English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Â ] / Âşkım

Âşkım tradutor Espanhol

58 parallel translation
Bu âşkımın bir kanıtı.
Es una prueba de amor.
Ama izniniz olursa süsleyip püslemeden anlatayım âşkımın hikayesini : Madem büyücülükle suçlanıyorum anlatayım hangi ilaç, hangi sihir, hangi efsun, hangi büyüyle kızının kalbini kazandığımı.
Sin embargo, si me otorgáis licencia os daré cuenta breve y sucinta, en términos sencillos del logro de mi amor con cuáles drogas con cuáles sortilegios y conjuros de poderosa magia pues me acusan de usar tales artes... gané a su hija.
Bak, âşkım kalkmamış olsaydı.
A mi amada despertó el tumulto.
Alçak adam, kanıtla âşkımın fahişe olduğunu!
Villano, pruébame que es adúltera mi amada.
"Tatlı Desdemona, dikkatli olalım, âşkımızı saklayalım."
"Mi Desdémona, seamos cautos, nuestro amor encubre".
Sevgisizlik çok şey yapar ve onun sevgisizliği alabilir canımı ama asla lekeleyemez âşkımı.
Mucho puede el desamor, la falta de cariño. Dureza en él podrá acabar mi vida mas no menguar mi amor.
Selam benim küçük âşkım.
Hola, mi pequeña...
Yaşasın âşkımız bırak... Sonsuza değin ve şevkâtli...
y vivamos nuestro amor con futuro y comprensión -
Ve biliyor musun âşkım?
¿ Y sabés qué, mi amor?
Ve o an, hayatı hissetmenin mucizevi anında, seni gördüm âşkım.
Y allí, en ese milagro de sentirme aún viva, te me apareciste vos, mi dulce, y tus ojos y tu calor
80'de savaşa gidebiliyorsunuz 21'de içki içebiliyorsunuz ve 65'te emekli oluyorsunuz peki kaç yaşında olmalıyız ki âşkımız gerçek olsun?
Ir a la guerra a los 18, beber a los 21, jubilarse a los 65, asi que edad debes tener... Antes de que el amor... sea real
"Sana olan âşkım hiç bir zaman bitmeyecek."
"Mi amor por ti nunca morirá."
Âşkım, burada harika zaman geçiriyorum, ama seni çok özlüyorum.
Mi querida, estoy pasando unos días maravillosos, pero te extraño mucho.
Âşkım... Âşkım!
¡ Querida, querida!
16 yaşımdan 22 yaşıma kadar, eroin hayatımdaki en büyük âşkım oldu.
Desde los 16 hasta los 22 años, la heroína fue el amor de mi vida...
Efendim âşkım?
¿ Sí, mi amor?
Lâkin âşkım, ihtiraslıydı.
Pero mi amor era apasionado.
Âşkımı ispatlamam gereken tek kişi Elliot'dır.
La única persona a quien tengo que probarle mi amor es Elliot.
Benim televizyon âşkım varsa o da Peter Dinklage'dir.
Mi amor de TV es Peter Dinklage.
Her zaman gerçek âşkımıza kavuşamıyoruz ama değil mi?
No siempre podemos estar con nuestro amor verdadero, ¿ no es así?
"Âşk için Çatışmak" ta yaptığımıza benzer bir şey yani.
Es muy parecido a lo que hicimos en Matarpor amor.
Düşüncede veya davranışta ihanet ettiysem âşkına veya gözlerim, kulaklarım ya da başka bir duyu organım bir başkasından hoşlandıysa beni silkeleyerek attığı halde onu hâlâ sevmiyorsam, hep sevmemişsem ve hep sevmeyeceksem huzur terk etsin beni!
Si alguna vez faltó a su amor mi pecho en pensamiento o en obra si hallaron estos ojos, estos oídos o mis sentidos deleite en otro cuerpo que en el suyo si no le quiero cual le quise siempre cual siempre le querré por más que ingrato me arroje cual mendiga de su seno huye de mí, consuelo.
Buradayım, Tanrı âşkına yardım edin!
¡ Por amor del cielo! ¡ Aquí, favor, aquí!
İnanıyorum Âşkın getireceklerine hazırım
"que no puedo ocultar" "Creo que estoy preparada..."
Her işlemi kolaylaştırırım. Âşk dediğiniz şey hariç.
Mejoro cualquier procedimiento menos eso que ustedes llaman "amor".
Biliyorsun, hoca hanımın küçük âşk mektubu, buralara ulaştı özellikle de "Beni dilediğin zaman ara." kısmı.
Ya sabes, la nota de amor de la tutora que hiciste circular antes. La que decía : "Llámame si necesitas cualquier cosa".
"Sanırım âşk beni bu nihaî sonuca sürükledi."
