English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zıvır

Zıvır tradutor Espanhol

2,030 parallel translation
Viski. Buzsuz. İçine ıvır zıvır koyma.
Whisky puro.
Ivır Zıvır'ın patronu.
empleador de maIv ¡ v ¡ entes.
Çok tatlı... Ivır zıvır, dolu şey var.
Muy dulce, y algunas de estas cositas.
Sadece kendi ıvır zıvırımla meşguldüm.
Estaba demasiado ocupado con mis cosas.
Ama siz geri zekâlılar, bu boktan ıvır zıvırları istiyorsunuz.
Pero son tan tontos, que quieren esta basura barata.
Ivırı zıvırı...
Bla, bla, bla, bla.
Fuegolu'lar için, çocuklar ucuz, düğmeler kıymetliydi, bu nedenle de çok geçmeden Fuegolu'lar ıvır zıvırlarına Kaptan Fitzroy da üç tane çocuğa sahip oldu.
Para los Fuegianos, los niños eran baratos y los botones eran preciosos, así que no pasó mucho antes de que los Fuegianos tuvieran sus baratijas y el Capitán Fitzroy tuviera sus tres niños.
Şu akıntının içinde yüzen ıvır zıvıra baksana.
Miren toda la basura flotando en esa corriente.
Tamam, vitaminler, el kremleri ve bir sürü ıvır zıvır ve bütün boktan ve işe yaramaz şeyleri buraya koymuşsun!
OK, vitaminas de edad y cremas para las manos y toda esta mierda integral y toda esta mierda otra que mantener aquí sin ninguna razón de mierda a todos!
Pazar, Saat 11 : 16 Her şeyi berbat ettiğin için sana teşekkür ediyorum ve insanlıktan çıkardığın için de. Bütün ıvır zıvırını çöpe attım, kitaplarını da parçaladım.
Domingo, 11 : 16 quería llamar para darte las gracias por arruinar mis planes y liberarme de mi decencia humana voy a tirar todo a la mierda querías guerra, entonces tendrás guerra veremos quien gana sé con quién te tiras y te voy a destruir
Başka bir depoya gidebiliriz. Depoya değil de başka bir yere. ... bütün ıvır zıvırı taşıyacak bir yer olmalı ki...
Si conseguimos otro depósito, no un depósito sino otro lugar tendremos un lugar donde guardar las cosas para que no tengamos que...
Sadece ucuz ıvır zıvır.
Son pura chatarra.
- Bunlar ıvır zıvır yahu!
- Esto... ¡ Esto es una estupidez!
Ivır zıvırlarını hokkabazlık yaparak bir kenara topluyor.
El está afuera a un lado malabareando sus baratijas.
Tıbbi geçmişleri ya da diğer ıvır zıvırları.
Como la historia clínica y todo eso.
Sadece ıvır zıvıra yardım için.
Solo para ayudar con imprevistos.
Ofisindeki ıvır zıvır çekmecesinde. Tamam.
En tu cajón de trastos, en la oficina.
- Filmlerden ıvır zıvırlar işte.
- Una estupidez de una película.
Nasıl oluyor da biriktirdiğin paranı bu kullanılmış ıvır zıvıra harcıyorsun?
¿ Cómo se puede dar un dinero ganado con el sudor y esfuerzo?
Hani o dediğin'ıvır zıvır'la sonsuza kadar kalabilecek bir kaydedilebilir.
Con estas "travesuras" puedo hacer algo que será para siempre.
Kim dinleyecek o ıvır zıvırı?
¿ Cuales son sus travesuras siempre lo necesitamos?
- Nasıl oluyor da biriktirdiğin paranı bu kullanılmış ıvır zıvıra harcıyorsun?
- ¿ Para qué es este error
- ıvır zıvır, bir şey, bir şey.
- Tienes tienes, algo, algo.
Bana çöp omleti, duble et, patates cips ve her şeyli bir bagel tereyağı, krem peynir, reçel ıvır zıvır.
Quiero una tortilla completa, con doble carne, papas fritas... y un panecillo... con mantequilla, queso crema, jalea, todo.
- Elindeki ıvır zıvırı bırak.
- Esa mierda que traes, suéltala.
Böylece enerjimizi ıvır zıvıra harcamayız.
Para no desperdiciar nuestras valiosas energías.
Onca ıvır zıvırın arasında bulduğuna göre muhtemelen Yaşlı Fikejz'in arkasında bıraktıklarıdır.
