English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zşa

Zşa tradutor Espanhol

517 parallel translation
Hırsızsa ne olmuş yani?
¿ Qué importa si era un ladrón?
Evlenebileceğin türde bir kızsa eğer, ben arabuluculuk yapacağım.
Si quieres engañarme, tendrás que esforzarte un poco más.
Eğer kızsa onu Sarı El'in kampından uzak tutmalıyız.
Si es niña, la alejaremos del campamento de Mano Amarilla.
O bizim konuğumuz.Bundan dolayı bir atışma yaşadınızsa,..
Es nuestro invitado.
Düpedüz, arsızsa yüzsüzlük.
La pura y descarada insolencia.
Eğer bir adam yalnızsa ve ihtiyacı olan şey -
Si un hombre está solo y siente que necesita, bien -
Hem de ölen bir hırsızsa...
¿ Y además ladrón?
Anneniz her ne kadar kızsa da zararsızdır.
Perro ladrador, poco mordedor.
- Özellikle bir kadın için. - Üstelik de yalnızsa.
- Supongo que sí, si estaba sola.
Ne kadar kızsa da, benim "ratibi" olduğumu söylemesi yanlıştı.
Por muy dolido que estuviera, fue un error llamarme "virral".
Eğer haksızsa.
Si se equivoca...
- Sizin tayfanızsa mı?
- ¿ Si lo son?
Yani, eğer çabaları anlamsızsa dünya da karanlık bir yerdir.
Si ninguno de Uds. puede entender la dedicación del Sr. Watanabe, el mundo es un lugar realmente oscuro.
Eğer imkansızsa benim için çok kötü olacak.
Aunque si no puedes hacérmelo no pasa nada.
Kalanlarınızsa kararınızı veremediniz.
¡ y el resto no se decide!
Bazılarınızsa durumun vahametini anlamaya çalışıyor, ama sık sık... durumun gerçekten ne ölçüde ciddi olduğunu soruyorsunuz.
Los demás tratan de ver lo grave de la situación. Y preguntan una y otra vez si es muy seria.
Eğer getirmek istediğin bir kızsa, ben sana borç veririm.
Si quieres, te presto para que la traigas.
Her ne yaptınızsa gurur duyarım.
Estoy orgullosa de ambos, de lo que habéis hecho juntos.
Bazılarımızsa ilginç ya da canavarsı olarak geldik.
Así que algunos de nosotros hemos venido de visiones y monstruos. Goya.
Bir kızın para yapabileceği bir sürü yol var, eğer vicdansızsa.
Hay muchos modos de ganar dinero para una chica inescrupulosa.
Gıda bileşenin birazı bile eğer ki kararsızsa ölümcül bile olabiliyor. Fakat biz sadece hayvanları yaşatıp beslemekten başka bir şey yapmadığını biliyoruz.
Si el nutriente es inestable, puede resultar letal, pero... ha mantenido con vida a animales que comieron sólamente eso.
Bizim hakkımızsa almayarak aptallık etmiş oluruz.
Si tenemos derecho a ello es de tontos no tomarlo
Hayır, eğer bunlar sizin eşyalarınızsa.
No, si son propios.
Bizim peder bana ne zaman kızsa, Andy hemen gelir, onun sinirini almasını bilirdi.
Y siempre que mi padre se enfadaba conmigo Andy aparecía, y hacía una broma de ello.
Güzel bir kızsa getir.
Si es guapa, que venga.
Birinin süründüğünü görmek hiç hoş değildir Bay LeGrand. Özellikle de o kişi babanızsa.
Odio que la gente se arrastre, y más si es mi padre.
Özellikle de hoş, edepli bir genç kızsa.
Sobre todo si educas a una chica decente y estupenda.
- Vardınızsa, kararı kim açıklayacak?
- Si así es, ¿ quién hablará? - Sí.
Hoş bir kızsa neden onunla evlenmiyorsun?
¿ Por qué no te casas con ella, si es una buena chica?
Hayır, yani eğer Fransızsa o da olabilirdi galiba.
No, es decir si era francesa, podría ser ella, presumo.
Albert'e kadın Fransızsa belki de Martine'dir dedim.
Le sugerí a Albert que si ella era francesa, podría ser Martine.
En gurur duyduğumuz başarımızsa... kendi yaptığımız asansördü.
Y nos sentimos muy orgullosos de la construcción... de un ascensor casero. Todo un logro de ingeniería.
Ya da, eğer yalnızsa, bir şişe şarap.
Pero si está sólo, una botella de vino.
Enfes bir kızsa başkasına kaptırabilirsin dostum.
Si es tan linda como dijo, se la birlarán.
Miden rahatsızsa neden doktora gitmiyorsun?
Si te duele, ¿ por qué no vas al médico?
Çaldınızsa ne olmuş?
¿ Sólo porque he llamado a su puerta? A eso me refiero. ¿ Ha llamado, no?
Eğer yalnızsa...
Si es que está sola...
Eğer yalnızsa, neden bunu bana kendi söylemiyor?
Si está solo, ¿ por qué no me lo dice él?
Çıldırdınızsa haber verin bana!
¿ Te has vuelto loco?
Komşularımızsa, hiç konuşmuyoruz onlarla.
Y a los vecinos, nunca les dices nada
Belkemiğine bir şey oldu kızsa bir sonraki trenle gitti.
Se lesionó la columna. La chica cogió el próximo tren.
Babamızsa birkaç gün önce vefat etti.
Nuestro padre murió hace sólo unos días.
Kızsa...
La chica...
64.723.000 frankı kasadan almadınızsa, nasıl çaldınız?
¿ Cómo me ha robado esa cifra si no falta nada?
Eğer bunun bir insan olması imkansızsa o zaman öldürmeye yol açan bir şey.
Si es imposible que sea humano, es algo obsesionado con matar.
Adam kararsızsa...
Y si no se deciden...
Benim için imkansızsa, sen yapmalısın.
¡ Mire, señora, lo que pretende!
Arayan çıtı pıtı Linka'mızsa... oyala. Ne demek istediğimi anladın, değil mi?
Y si es la pequeña Linka... entreténgala.
Kameramanımızsa, bilmiyorum.
El cámara es... no sé...
Bayan Rumson, öteki bey kocanızsa Bay Rumson kim peki?
Sra. Rumson, si el otro caballero es su marido, ¿ quién es el Sr. Rumson?
Bir yanınız siyah, diğer yanınızsa beyaz.
Es negro en una parte y blanca en la otra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]