Zola tradutor Espanhol
373 parallel translation
Hayır, Zola.
No, Zola.
- Buyurun, Madam Zola.
- Pase, Madame Zola.
- Mösyö Zola buradalar.
- Monsieur Zola quiere verte.
Mösyö Zola yardım isteyecekmiş.
Monsieur Zola quiere pedirme algo.
Peki nedir bu iyilik, Mösyö Zola?
¿ Qué favor es ése, Monsieur Zola?
Mösyö Zola birkaç frank borç istiyor çünkü Nana'nın satacağından emin.
Monsieur Zola desea un adelanto porque cree que Nana se venderá.
Emile Zola.
De un tal Émile Zola.
Savaş yıllardır devam ediyor, ve Zola'nın söylediklerinden çıkardıklarım yürütülen mücadele esnasında kadromuzun çok da parlak işler yapmadığı zamanların var olduğu.
Aunque hace mucho que acabó la guerra, opino igual que Zola en que a veces la labor de nuestro estado mayor, no fue brillante.
- Mösyö Zola sizi buraya çağırttım çünkü yazdığınız her kitap problem çıkartıyor.
- Sr. Zola lo mandé a buscar porque cada libro que escribe nos causa problemas.
Demek istediğim siz akıllı bir insansınız Mösyö Zola.
- No, no. Quiero decir usted es un hombre razonable, Monsieur Zola.
" Sevgili Zola Şimdi duyunca sevineceğine eminim. Fransız Akademisi üyeliğin için meslektaşlarımı seni değerlendirmeleri için harekete geçirdim.
" Mi querido Zola confío en que le alegrará saber que al fin logré convencer a mis colegas de considerar su solicitud para ser miembro de la Academia.
- Evet, Mösyö Zola.
- Sí, Monsieur Zola.
Oh, Mösyö Zola Fransa'da sesini duyurabileceği tek insan sizsiniz.
Monsieur Zola usted es el único en Francia que lo puede ayudar.
Tüm gerçekler burada, Mösyö Zola.
Tengo todos los hechos, Monsieur Zola. Aquí.
Oh, Mösyö Zola, yardım edeceksiniz, değil mi?
Monsieur Zola, va a ayudarme, ¿ verdad?
Özür dilerim, Mösyö Zola.
Lo siento, Monsieur Zola.
- Zola neden bizi çağırmış?
- ¿ Por qué Zola nos llamó aquí?
- Yardım etmesi için gitmiştim, belki... - Zola bu umutsuz vakaya neden bulaşsın ki?
- Le pedí ayuda, pero quizá- - - ¿ Por qué meter a Zola en este lío?
Eğer Zola'nın bu hamlesine göz yumarsak ordunun itibarı tehlikede demektir.
La reputación del ejército peligra, si ignoramos el ataque de Zola.
Zola gibi bir insan, böle bir ülkenin ordusunun bozulmuş olduğunu söylemeye cüret ediyor demek.
Buen estado tenemos cuando un tipo como Zola se atreve a criticar a nuestro ejército.
Yakın hain Dreyfus'u, Zola'yı!
¡ Quemen a los traidores Dreyfus y Zola!
- İşte Zola'nın kendisi, orada.
- Ahí está Zola.
Mösyö Zola.
Monsieur Zola.
Kahrolsun Zola!
¡ Abajo Zola!
Davalının sığınacağı tek gerçek Zola'nın askeri mahkemeyi Esterhazy'nin beraatından dolayı suçlaması olacaktır.
La defensa se limitará a tratar sólo un hecho que Zola acusó al tribunal de exonerar a Esterhazy por orden del alto comando.
Zola'nın suçlamaları çok geniş bir kitleyi kapsıyor ayrıca tüm makalesinden sadece altı cümleye müsaade ettiniz.
Las acusaciones de Zola cubren un campo extenso.. Ustedes pretenden limitarnos a sólo seis líneas del artículo.
