Zorlarsan tradutor Espanhol
239 parallel translation
Beni hainlik yapmaya zorlarsan Fransız polisine giderim ve bildiğim her şeyi anlatırım.
Si me obliga a ser una traidora, iré a la policía francesa y les contaré todo lo que sé.
Ben gerçekten korkmam... ve eğer beni zorlarsanız...
No temo a la verdad. Y si me desafía...
Şansını zorlarsan daha da sessiz olacak.
Serían más tranquilas si te callaras de una vez.
- Ne konuda? Beni valinin partisine gitmeye zorlarsanız pişman olacağınız konusunda.
Que podrías arrepentirte de llevarme a la fiesta del gobernador.
Sabrımızı bir kez daha zorlarsanız... mahkemeye saygısızlıktan cezalandırılırsınız.
Si vuelve a poner a prueba la paciencia de este tribunal, le condenaré por desacato.
Çatışmaya zorlarsan düpedüz cinayet olur bu.
Una confrontación sería catastrófica.
Kendinizi bu kadar zorlarsanız, başarısız olmak kesin gibidir.
Cuando uno sube muy alto... puede acabar cayendo.
Eğer ki beni zorlarsanız çaresiz bir şekilde ölümüne dövüşürüm, bunca kişiye karşı tek başıma olsam da.
Piénselo, honorable señor. Si me obliga, lucharé con la ferocidad de un poseído.
Ve eğer beni zorlarsan, kaçar giderim.
Y si me envía por la fuerza, me escaparé.
Eğer bizi silah kullanmaya zorlarsan, durumun sürekli olur.
En ese caso, el efecto será permanente.
- Eğer daha çok zorlarsanız...
- Si le fuerza más...
Onunla kalmaya zorlarsanız, evden kaçarım.
Y si me obliga a quedarme a solas con ella, me escaparé.
Fazla zorlarsan, seni de bilinmezliğe gönderir.
Si lo provoca, lo hará desaparecer a usted también.
Bu iş için beni zorlarsanız, kalıpları bozabilirim.
Si acelero el proceso, podría estropear las placas.
Aile babası olan Albert'ı Cani olan Albert'ın varlığını itiraf etmeye zorlarsanız kafayı yer.
Si Albert, padre de familia averigua que es Albert el estrangulador puede ser fatal.
Onu başkasıyla evlenmeye zorlarsan, sadece bir kız olsam bile, size düşman olurum.
Si le forzáis a casarse con otra, aunque yo sólo sea una muchacha, tendréis en mí una enemiga.
- Beni ne yapmaya zorlarsan, onu.
- Lo que me obligues a hacerle.
Bak seni öldürmek istemiyorum Quincey, ama beni buna zorlarsan Tanrı'ya yemin ederim ki gözünün yaşına bile bakmam!
No quiero matarte, Quincey pero ante los ojos de Dios, lo haré aquí y ahora si me obligas.
Daha önce bir Lorda sopa atmamıştım... ama beni zorlarsan, bu işe çabucak alışırım.
Nunca había usado una vara contra un lord... pero si me obligáis, me acostumbraré rápidamente a hacerlo.
Beni fazla zorlarsan,
Si me obligas,
Biraz daha zorlarsan, iz kalacak.
Tus huellas están en mi espalda.
Zorlarsan, bir gün pencereden atlayıp, giderim. - Lütfen.
Si lo haces, un día acabaré saltando por la ventana.
Bizi bütün gece burada kalmaya zorlayabilirsin ama bu mutlu tatili, seninle kutlamaya zorlarsan Tanrı beni kahretsin.
Puede obligarnos a quedarnos, pero no nos obligará a celebrar estas fiestas con usted.
Eğer kendini zorlarsan, tedavisi imkansız hasarlara sebep olabilirsin.
Si lo apresuras, te harás un daño irreparable.
Beni bu konuda zorlarsan, serbest tartışma kalmaz, çünkü tartışacak adam kalmaz!
Si me fuerza a ello, no habrá discusión libre porque no quedará nadie para hacerla.
Onu zorlarsan, sana neden verecektir.
El puede darle razones suficientes, si lo obliga a ello.
Onları kalmaya zorlarsan, insani haklarını baskılamış olacaksın.
