Zordu tradutor Espanhol
2,592 parallel translation
Ayık kalmak gerçekten de çok zordu.
Está siendo muy duro mantenerme limpia.
Bu benim için çok zordu.
Fue muy duro para mí.
Bu çok zordu.
Fue dificil.
Ben gençken böyle oyunlar oynamazdım. Eskiden sürekli adamlarla gezerdim. Sizi doyurmak ve giydirmek için para kazanmak çok zordu.
Es una prueba de si puedo diferenciar los colores, ¿ verdad?
Gerçi oldukça zordu... uydurması.
Aunque era bastante difícil... que encajara.
Adı Hummel'dan çok daha zordu.
Y su apellido era más complicado que "Hummel".
- Senin günün mü zordu?
- ¿ Tú tuviste un día difícil?
Benim gibi maktül de hamile olduğu için bu dava senin adına çok zordu.
Este caso debe haber sido difícil para ti, ya que la víctima estaba embarazada y también yo.
Buraya gelip seni görmek çok zordu.
Fue difícil para mí venir a verte.
Çıkışı çok zordu Prado.
No es fácil salir de El Prado.
Evet, yaptığın şey gerçekten zordu. Ama doğru olanı yapmışsın, Tom.
Mira, sé que no se siente así, pero esa fue una buena decisión, Tom.
Kabul etmeliyim ki ; seni yakalamak beklediğimden daha zordu.
Debo admitir, fue más difícil de capturar de lo que había anticipado, príncipe.
Mike, bunu senden saklamak çok zordu.
Mike, fue tan difícil ocultarte esto.
Fark yaratmayı seviyordu ama seyahatler zordu.
Amaba marcar la diferencia, pero el viaje fue duro.
Çok zordu, kardeşim. Savurdum, savurdum ta ki darbe vuramayacağım ana değin.
Fue un trabajo duro, hermano, pero yo... seguí cortando y cortando... y cortando hasta que no pude más.
Ve bunu şahsi algılamamak çok zordu.
Y es difícil no tomar como algo personal.
Yıkılmış mıydı? - Zordu.
Bueno, el tío está destrozado. ¿ Le destrozaron?
İşin aslı Angie'den ayrıImam gerçekten zordu ve kalbini kırmıştım. Onun yeniden incindiğini görmek istemiyorum.
La verdad del asunto es que mi ruptura con Angie fue dura, y le rompí el corazón, y no quiero ver cómo le hacen daño otra vez.
Tekrar üretimi çok zordu çünkü bazı yapım süreçleri istenen gerekl, sıcaklığa karşı inanılmaz derecede hassas olabilmektedir.
Ha sido muy complicado de replicar puesto que alguna de las fases son increíblemente sensibles a la temperatura correcta.
Sizin için nasıl oldu? Çok zordu. Hepimiz için zordu, Bay Langley için bile.
Fue duro, fue difícil para todos nosotros, incluso para el señor Langley.
Evet, sınav çok zordu.
Si, ese examen fue rudo...
Ama birilerinin, bulduğum şeyi bulmayı seçip seçmeyeceğini algılamaya çalışmak benim için fazlasıyla zordu.
Pero me resultaba difícil procesar quién escogería que encontrara lo que encontré.
Başta zordu. Sonra Lily'yi parka götürdüm. Tamamen çıkardım aklımdan.
Sabes, no fue fácil al principio, pero bueno, llevé a Lily al parque, y me olvidé completamente de esto.
Bu şey hakkında birisiyle konuşmak zordu.
Es difícil hablar con alguien sobre eso.
Bunları atlatması çok zordu.
Es difícil volver a vivir todo esto.
Bekar bir anne olmak zordu, sen de pek bir yaramazdın.
No era fácil ser mamá soltera, y tú eras tan díficil de manejar.
Yiyecek ve suya sahip olmak zordu ve genellikle tek bir yerde bulunurlardı. Bunlar, "Devlerin Nehri" ismini hak eden bir nehir boyunca uzanıyordu.
La comida y el agua eran muy difíciles de conseguir ya que a menudo solo se encontraban en un lugar... a lo largo de las orillas de un río que se ha ganado el nombre del "Río de los Gigantes".
Onu son gördüğümden bu yana çok zaman geçmişti, onun yerinde gölgeden başka bir şey düşünmek çok zordu.
Había pasado tanto tiempo sin verla, que era difícil imaginar algo que no fuera esa sombra en su lugar.
İkisi için de bu çok zordu, ama seni savundular.
Fue difícil para ellos, pero ambos te defendieron.
"Tanrım, ne kadar zordu ama nasıl üstesinden geldik" diyeceğimiz zamanları bekliyorum.
La etapa en que digamos : "Dios mío, ha sido duro pero somos mejores por ello." ¿ Sabes?
Evet, fark edilmemesi zordu. Tüm hepsine beyin tümörü neden oluyormuş.
- Están siendo causados por un tumor cerebral.
Benim için de aşmak zordu.
También es difícil para mí dejarla atrás.
Beni bulmak çok zordu ama bundan sonra böyle bir şey yapacağında...
La cubierta fue sólida. Pero usas una Weaver modificada en lugar de... ¿ Qué estás haciendo?
Motown sanatçısı olduklarına inanmak zordu. Onlar daha çocuktu.
Costaba creer que fueran de la Motown porque eran niños.
Ardından çok şey yapıldı. Bunları, ne yaptığını, ne zaman yaptığını tanımlamak gerçekten zordu.
Pero después, con tantas cosas como se puso a hacer, costaba determinar qué hacía y cuándo lo hacía.
Michael gibi bir devin gölgesinde kalmak, Jermaine için sanırım çok zordu.
Creo que a Jermaine le costaba mucho vivir a la sombra de alguien tan grande como Michael.
Çok zordu.
Fue duro.
Ama aslında çok zordu! Bir gün kaçırmaksızın her gün, aynı yerde, aynı saatte, beklemek!
Noona, ¿ sabes como llegué a salir con Yoon So Yi?
Öldükten sonra bir yıl odasına girmedim çünkü çok zordu ve gözlerim doluyordu.
Después de que murió, no entré a su cuarto en un año porque era muy duro y siempre me daban ganas de llorar.
200 kilometre mesafeden hayatlarınıza dahil olmak zordu.
Era difícil estar presentes en sus vidas a 200 kilómetros de distancia.
O zamanlar işler zordu
Las cosas eran diferentes entonces, por supuesto.
Kingston'da hayat zordu.
El conjunto Kingston fue una, ya sabes. Todos ellos.
Çok zordu. Hayır, tamamen anlıyorum.
Entiendo completamente.
O kadar küçük bir şeyin, o kadar çok para edeceğine inanması zordu.
Me era dificil creer que algo así de pequeño podría valer tanto dinero.
Bu onun içn zordu ama yaptığımız işi takdir ederdi.
Y ella... Fue difícil para ella, pero apreciaba el trabajo que estábamos haciendo.
Ama Grace'i fark etmemek çok zordu.
Pero... era muy difícil no darse cuenta de la presencia de Grace.
Çok üzülmüştü. Yaşlı bir insanın bu hale gelişini görmek çok zordu.
Triste... ver sufrir a una persona mayor.
Bu geceki maç zordu.
Tuviste una dura pelea esta noche.
Orasının ne kadar korkunç olduğunu biliyor musun? ! İngilizcede bir hamburger siparişi vermek bile yeterince zordu!
Entonces, ¿ qué vas a hacer respecto a la escuela?
Burada olmak çok zordu.
¿ Por qué has hecho esto?
unutması zordu
Tu plática fue, bastante difícil de olvidar.