Zorlayamam tradutor Espanhol
249 parallel translation
Görmek için zorlayamam.
No podía obligarlo a que me dejara verla.
Yanımda olmanı isterim ama seni buna zorlayamam.
Me gustaría tenerte conmigo, pero no te forzaré a quedarte.
- Hayır, belki de zorlayamam.
- No, tal vez no.
Ama bana söylemen için seni zorlayamam.
Pero no puedo obligarte a que me lo digas.
776'dan bahsetmeden de onu zorlayamam.
No entrará en la organización si no le obligo.
Herkes seçmekte özgürdür, kimseyi zorlayamam.
Todo el mundo puede elegir, y no pienso presionar a nadie.
Çocuğu vermesi için zorlayamam.
No puedo forzar a la niña.
Dönmüş olmanı umardım ama seni zorlayamam.
Me gustaría que regresaras, pero no puedo obligarte.
Onu zorlayamam ya. Kararını kendi vermeli.
Debe decidir por sí misma.
Seni zorlayamam, ama her zaman son bir yargılama, bir mahşer günü vardır, kralın adaletinin ötesinde...
No puedo obligaros, pero siempre hay un juicio final... más allá de la justicia del Rey.
Seni ona dönmeye zorlayamam,... ama bir canavarın yolundan gitmeyi düşünüyorsan önce ona söylemelisin.
No puedo obligarte a volver con él, pero si vas a tomar el camino de la bestia, debes decírselo antes.
- Seni buna zorlayamam.
- No puedo obligarte a eso.
Peki, istemiyorsan, seni zorlayamam!
Bien, no puedo obligarte si no quieres.
Ama benim size anlatmak istediğim şu : Onu kendi inancıma zorlayamam ya?
- Ya pero, creo que ella sentirá que la estoy obligando.
Tatlım, onları daha fazla zorlayamam.
Cariño, no las puedo apresurar más.
Sizi zorlayamam.
No puedo... No puedo obligarla.
Benimle gelmeniz için sizi zorlayamam.
No puedo hacer que vengan conmigo
Belki zorlayamam.
Quizás no.
Elbette hatırlamak istemiyorsan, seni zorlayamam.
No puedo obligarte a recordar si no lo deseas, claro.
Seni kesinlikle zorlayamam.
No puedo obligarte.
Bu konuda seni zorlayamam Elliot.
No puedo discutir con eso.
Seni hiçbir şeye zorlayamam.
No te obligaré a nada.
Onları zorlayamam, ama gelecekler, senden daha yüksek kişiler.
No lo obligaré. Pero alguien más importante acudirá conmigo.
Seni kalmaya zorlayamam,.. ... ama cevâbı burada.
No puedo obligarle a quedarse pero voy a averiguar la respuesta.
Sadece insanları istemedikleri bir şeyi almaya zorlayamam, hepsi bu.
Pero no puedo obligar a la gente a comprar lo que no quieren.
Seni zorlayamam.
No puedo obligarte.
Bajoryalıları ve Ferengileri çocuklarını okula göndermeleri için zorlayamam.
No puedo obligar a los bajoranos ni a los ferengi a enviar a sus hijos a su escuela.
Marianne'i konuşmaya zorlayamam.
No puedo forzar la confianza de Marianne.
- Adil olmadığını biliyorum ve seni buna zorlayamam.
- Es injusto y no te puedo obligar.
Sizi kalmaya zorlayamam Bayan Salazar.
No puedo hacer que se quede, Sra. Salazar.
Reddediyorsan, seni zorlayamam.
No voy a obligarle si se niega.
Benim için dünyadaki en önemli varlık bile olsan seni doğana aykırı bir şeye zorlayamam.
y aunque me importas más que nada en el mundo, no puedo obligarte a ir en contra de tu naturaleza y tus convicciones.
Seni değişmeye zorlayamam. Her ne isen...
Bueno, no puedo distinguir qué eres...
Seni ölmeye... zorlayamam.
No puedo obligarte... a morir.
Oyun oynamak istemiyorsan seni buna zorlayamam sanırım.
Si no quieres jugar... creo que no puedo forzarte.
Seni matematik takımına girmen için zorlayamam ama Açılış Balosu'nda içecek masasının başında durmanı sağlayabilirim.
Pero puedo obligarla a trabajar en la mesa de los novatos en el baile.
Onu evde kalmaya zorlayamam. Kendi üzüntüme ortak edemem.
No puedo obligarla a quedarse en casa... sujeta a mi sufrimiento.
Kendimi zorlayamam.
Yo nunca voy a traicionar.
Seni hiçbir şeye zorlayamam.
No puedo forzarte.
Onu kalması için zorlayamam. Umarım sizi dinler.
No puedo obligarla a quedarse, pero quizá le haga caso a usted.
Oh, Peter, Cleveland Junior'u boş bir iş için uğraşmaya zorlayamam.
Peter. No consigo que Cleveland Jr. Se quede sentado.
Araştırmayı terk etmeye onu zorlayamam.
No voy a obligarla a abandonar la búsqueda
Sizleri benimle gelmeye zorlayamam.
No puedo forzarlos a cualquiera de los dos a venir conmigo.
Ayrıca kendimi ona aşık olmaya zorlayamam.
No puedo forzarme a enamorarme otra vez.
Onu hiçbir şeye zorlayamam.
- No puedo obligarlo a hacer nada.
- Onu gitmeye zorlayamam, Troy.
No puedo obligarlo a que se fuera, Troy.
Şansımı sonuna kadar zorlayamam.
Mi suerte no durará para siempre.
Ayrıca bu, bana karşı Nog haline gelebilir ve Jake'i seçmesi için zorlayamam.
Me contó cómo vendiste unos reactores factoriales estropeados a las autoridades de Tarahong. Muy ingenioso. No fue nada.
Seni asla buna zorlayamam
Mi fantasma no te rondara.
Onları buna zorlayamam.
No puedo forzarlos a aceptarla.
Seni olmadığın bir şeye olman için zorlayamam.
No puedo hacer de ti algo que no eres.