Si les obliga a quedarse, estará pisando sus derechos humanos.
"... zorlarsan kendini... " "... duyabileceksin o şarkıyı. "
♪ escucha con atención y escucharás una canción. ♪
Kendini fazla zorlarsan seni durdurma yetkim var.
Y tendré el derecho de intervenir si usted se presiona demasiado.
Beni gazla dışarı çıkmaya zorlarsanız, ya da aptalca bir şey yaparsanız, bu insanlar ölür.
Si intentas sacarme con gases o haces cualquier tontería, estas personas morirán.
Tam bir hayal kırıklığına uğradım. Bugünlerde kimse doğru olanı yapmıyor. Sadece zorlarsan yapıyorlar.
Ya nadie hace lo que es debido, a menos que se les obligue.
Morden'ı zorlarsanız olanları er geç size anlatır.
Si presiona a Morden, tarde o temprano, le dirá lo que sucedió.
Paul, ne kadar zorlarsan zorla seni hiç kimse "baba" diye çağırmaz.
Paul, no importa cuánto lo intentes, nadie nunca te va a llamar Papito.
Şimdi zorlarsan yine aynı şeyler olur.
Si lo presionas ahora, sería lo mismo otra vez.
- Sen zorlarsan olacak.
- ¡ Sí, si lo presionas!
Balans ayarı şaşmaya başlıyor. Sonra lastikler kelleşiyor. Ardından o kolu ne kadar zorlarsan zorla, antenin yarıya kadar kalktığını o korkunç günü yaşıyorsun.
Te empiezas a desalinear luego las llantas se ven un poco lisas y entonces llega ese día horrible cuando te das cuenta que no importa cuán duro gires la perilla sólo saldrá la mitad de la antena.
Zorlarsanız her şeyi açıklarım.
Y si me desafía lo contaré todo.
Eğer meseleyi zorlarsan, Korucular bedelini öderler.
Si fuerzas el tema, los guardias pueden pagar el precio.
Tiz bir ses vermeye çalışmak gibi. Fazla zorlarsan, başaramazsın.
Es como tratar de cantar un Do alto... si te esfuerzas demasiado, no puedes alcanzarlo.
Biraz odun kafalıyımdır, ama biraz zorlarsan sana her biri için...
Si te pones muy pesado, te doy 50 por cada uno.
Eğer beni, onları aramaya zorlarsanız, sizin açınızdan yazık olacak demektir.
Sería una lástima si me forzaran a llamarlos.
Biraz daha zorlarsan, işin tadını...
Si te lo propones de verdad, puedes estropear la experiencia...
Beni zorlarsan üst kata, Judy'nin yanına giderim.
Si me obliga a ello, subiré a ver a Judy.
belki hafizani zorlarsan hatirlayabilirsin. zor oluyor biliyorsun yeni arkadaslar, yeni ogretmenler.
Si recuerdas aquellos tiempos, si realmente los recuerdas era bastante duro, ya sabes, gente nueva, profesores nuevos..
Eğer onu gitmeye zorlarsan sırf sana garezinden kalacak. Hayır.
Aunque intentes obligarla a salir, ella se quedará aquí.
Eğer kendini çok zorlarsan öyle diyorsun.
Si te esfuerzas mucho.
- Beni zorlarsan o zaman görürsün.
- Sigue presionándome y lo sabrás.
Eğer beni bir daha zorlarsan, bütün ailem senin önünde intihar edecek.
Si me obligas, toda mi familia se suicidará.
Merhaba, göründüğümden daha tehlikeliyim ve sana zarar vermek istemiyorum ama zorlarsan veririm.
Hola. Soy más peligrosa de lo que parezco, y yo realmente no quiero hacerte daño, pero si me presionas, lo haré.
Çok zorlarsan işte böyle olur, baş belası!
¡ Eso es lo que pasa cuando molestas, chico duro!
İnsanları kendi hallerine bırakmayıp,... sizin istediğiniz şeyi seçmeye alttan alta zorlarsanız, o zaman artık demokrasiden bahsedemezsiniz.
sino que los forzas a escojer lo que tu quieres que escojan no obstante muy triste entonces ya no es democracia