"pienso que el amor me condujo a el último paso"
Bu nedenle bir kere daha âşkı hissedemeyeceğimizi anladığımızda hayatımıza son vereceğimize yemin ederiz. Ve âşkı bizden çalanları da yanımızda götüreceğiz.
Por lo tanto juramos terminar con nuestras vidas la primera vez que no sentamos el amor y nos llevaremos por delante a todos aquellos que nos privaron de nuestro amor.
Küçük oyuncağım tüm gün âşk diye ağladı durdu.
Escuchá, escuchá, " mi muñequito llora todo el día de amor.
Haley, sen ve Nathan'ın büyük bir âşk yaşadığınızın farkındayım ve benim de lisede böyle bir âşk yaşadığımı biliyorsun ama kimi zaman âşk solar ve bunu tüm kalbimle istiyorum ki, dilerim senin âşkın solmaz.
Haley, yo sé que Nathan y tú están enamorados y tú sabes que yo también estuve enamorada en la secundaria. Pero a veces el amor se marchita y espero de todo corazón que no te pase eso.
Senin âşkına ihtiyacım yok.
No necesito que me ames.
Çünkü ben Nathan'la seninki gibi bir âşk yaşayamadım.
Porque nunca he estado enamorada de Nathan de la manera que tú lo estás
Belki de hayatımızın geri kalanında birlikte olmayacağız ama şu an hayatımda ilk kez âşkı hissediyorum ve bundan 20 sene sonra bu dövmeye baktığımda bana bugün nasıl hissettiğimi hatırlatacak ve sanırım bu benim için iyi bir şey.
Tal vez no vamos a estar juntos para el resto de nuestras vidas, pero ahora mismo estoy enamorada por primera vez y si miro este tatuaje dentro de 20 años, y me recuerda cómo siento hoy, pienso que estaré bien con esto
"Ya biraz daha mutlulukla yaşayayım..." "... ya da öleyim! " " Böylece âşk da eskiden olduğu gibi kalsın! "
Dejadme vivir con dulce felicidad o morir y así olvidar lo que el amor ha significado.
Âşkım!
Mi amor.
Bu bir âsk mı?
Oh... ¿ esto es por amor?
Ve bir anda, kocanızla aranızda büyük bir âşk olduğu ve onu yalnız bırakmayı reddettiğiniz fikrine kapıldım.
Y se me ocurrió que tú y tu marido estaban locamente enamorados y que te negaste a quedarte lejos sin él.
Dünyevi varlıklarımın geri kalanı olan Şatom ve üstünde bulunduğu araziyi hayatımın âşkına benim için sanki bir oğul gibi olan...
Puedes dejar la adulación. "El resto de mis bienes materiales, mi castillo y el terreno que lo rodea... se los dejo al amor de mi vida, alguien que fue como un hijo para mí"...
Ülkenize, yaşadığım evin sahibiyle onun kalitesinde olmayan bir kızın arasındaki âşkı sona erdirmek için geldim.
Vine a su país a destruir un romance... entre el dueño de la casa en la que vivo y una chica que no está a su altura.
Bir uzaylının bir bebekle âşk yaşaması falan umrumda değil, tamam mı?
No quiero leer acerca
Kariyerim ve âşk hayatım hiçbir yere varmıyor.
Mi carrera y vida amorosa no están yendo a ningún lado.
Bu adamlar annenle âşk yaşadığımızı biliyor.
Esos dos saben que tenemos una relación romántica.
Ona karşı büyük bir âşk duyardım.
Estaba muy encaprichado con ella.
Evet, sanırım yanıldım, gerçek âşk harbiden kördür.
Sí, supongo que me equivoqué. El verdadero amor es ciego.
Ya kırar dizimi hayatımın âşkı Simon'ın dönmesini beklerim ki bu asla ben yaşlı, sarkmış bir kadın olana kadar gerçekleşmeyebilir.
O me siento a esperar que Simon, el amor de mi vida, regrese, que puede no suceder hasta que sea una mujer vieja y marchita...
Hayatımın âşkı sensin sersem.
Eres el amor de mi vida, tontito.
- "Hayatımın âşkı sensin, sensiz ben ölürüm" saçmalığı.
- Son todas una mierda en plan "tú eres la única, moriré sin ti".
Âşkına da bu gözle mi bakmalıyım şu andan itibaren?
Desde este momento creeré tan frágil tu amor.
Âşkına da bu gözle mi bakmalıyım şu andan itibaren?
Desde ahora sé que tu amor es frágil.
Âşk yüzünden yaptım.
Lo hice por amor.
Bunu bilmiyordum. Âşkı da hiç tanımadım.
Nunca lo he conocido, no he conocido el amor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]