Zumo tradutor Espanhol
1,618 parallel translation
Neden senden meyve suyu isteyecekmiş?
¿ Por qué iba a querer que le trajeras zumo?
Orijinal, Parlak Renk, Üzüm Rengi ve Dr. Pepper var.
Tengo el original, el brillante, zumo de uva, y el Dr. Pepper.
Su ve meyve suyu daha iyi.
Agua y zumo son mejores.
O meyve suyu yetişkinler için, senin için değil.
Esto es zumo para adultos, no es para ti.
Ben ne zaman ondan içebileceğim?
¿ Cuándo voy a poder beber zumo para adultos?
Bilirsin, aceleye gerek yok, ama meyve suyum bitmiş gibi görünüyor.
Sabéis, no hay mucha prisa, pero me estoy quedando sin zumo por aquí.
Greyfurt mu istersin, yabanmersini mi?
¿ Quieres zumo de uva o de arándanos?
Karahindiba yaprağı, şundan da ince bir dal, salata sosu için taze böğürtlen suyu.
Dientes de león, una ramita de eneldo salvaje, zumo de zarzamora fresco, para aliñar.
Bu ebeveynler asla övünemeyecek. Hatta portakal suyu pipetini bile onlar verecek.
Sus padres no obtienen nada sólo el derecho de jactarse que su hijo tome zumo de naranja de una línea.
Juicy Fruit sakızı, kaş kalemi, nar suyu.
Zumo de fruta, chicle, lapiz de cejas, zumo de granada...
Cipslerinle meyve suyumu takas etmeye geldim.
Te cambio mi zumo por tu bolsa de patatas.
Ancak çok fazla çocuk eşyası var. Uzun bir yolculuk olduğunu görüyoruz. DVD ler, hamburger paketleri ve meyve suyu kutularından anlaşılıyor.
Pero tienen todo tipo de cosas..... que ves cuando haces un largo viaje, como DVD's para los niños, envolturas de comida rápida, cajas de zumo...
İşimi yapıyordum ki, kızın tepsisindeki meyve suyuna uzandığını gördüm. Susamıştı.
Acababa de dar de comer a los peces, empezaba mis rondas, y vi que la chica Garner intentaba alcanzar el zumo de su bandeja...
Meyve suyu ister misin?
¿ Quieres un zumo?
Ve dedim ki... Portakal suyu içmek istiyordum önce onu yapmalıyım. " " Oh, dostum!
Yo quería beberme un poco de zumo de naranja.
Taze sıkılmış portakal suyu olacak mı?
¿ Zumo de naranja recién hecho?
Ekstra iki portakal suyu tavsiye etti, böylece kendine acımayı bırakıyorsun.
Me ha recetado un poco más de zumo de naranja y menos autocompasión.
- Meyve suyu kutusu patlaması.
- Explosión de la caja del zumo.
- Affedersin Eva, ama meyve suyumuz bitti.
Perdona, Eva, no nos queda zumo
- Evet ama siz de çok içtiniz.
Pero ya has tomado mucho zumo
Bütün bedava içecekleri içmekle ilgili yazılı olmayan bir kural var.
Existe una norma tácita sobre no tomar todo el zumo gratuito
Yine de madem yazılı değil, bize meyve suyu lazım o halde.
Ya, pero si es tácita... Necesitamos más zumo
- Sadie'yi meyve püresi içmeye çıkar. - Onu mu?
Sal con Sadie a tomar un zumo - ¿ Y eso por qué?
Ben bir koşu bize kahve kruvasan ve portakal suyu alayım.
Iré a comprar cafés y croissants y zumo recién exprimido
İnek sütü hemen geliyor.
Un zumo de mugido enseguida.
Ne gibi? Mimozasındaki portakal suyu taze sıkılmamış da konsantre miymiş?
¿ Como acuchillar porque su "Mimosa" lleva zumo concentrado en vez de exprimido?
Ne bir çekirdeği, ne de suyu dökülüyor.
¡ No cae ni una semilla y ni una gota de zumo!
Votkalı kokteyl.
Vodka con zumo de lima.
- Meyve suyu falan içebilirsin.
Puedes tomar un zumo o algo así.
Başlıkları okumak... ve meyve suyumu içmek için... kendime ait bir beş dakikam olamaz mı?
¿ No puedo tener... ni cinco minutos para mí misma, para leer los titulares y beber mi zumo?
Kırmızı biber ve limon suyu diyeti yapıyor.
Está a dieta de pimienta de cayena y zumo de limón...
Biri bu sabah cesaret içeceğini içmeyi unutmuş.
Alguien olvido beber su zumo de coraje esta mañana.
Benim işimi ; tıpkı kilisenin vestiyerindeki masum çocuğu, tenhada domaltıp kıçından becerir gibi, halletti. Meyva suyu ve kurabiyeyle kandırılmış gibi..
Luego me inclinó y me folló atraído por promesas de zumo y galletas.
Evet, biraz kızılcık karıştırdım.
Sí, lo mezclé con zumo de arándanos.
Meyve suyunu iç, senin için yararlı.
Bébete el zumo, es bueno para ti.
Portakal suyu.
Zumo de naranja.
Meyve suyu?
¿ Zumo?
Gidip biraz daha portakal suyu getireyim.
Iré a por más zumo de naranja.
Biraz daha portakal suyu, John?
John, ¿ más zumo?
Portakal suyu da bebeğin mi?
¿ Este zumo de naranja también es para el bebé?
Bir tutku kokteyli.
Un zumo de la pasión.
Ben bunu sipariş etmemiştim. Meyve suyu istemiştim.
No he pedido esto, quiero el zumo.
Burada şey yazıyor : Bir meyve suyu.
Tengo : un zumo...
Şampanya yada meyvesuyu?
Champagne o zumo? Bien..
Tamam Tamam şampanya yada meyvusuyu?
Bien champagne o bien zumo?
- Selam, tatlım. Biraz meyve suyu ister misin?
- Hola, cielo. ¿ Quieres algo de zumo?
Üzüm suyu gibi, neyi kutluyoruz?
Es zumo de uva, ¿ cuál es el problema?
- Elma suyu istiyorum.
- Quiero zumo de manzana.
- Baba, elma suyunu evde bıraktın ya.
- Papá, te dejaste el zumo de manzana en casa.
Elma suyu istiyorum!
Quiero zumo de manzana!
Ananas suyu, bebeğim.
Zumo de piña.