Si estaba entre toda esa basura, esas cosas que dejó el viejo Fikejz.
Ivır zıvır!
Innecesario...
Dünyanın en şişman milletiyiz bir sürü ıvır zıvırımız var ve bunlardan nefret ediyoruz.
Somos la gente más gorda en el mundo, y aún tenemos toda ésta mierda, y la odiamos...
Onun ıvır zıvırlarıyla.
Con todas sus cositas.
Bütün o kameraları, mikrofonları, ıvır zıvırları.
Con todas sus cámaras, micrófonos y todo lo demás.
Paketlemem gereken birkaç ıvır zıvırım var.
Tengo unas cuantas cosas más que empacar.
Şu ıvır zıvıra bir el atsana.
Pásame el trapo ¿ sí?
Bir çok hevesli insan kendilerine isim almak için değersiz ıvır zıvırları getiriyor.
Muchos ansiosos de hacerse de un nombre Llevando baratijas de inimaginable inutilidad.
Çoğu ıvır zıvır. Senin arkadaşlığının değerinin yanına bile yaklaşamazlar.
Simples baratijas, ni de lejos tan valiosas como tu amistad.
Bak, dostum, hayatımızı kurtarmanın karşılığı olarak benim doğaüstü güçlerim işini görür mü bilmem ama kağıt, evrak, dilekçe ıvır zıvır işin düşerse hiç çekinmeden Gus'a gidebilirsin.
Mira, tío, desconozco las reglas para salvar vidas hoy en día, pero quiero que sepas que si alguna vez necesitas cualquier cosa fotocopiada o mimeografiada o alfabetizada, Gus es tu hombre.
Kendi hücrende, ıvır zıvırla uğraşmadan gerçek yemekle yanında da bolca ikramiye olur.
Tu propia celda, no tendrás que trabajar verdadera comida y muchas otras... -... ventajas. - Está bien.
Solunum hızı arttı, değerler düşüyor. Vücudu iflas ediyor. Aşırı sıvı var.
El ritmo de su respiración está subiendo, y sus SATS están cayendo otra vez.
Deniz yıldızı midesini fokun derisine bastırır ve fokun dokularını eriten sıvılar salgılar.
Mientras esta estrella de mar presiona su estómago contra la piel de la foca secreta jugos digestivos que disuelven los tejidos del animal.
Harry ile hemen o 10 milyonu... Ya da daha fazlasını kırışacağız.
Sí, una vez que Harry y yo d ¡ v ¡ damos esos 10 m ¡ llones o mas...
ve nasıl benim gibi bir adam senin gibi bir kızı alır?
¶ Y, ¿ cómo un tipo como yo v ¶ consigue una chica como tú? ¶
Başlayana kadar bekleyelim sonra sıvışırız.
Hasta que empiece. Entonces nos escapamos.
Ve sanırım hayatımızın sonuna kadar aramızdaki kıvılcımı korumak için uğraş vermek zorunda kalacağız.
Y creo que vamos a tener que trabajar para mantener esa chispa por el resto de nuestras vidas.
Sen ona vız gelir tırıs gidersin.
Tú eres como un picnic en domingo para ella.
Ben ölmeyeceğim! Vızır vızır başımda ötüyor.
No voy a morir cuchillos golpean en mi cabeza
54. ve 3. caddenin köşesi. Vızır vızır.
La esquina que dirijo en la 54 y la Tercera fluye.
Şarap yapım sürecinde, insanların yanlış bildiği bir konuda, üzümleri saplarından ayırdıktan sonra, pantolonlarımızın paçalarını kıvırıp fıçıların içine atlayıp, Lucy gibi tepinmeye başladığımızı sanıyorlar.
Una de las ideas erróneas que tiene la gente sobre lo que se hace con las uvas luego de recogerlas, es que te arremangas el pantalón, brincas a las arcas y comienzas a pisotearlas.
- İmdat, imdat, imdat, Yankee Zulu X-ray. Patterson hava kontrol noktasının yaklaşık 15 mil doğusundayız.
- Mayday, mayday, mayday, Yankee Zulu de rayos X, aproximadamente 15 millas al este de Patterson V.O.R.
V sıfır, iki noktanın hızıdır.
V cero es la velocidad inicial de dos cuerpos...
Sadece ıvır zıvırlar kalmış.
Solo quedan libros malos.
Fransız restoranında birlikte olduğun seksi cıvır mı bu?
¿ Es esa chica sexy con quien estabas en ese restaurante de ranas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]