.
Las visitas solo son permitidas los fines de semana y solo la familia.
Ziyaretler öğle yemeği bitiminde başlıyor. Gezinmememiz için sebep yok ya, çocuklar?
Las visitan no llegan hasta despues del almuerzo. ¿ Vamos a dar una vuelta?
Evet, misafire bayılır, ama Rosings Park ziyaretlerinden sonra bu ziyaretler size basit gelebilir.
Sí, le agrada la compañía... pero usted encontrará su hospitalidad poca cosa, después de los esplendores de Rosings Park.
İyi şanslar ve başarılı ziyaretler.
Buena suerte y que tenga buen viaje.
Orta Çağda Skinner'ınkine benzeyen ziyaretler şeytana bağlanırmış.
En la Edad Media, una aparición como la de Skinner se habría atribuido a un súcubo.
Bayan Cole ve bu erkek misafirin bu sık ziyaretler sırasında... ne yaptıklarını biliyor musunuz?
¿ Sabe Ud. qué hacían la Sra. Cole y ese hombre durante esas repetidas visitas?
Ziyaretler iştahını açmış gözüküyor.
Las visitas parecen darte apetito.
Hastaneye yapılan sürekli ziyaretler. Bir işe yaramayan kemoterapiler.
Sus viajes al hospital, sus tratamientos de quimioterapia.
Eşli ziyaretler sadece evli mahkûmlar için ve nişan yüzüğü göremiyorum.
Las visitas conyugales son sólo para los prisioneros casados y no veo ningún anillo de bodas.
- Beklenmedik ziyaretler, tanımadık yüzler.
Empiezo aver cosas. - Visitas inesperadas, caras desconocidas.
Markonian İleri Karakolu'na yanaştık ve karşılıklı ziyaretler yapıyoruz, ayrıca isteyenlerin ayrılmasına da izin veriyorum.
Hemos atracado en el puesto de avanzada Markoniano, y tenemos mútuas visitas. Por lo que he permitido que cualquiera pueda dar una vuelta si lo desea.
Ziyaretler 15 gün sonradan itibaren başlar.
Las visitas comienzan después de 15 días.
Tersanelere yapılan seremoni ziyaretler, özel hattından yapılan şifreli iletiler ve kardeşinin adına kargo manifestosu.
Visitas ceremoniales al astillero, transmisiones codificadas en su línea privada, y manifiestos de carga a nombre de su hermano.
Yarım saatte bir mutfağa yapılan ziyaretler faydalı olmuyor.
Sin mencionar estas emergencias cada cuarto de hora.
Haftalık ziyaretler çok zor olacak.
Serán imposibles las visitas semanales.
Ziyaretler soldaki ilk kapıdan.
- Eso es en comunicaciones pasando esta puerta a mano izquierda.
Nerede olduğunu ziyaretler için bilmem gerek?
¿ Necesito saber donde es para visitas, sabes?
Ayrılık anlaşmasında, bildirilen ziyaretler diyor.
El acuerdo exige anunciar las visitas.
Bildiğiniz gibi, aylar sonra ilk kez bugün ziyaretler yapılacak.
Como saben, hoy también es el primer día de visita en meses.
Üzgünüm hanımefendi, ziyaretler, her ayın ikinci pazar günü... -... saat 12 ile 16 arasında.
El día de visita es el segundo domingo del mes, de 12 a 4.
Bir daha geç saatte ziyaretler olmayacak.
¿ No más visitas nocturnas?
"Donör, izinli ziyaretler..." "... dışında çocuk üzerinde... " "... hakkı olmadığını kabul etmiştir.. "
El donante acuerda... sin derechos de paternidad... visitas estrictamente bajo permiso...
Oldukça düzenli ziyaretler yapmışsın, Camilo.
Eres un cliente habitual, Camilo.
Unutmayın. Hogsmeade köyüne yapılan bu ziyaretler bir ayrıcalıktır.
Recuerden, estas visitas al pueblo de Hogsmeade son un privilegio.
Ziyaretler gözetim altında yapılır.
Sólo visitas vigiladas.
Ne zaman bir hastaneyi ziyaret etsem, yaralı askerler beni alkışlayıp bağırırlar. Resmi ziyaretler esnasında daha çok hayranlık görüyorum, ama onlar sadece birilerini cezbetmek için güzel olmamı istiyorlar.
En las visitas oficiales quieren que esté bella para fascinar.