Zola'nın suçlamaları Dreyfus davasını yeniden açmaya yöneliktir. Ülke çapında kötü bir etkiye sebebiyetine aldırmadan...
Las acusaciones de Zola tienen por objeto reabrir el caso Dreyfus sin pensar en las consecuencias que puede causar al país.
Dreyfus davası tartışılmadan Zola'yı nasıl savunabiliriz?
¿ Cómo se puede defender a Zola sin discutir lo de Dreyfus?
Baylar, Mösyö Zola evinde yeni Çöküş'ünü yazarken Fransa için savaşacak olanlar sizin evlatlarınızdır.
Señores, son sus hijos los llamados a defender a Francia en tanto que Monsieur Zola estará en casa produciendo otro Desastre.
Bize Zola'nın bu suçlamaları neden yaptığı hakkındaki fikirlerini söyleyebilir mi?
Pues que la señora dé su opinión sobre la buena fe de Zola al presentar estos cargos.
Mösyö Zola'ya minnettarlığım için bile.
Ni siquiera una palabra de gratitud a Monsieur Zola.
İngiliz muhabirine, Zola'nın suçsuz bulunması halinde Paris sokaklarının binlerce cesetle dolacağını söylemedi mi?
¿ Dijo a un periodista inglés, que si absolvían a Zola las calles de París se verían llenas de cadáveres?
Gazetelerin Zola'ya karşı düşmanca tavrına, hatta jüriye karşı tehditlerine hep göz yumuldu.
A diarios hostiles a Zola se les permite que hasta intimiden al jurado.
Çeteler hepsinin kapısını işaretledi. Zola suçsuz bulunur da intikam alalım diye, ama ben...
Marcan con cruces sus puertas, para vengarse si exoneran a Zola, y yo...
Bravo, Zola!
¡ Bravo, Zola!
Ve Zola bunları yalnızca propaganda için yaptı.
Y Zola sólo buscó publicidad.
Zola cezalandırılmalı, ve tüm Fransa sizin kararınızı bekliyor.
Zola debe ser castigado, y toda Francia espera su veredicto.
Sayın Başkan, Mösyö Zola izninizle konuşmak istiyor.
Sr. Presidente, Monsieur Zola solicita que se le permita hablar.
Zola'yı mahkum et ve Fransa'yı kurtar. "
Condenen a Zola y salven a Francia ".
Emile Zola jüri sizi suçlu bulmuştur.
Émile Zola el jurado lo halló culpable.
"Zola suçlu bulundu, sonra da korkakça tüydü."
"Zola condenado, Zola huye cobardemente".
Zola İngiltere'de.
Zola en Inglaterra.
Londra polisinin gözü üzerinde.
ZOLA EN INGLATERRA POLICÍA SOBRE AVISO Policía de Londres sobre Aviso.
Lanet olası Zola hala yazıyorken, herkesi kışkırtıyorken tüm dünya da gerçekler için haykırıyorken medya, gazeteciler herkes birbirinin boğazına sarılmış durumda.
Cuando Zola aún escribe, aún causándonos problemas el mundo enteroreclama la verdad duelos, periódicos el mundo está desquiciado.
Zola'nın davası sırasında önemli bir bölümünde oynama yaptığı belgeyi gösterin ona.
Enséñele el documento del que se habló tanto en el juicio de Zola.
Günaydın, Bay Zola.
Buenos días, Sr. Zola.
"Zola'nın hakikat için mücadelesi sonunda hakkını buldu."
"La lucha de Zola por la verdad al fin será vindicada".
Zola gelmedi mi?
¿ No vino Zola?
Zola ölü bulundu!
¡ Hallaron muerto a Zola!
- Zola.
- Zola.
" 1870 deki savaş süresince yürütülen mücadele zayıf, aciz ve etkisizdi.
ÉMILE ZOLA EL DESASTRE " Durante toda la guerra de 1870 la ejecución de la campaña fue mala, incompetente y nula, debido a los celos entre los generales que sólo pensaban en asegurarse el bastón de mariscal de campo.