Zorlaştırıyorsun tradutor Espanhol
337 parallel translation
Sevmeme konusunda işimi zorlaştırıyorsun.
Es difícil no amarte también.
İşleri benim için çok zorlaştırıyorsun.
- Lo está haciendo dificil para mí
Derdim yokmuş gibi işimi zorlaştırıyorsun!
¿ No tengo ya bastantes problemas para que tú lo empeores? Todo es por culpa tuya.
Beni ağlatıyorsun, ama işleri de zorlaştırıyorsun.
Me estás haciendo llorar, pero no estás ayudando nada.
İşimi zorlaştırıyorsun.
Me lo pones más difícil.
Neden bu konuyu bu kadar çok zorlaştırıyorsun?
¿ Por qué lo hacéis todo tan difícil?
Del, bu işi ikimiz için de zorlaştırıyorsun.
Del, no se lo estás poniendo fácil a ninguno de los dos.
Seni tanımamı zorlaştırıyorsun.
Me resulta difícil conocerle.
Sen kimsin ki onların köleliklerini zorlaştırıyorsun?
¿ Quién eres tú para amargar sus vidas en cautiverio?
İşi zorlaştırıyorsun adamım.
Está haciéndolo difícil, vagabundo.
Zorlaştırıyorsun ufaklık.
Estás poniéndolo difícil, hijo.
Bunu çok zorlaştırıyorsun.
Trato, pero me lo haces difícil.
- Cerrahın işini zorlaştırıyorsun...
Debo decirle que usted hace difícil el trabajo de un cirujano que trata de...
Anlaşmayı zorlaştırıyorsun.
Pues no hay trato.
Bill, işleri zorlaştırıyorsun.
Bill, ¿ por qué empeorar las cosas? Déjale.
Albay Cathcart için durumu çok zorlaştırıyorsun.
Le ha estado dificultando mucho las cosas al coronel Cathcart.
Birlikte yaşamayı zorlaştırıyorsun.
Estás dificultando mucho nuestra convivencia.
Niye işi zorlaştırıyorsun?
¿ Por qué hacerlo más difícil?
Daha da zorlaştırıyorsun.
Lo estás haciendo más difícil.
Hep böyle yapıyorsun. İşleri hep zorlaştırıyorsun.
Siempre haces esto, Siempre me das problemas,
Bana her şeyi zorlaştırıyorsun.
Me estás poniendo las cosas muy difíciles, Joe.
Neden işleri kendin için daha da zorlaştırıyorsun?
¿ Por qué debes siempre complicártelo todo?
– Her şeyi çok zorlaştırıyorsun.
– A veces eres insoportable.
David, işi giderek zorlaştırıyorsun.
David, lo estás complicando aún más.
- İşleri zorlaştırıyorsun!
¡ - Lo estás empeorando! ¡
- Sen benim işimi zorlaştırıyorsun. O kadınlar bütün gün burada zaten.
- Tú me lo estás poniendo difícil a mí.
İşleri zorlaştırıyorsun.
Lo estás empeorando.
İşimizi zorlaştırıyorsun Frank.
Estás siendo realmente obstinado en esto, Frank.
Kendin için her şeyi çok zorlaştırıyorsun, değil mi?
Te dificultas las cosas, ¿ verdad?
Bütün bunları işin gereği yaptığını biliyorum ve buna saygı duyuyorum. Ama işleri daha da zorlaştırıyorsun.
Ya sé que crees que estás haciendo tu trabajo y entiendo ese punto de vista pero lo único que consigues es que esto se alargue.
Gerekeni yapmamı çok zorlaştırıyorsun.
Me estás dificultando que haga lo correcto.
Sana ikinci bir şans vermemi neden bu kadar zorlaştırıyorsun Charley?
¿ Por qué haces que me resulte difícil darte otra oportunidad, Charley?
Neden görüştüğümüz zaman durumu bu kadar zorlaştırıyorsun?
¿ Por qué cuando nos vemos lo haces tan difícil?
- Sen de işimi zorlaştırıyorsun.
- No me los has facilitado.
Lowenstein, neden bu kadar zorlaştırıyorsun?
¿ Por qué haces esto tan difícil?
Çekil. İşimi zorlaştırıyorsun!
- Retírate y saca tu mano.
İşi zorlaştırıyorsun!
¡ Tú lo haces difícil!
İşleri sen zorlaştırıyorsun.
Tú las haces más difíciles.
Bu ne pislik? İşimi çok zorlaştırıyorsun.
¡ Todo me lo tienes que complicar!
Seni sevmemi çok zorlaştırıyorsun.
¡ Haces tan difícil amarte!
Kendi hayatını zorlaştırıyorsun Jojo.
Siempre haces las cosas más difíciles para ti, Jojo.
- Sana yardım etmemi zorlaştırıyorsun.
- Así me es dificil ayudarte.
Burada olmandan nefret ediyorum. Hayatımı zorlaştırıyorsun... ama seni başka birine de kaptırmak istemiyorum.
Detesto tenerte aquí, arruinando mi vida pero no quiero perderte por un virus.
- Onlar için fazla zorlaştırıyorsun.
- Tira muy duro.
Kaltaklık yaparak işleri kendin için daha da zorlaştırıyorsun sadece.
Lo estas haciendo muy jodidamente dificil de nuevo perra!
Lanet olsun işimizi zorlaştırıyorsun.
No me causes problemas. ¡ Maldición!
Durumu zorlaştırıyorsun.
Lo harás peor.
Hayatım, bak durumu zorlaştırıyorsun.
Cariño, no ayudas.
Yalnızca durumu daha da zorlaştırıyorsun.
Se lo estás poniendo más difícil.
- İşimi zorlaştırıyorsun Tommy.
- Me lo estás poniendo difícil.
İşi zorlaştırıyorsun demek.
Se acabó.